Fikri KAPAN : ADAM GİBİ DURUŞ SERGİLEYİN!..

(Hakimiyet Gazetesi'nin resmi internet sitesidir)

ADAM GİBİ DURUŞ SERGİLEYİN!..

Gazetecilik mesleği ile ilgili olumsuz yazı yazmayı pek istemediğim bilinir. Ancak öyle gelişmeler yaşanıyor ki, yazmamak, bazı gelişmeleri kabullenmek anlamına geliyor.
   Belki de yazmam isteniyor!
   Ereğli Gazeteciler Derneği'nin, kuruluşundan bugüne yaşadığı olumlu/olumsuz gelişmeleri hemen hemen bölgedeki tüm kamuoyu bilir.
   Ancak meslek içinde (hadi öyle sayalım!) bilmeyenler olacak ki, küçük bir hatırlatma yapmam gerekecek.
   1991 yılında Yücel Eser başkanlığında oluşturulan kurucu yönetimin yaşadığı zorlukları, kendi içinde düştüğü çelişkilere rağmen, “kol kırılır yen içinde kalır” anlayışı ile sakladığı, en önemlisi de Ereğli'de 1994 yılında İlçe Temsilciler Kurulu'nun oluşumunu hazırlaması unutulmamalı…
   1995 yılında yapılan genel kurulda değişen yönetimin kısa süreli çalkantılı döneminde bile, mesleki büyüklerin uyarısı ile gidilen olağanüstü kongre ile yeni bir yapılanmaya giren dernek yönetimi, İlhan Yapıcı'nın 8 aylık başkanlığı döneminde kendini gösterdi, lokalini açtı; icraatlarını yaptı.
   Ardından yapılan olağan genel kurul sonrası 2 dönem (4 yıl) başkanlığına seçildiğim derneğimizde, elimden geldiğince mesleki, toplumsal barışa özen gösterdim; ekip olarak üyelerimize sahip çıktığımız gibi, yaptığımız etkinliklerle derneğimizi olması gereken yerde tutmaya gayret etti.
   Elbette değerlendirmesi (bugün hala) meslektaşlarımız tarafından yapılıyor.
   Tabi ki sıkıntılarda çektik, hatalarımız da oldu ancak, en çok gururlandığım; ikinci 2 yıllık göreve seçilmemin ardından üçüncü dönem aday olmayacağımı söylememle birlikte bıraktığımda, hemen hemen tüm camianın üye olduğu, sahip çıktığı bir dernek konumunda oluşumuzdu.
   Bugün kimileri 'lehte' çekilme şeklinde sözler etse de, oluşan bütünlüğün tüm baskılarına rağmen, bu tür görevlerin 'gönül işi' olduğunu, 4 yıllık sürede misyonumu tamamladığıma inanarak bıraktığımı bir kez daha vurgulamakta yarar görüyorum.
   Hoş, lehte çekilmiş olsam ne yazardı ki; sonuçta benden sonraki süreçte Başkanlığa seçilen Doğan Gönüllü döneminde de çok kötü günler geçirmedi derneğimiz…
   Yine aktivitelerini sürdürdü, olması gereken yeri korudu, kolladı…
   Ne yazık ki, Suat Eser Başkanlığındaki dernek yönetimimizin (bence gereksiz) aldığı olağanüstü genel kurul kararı sonrası 29 Ocak 2005 tarihinde (sözde ilk olağan genel kurula kadar) göreve gelen İ. Necati Günay dönemi için iyi şeyler söylemem mümkün değil.
   Ereğli Gazeteciler Derneği'nin tüzel kişiliğine saygıma binaen katıldığım genel kurulun sonuna kadar bekleyip, “geçersiz” kullandığım oy sonrası Hüseyin Orhan'ın üyelere hitaben şahsıma yönelik “teşekkürünü” unutmuyorum.
   Dahası, ilerleyen süreçlerde iyi hizmetler yapılacak umuduyla uzun süre sessiz kalışıma rağmen, o dönemin başkanının ne yapılmak istendiğini de pek anlamış değilim!
   Bunları neden hatırlatıyorum?
   “Sözde” yasal hakkı kullanarak bir yıl görevde kalan Günay, başta, (gerekçesi ne olursa olsun) ben dahil çok sayıda meslektaşın üyeliğini düşürmek, eski dernek lokalinin ne hallere düştüğünün zeminini hazırlayan oldu.
   Burada yazamayacağım kadar derneğimize yakışmayacak oluşumları yaşatan Günay, protokolle ilişkisini koparmamak bir yana, şimdilerde de oldukça iyi niyetlerle kurulan Alaplı Gazeteciler Derneği üzerine oynamaya başladı!
   Ve tabi ki, yine “Fikri Kapan” ismini kullanarak!..
   Fikri Kapan, gazetecilik mesleğine başladığı günden itibaren ne mesleğine ne de herhangi bir meslektaşına haksızlık yapmamaya özen gösteren, yaptıkları ile anılan biri. Eğer varsa bir gücü, işte bu nedenle oluşmuştur.
   Hiçbir zaman kişilerin arkasından konuşmamış, insanlar arasına fitne sokmamıştır. Tüzel kişiliği ile son derece önemli bir konumda olan derneğine 'ayıp' olacak bir girişimde bulunmamıştır.
   Birlikte çalıştığı mesai arkadaşları dahil, tüm camiası hatta ilgili kurumlarla paylaşmış, ortak kararlar almıştır.
   “Senin adamın” dememiş, etkilemeye çalışmamıştır!..
   Yazdığı yazılarında, eleştirilerinde özele girmemiş, yapıcı olmaya çalışmıştır.
   Tıpkı bu yazıda olduğu gibi:
   Ve sesleniyorum; bırakın bu tür gönül işlerini oldukça masumane yapan kişiler yapsın. Varsa başka hesaplarınız çıkın, mertçe söyleyin, savunun!
   Kendi büyüklüğünüzle prim yapmaya çalışın!
   İyi niyetli insanlar üzerinden değil!..
   Not: İsterseniz devam edebilirim!..


21.03.2007

Bu yazı 1969 defa okunmuştur

Yazara ait tüm yazılar için tıklayınız