| |||
ERDEM'İN 'KARA' TABLOSUFikri KAPAN![]() Açıklamasının hemen hemen tamamı doğru tespitler içeren tabloyu ‘kara’ olarak nitelendirmekten başak yorum bulamadım!.. Nasıl olmasın ki; Ereğli, bugüne kadar görmediği, hissetmediği krizi yaşıyor. ERDEMİR’in, uygulaması, tersanelerin durumu, sac sektöründeki kaynama, küçük esnafın yok olmaya yüz tutan konumu… Hepsini birleştirdiğimizde ortamın ‘ak’ olmasını beklemek veya düşünmek her halde ‘umursamazlık’tan başka bir şey olamaz! ERDEMİR’in, “özel statüyle kurulmuş” yarı KİT konumu yıllarına döndüğümüzde, 1980’lerin başına kadar “Devlet” adına siyasilerin elinde oyuncak olmuş; buna rağmen ayakta kalmayı başaran yapısını hatırlayalım! Ülkenin ilk Demir Çelik Fabrikası KARDEMİR’in, 1970’lerde kurulan İSDEMİR’in bir dönemler ne hale geldiğine hep birlikte şahit olmuştuk. Tamamı devlet tarafından yönetilen ve bürokrasinin oldukça ağır işlediği bu kuruluşlar adeta çökme aşamasına gelmiş, KARDEMİR’in özelleştirilmesi, İSDEMİR’in de ERDEMİR bünyesine katılmasıyla kurtuluş yolları zorlanmıştı. Gelinen noktada da iki kuruluşun çok da kötü olmadığını söylemek mümkün. Ya ERDEMİR?! Özelleştirilerek OYAK bünyesine alınmasının ardından deyim yerindeyse ‘profesyonel işletmeciliğe’ dönen ERDEMİR, günün koşullarına göre hareketle çeşitli tedbirler almak zorunda kaldı. Zaman zaman üretimdeki satış rakamları ile oynanan kuruluşta “teşvikli emeklilik – işten ayrılma” gibi uygulamalar yetmeyince, çare de işçi maaşlarının yüzde 35 oranında geri çekilmesinde bulundu! Elbette ERDEMİR gibi bir kuruluşun; öncelikle stratejik konumu da göz önüne alındığında yaşaması ne kadar kaçınılmazsa, düşen işçi ücretleri nedeniyle Ereğli piyasasındaki gerileme de bir o kadar kaçınılmaz oldu! ERDEMİR’e bağlı ürün ticareti yapan sac tüccarlarının, yaşanan krizden en fazla etkilenen sektör olması, bağlantılı olarak krize bir başka darbe vuran unsurdu. Büyük umutlarla kurulan tersanelerin ‘içler acısı’ durumunu yazmak bile artık gereksiz kaldı! 5 binleri aşan işçi sayısından binli rakamlara kadar düşüş görülen tersaneler, Erdem’in de ifadeleriyle bütünleşen ‘kara’ tablonun belki de en bariz örneği olacak! Tüm bu olumsuzluklara karşın bankalar en yüksek karları ediyor! Böyle çelişkinin nasıl olduğunu ise anlamak mümkün değil! Piyasalar berbat, iflaslar bir birini kovalıyor ama bankalar kar ediyor! Bırakın şubelerine gelen vatandaşa önerilerini, telefonlarla başlayan ve rahatsızlık verici şekilde aranarak, ‘sözde’ yeni imkanları bir bir sıralıyor bankalar! “Gel” diyor vatandaşa!.. “Gel, sana istediğin kadar kredi imkanı tanıyorum!..” Vatandaşa böyle diyor çünkü, biliyor ki, vereceği düşük miktardaki (ancak toplamda yüksek rakamlara ulaşan) paraları, nasıl olsa ümük sıka sıka alacak! Peki, aynı banka, yaşanan kriz ortamında zora giren sanayici-işadamı-tüccar-esnafa neden kredi vermiyor! İşine gelmiyor da ondan! Böyle bir durumda, ilçenin önde gelenleri, (kimilerine göre kanaat önderleri!) ne yapıyor?! Koca bir hiç!!! Daha önce de yazdım, yine yazıyorum; Ereğli, ülke genelinde yaşanan krizi en ağır şekilde geçiriyor. İlimiz Zonguldak dahil, bir çok il ve ilçe böyle kriz yaşamıyor. Yaşamamalarına rağmen, bölgelerindeki yöneticiler bir araya gelerek çeşitli çözümler üretmeye gayret ediyor. Bizdekiler ise hala ‘küçük olsun, benim olsun!’ zihniyetinden vazgeçmiyor. Aslında İrfan Erdem’in basın toplantısındaki satır aralarında bu konuya da değiniliyor ama anlayana!.. 23.12.2009 10:29:18 Bu yazı 1808 defa okunmuştur Yazara ait tüm yazılar için tıklayınız
![]() ![]() YORUM EKLE
![]() |
Şu anda 33 kişi online
Toplam ziyaret : 81.737.164 ![]() ![]() Devamını oku » 10.03.2025 10:24:15 tarihinde yazıldı 1078 kez okundu ![]() Devamını oku » 28.04.2025 15:19:59 tarihinde yazıldı 335 kez okundu ![]() ![]() Devamını oku » 29.04.2025 15:37:34 tarihinde yazıldı 664 kez okundu |