• Ana Sayfa
• Politika
• Ekonomi
• Eğitim
• Asayiş
• Yaşam/Sağlık
• Spor
• Magazin
• Hakkımızda

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in, 2025 Liselere Geçiş Sınavı’na (LGS) yönelik kamuoyunda oluşan tepkileri “asılsız” ve “algı yaratma çabası” olarak geçiştirmeye çalışmasının, bugün yaşanan bir gelişme ile bakanlık açıklamalarının gerçekliğini bir kez daha sorgulandığı bildirildi.

Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası (Eğitim-İş) Karadeniz Ereğli temsilciliğinden yapılan yazılı açıklamada, LGS sürecinin teknik sorumluluğunu üstlenen Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Bilgi İşlem Genel Müdürünün, ani bir kararla görevden alındığı hatırlatıldı.

Eğitim-İş olarak, sınav sonuçlarında hiçbir “şaibe” olmadığının dillendirildiği anlatılan açıklamada, şunlar kaydedildi:

“ÇELİŞKİNİN ADINI KOYMAK GEREKİR”

“Bu görevden alma hangi gerekçeyle yapıldı? Bir yandan kamuoyuna ‘şaibe yok’ açıklaması yapılırken, diğer yandan sınavın teknik sorumlusu görevden alınıyorsa, bu çelişkinin adını koymak gerekir: ya kamuoyu bilerek yanıltılıyor ya da liyakatsizliğin üstü örtülmeye çalışılıyor. Velilerin, öğrencilerin ve eğitim emekçilerinin dile getirdiği şu sorulara yanıt verilmelidir: ⁠En zor denilen sınavda, en fazla birinci nasıl bu yıl çıktı? ⁠1-2 boş ya da yanlış yapan öğrenci sayısı nedir? Bu öğrenciler hangi okul türlerinden geliyor? ⁠Yüzde 0,1’den yüzde 1’lik dilime kadar kaç öğrenci var? Bu öğrenciler hangi iller ve okul türlerinden? ⁠Nasıl oluyor da bazı okul türlerinde, bir ilçedeki tüm okullardan daha fazla öğrenci dereceye girebiliyor? ⁠İktidarın özel kaynak ve destek sağladığı bilinen bir okul türünde, sınava giren öğrencilerin neredeyse dörtte biri 0,01-0,91’lik dilimdeyse, bu sadece bir tesadüf müdür? milyonlarca öğrencinin kaderini belirleyen bir sınav süreci siyasi kaygılarla değil; bilimsel, objektif ve kamuya açık şekilde yürütülmelidir. 

“BİR KEZ DAHA UYARIYORUZ!”

Eğitim-İş olarak, bir kez daha uyarıyoruz: LGS’de yaşanan bu skandalın üzeri görevden almalarla örtülemez. Tüm süreç tam şeffaflıkla kamuoyuna açıklanmalı; sorumlular cezalandırmalı, mağduriyetler giderilmelidir. Eğitimde adalet, şeffaflık, eşitlik ve liyakat kırmızı çizgimizdir, asla taviz vermeyeceğiz.”

Bu sayfayı yazdır

Bu haber 315 defa okunmuştur