HOŞ GEL KIŞ…

Artık “hoş geldin kış” diyebiliriz diye düşünüyorum…

 Özellikle sabahları yüzümüze çarpan soğuk, bizden selamını esirgemiyor. Yazın cıvıltısı ve koşuşturmasının aksine, daha dingin bir mevsime geçmiş bulunmaktayız. Battaniyemize sarılıp çayımızı ya da kahvemizi yudumladığımız, kitap okuduğumuz, dizi izlediğimiz akşamlar da hoş geldi.

 Çoğunluk “Ah, bir yaz gelse” derken, ben hep “kış gelse” diyenlerdenim…

Soğuk mu? Soğuk.

Gri bulutları var, çabucak kararan akşamları…

 Ama içimizi sımsıcak yapan anılarımızın da olduğu bir gerçek.

 Özellikle kıpkırmızı bir soba borusunun sıcaklığını bilen, sobanın üzerinde ekmek kızartmış; portakal kabuklarını sobanın üzerine koyup evi portakal kokusuyla donatmış bir nesil, beni çok daha iyi anlayacaktır.

 Böyle düşündüğümüzde kış, biraz da çocukluğumuzdur bizim.

Okuldan dönerken üşüyen eller, buğulanan camlara çizilen resimler…

Tepsilerden kızak yaptığımız akşamlar, kar topu savaşları…

 “Kış biraz da hüzündür” derken, sanırım tam olarak bunlardan bahsediyoruz.

Tüm bu güzelliklerin yanı sıra, dışarıda kalmak zorunda olanları düşünmek ise insanın içini acıtmaya yetiyor.

 Kışın en ağır yüzünü sadece sokaktaki hayvanlar değil, insanlar da yaşıyor. Soğuk bir banka sığınan, bir durak altında sabahlayan, evsiz kalan insanlar için kış; sessiz bir mücadele demek.

 Peki, biz ne yapabiliriz?

 Büyükşehir belediyelerinin sağladığı geçici konaklama imkânları için yönlendirme yapabilir ya da bir yardım hattını arayabiliriz. Aşevlerinin sunduğu bir kap sıcak çorba bile bu anlarda çok kıymetli. Bu kuruluşlara destek olmak, basit gibi görünen ama hayat kurtaran adımlardır. İstersek bu seçenekleri çoğaltmak da bizim elimizde.

 Minik dostlar için ise mama ve suyun yanı sıra, plastik bir kasanın içine yerleştirilecek bir battaniye bile soğuk gecelerde çok şey değiştirebilir.

 Yediden yetmişe herkesin sımsıcak bir kış geçirmesi dileğimle,

Sağlıkla kalın ,sevgili dostlar….

Yazara ait tüm yazılar için tıklayınız

Tweetle

YORUMLAR (0)

YORUM EKLE

YORUM EKLE

---