• Ana Sayfa
• Politika
• Ekonomi
• Eğitim
• Asayiş
• Yaşam/Sağlık
• Spor
• Magazin
• Hakkımızda

(Röportaj Fikri Kapan) - Zonguldak’ın Ereğli İlçesindeki Musa’nın Yeri Plaj Restoran’da, genç ses Cansu Eylül Taş Konseri düzenlendi.

Dün (27 Nisan), Restoranın çok amaçlı salonunda gerçekleştirilen yemekli gecede Cansu Eylül Taş, davetlilerin alkışları arasında sahneye çıktı.

Aralarında Müslüm Gürses, Ferdi Tayfur (Merhum) İbrahim Erkal, Ahmet Kaya gibi sanatçıların eserleri ile gündemde öne çıkan Türk Pop şarkılarını yorumlayan Cansu Eylül Taş, zaman zaman davetlilerle birlikte şarkılar söyledi, arzu eden davetlilere de mikrofon uzattı.

Sahne performansı ile yorumlarını bütünleştirmesi salonda bulunanlarca sık sık alkışlanan Cansu Eylül Taş’a, İşletme Sahipleri Avşar Ailesi ve bazı davetliler tarafından şampanya patlatıldı. Genç yorumcu, yapılan jestler karşısında Avşar ailesine ve davetlilere teşekkür etti.

NOKTAYI İZMİR  MARŞI İLE KOYDU

Zaman zaman ritim sazda Barış’ın davul şovları ile renklenen programda davetliler, gecenin ilerleyen saatlerine kadar eğlendi, coştu.

Yaklaşık 3 saat sahnede kalan Cansu Eylül Taş, gecenin finalini ise “İzmir marşı” ile yaptı. Sanatçının yorumuna ayakta eşlik eden davetlilerin, sevgi gösterisi olarak da havaya peçeteler fırlattığı görüldü.

BAŞARIIN SIRRI!

Programın ardından Hakimiyet Yayın Grubu Sahibi Fikri Kapan ve kızı Sibel Kapan ile kuliste görüşen Cansu Eylül Taş, ilginç açıklamalarda bulundu.

Fikri Kapan’ın sorularını yanıtlayan güzel sanatçı, başarısının, bunda doğal davranmasının etkili olduğunu belirterek, “çünkü ben sahnede ‘yapmacıklıktan ziyade olduğum gibi olmayı’ tercih ediyorum. Bu şekilde, sahnede asıl Cansu’yu göstermek istiyorum” dedi.

Başarının bir şeklinde ‘müzikli büyüdüğünden kaynaklı’ olduğunu savunan Cansu Eylül Taş, şunları söyledi:

“Çünkü annem, babam, sütün akrabalarım, hatta rahmetli babaannem dahi olmak üzere hepsi de müzisyendi. Hepsi sanatın içinde olduğu için ben de onlar birlikte büyüdüğümden dolayı diyelim. Müziğin içinde doğdum, müziğin içinde büyüdüm ve bunu tercih ettim. Hayalim buydu.”

İYİ SAZ ÇALARIM AMA SAHNEDE DEĞİL!

Gazeteci Kapan’ın, genç sanatçının bilinmeyen bir yönü olan “Saz çaldığını” hatırlatması üzerine ise Cansu Eylül Taş, şöyle dedi:

“Evet ama bunu kimse bilmiyor. Çok küçük yaştayken babam; Arif Sağ, Musa Eroğlu, Neşet Ertaş, Mahsuni Şerif’in türküleri ile beni büyüttü. Bun onların türkülerini, bütün albümlerini ezbere biliyorum. Ama sahnede çok fazla, hatta hiç söylemeyen bir biriyim. Babam, (11 kardeş) amcalarım, dedem, babaannem dahil olmak üzere hepsi bağlama çalar. Bana, ‘Biz asla ve asla bağlama üzerinden sanat icra edip para kazanmayı tercih etmiyoruz” dediler ve bunu (saz çalma) ibadetimiz olarak gördüklerini biliyordum. Bunu duyduktan sonra Türk Halk Müziği söylerken para kazanamayacağımı düşünerek yetiştim. Ben arabesk türü seven ve söyleyen biriyim. Ben, bağlama çalarak para kazanmak istemiyorum, ses olarak kazanmak istiyorum. Aslında Türk Halk Müziğine aşığım ve Türk Halk Müziği söyleyerek duyulmayı da çok isterdim ama arabesk söyleyerek duyulmayı daha çok tercih ettim.

ÇALARSAM HARBİYE’DE ÇALARIM

Bağlamayı da çalarsam bir gün inşallah, hayalimdir; Allah izin verirse bir gün Harbiye konserim olursa orada bir şov yapacağım. İzleyenlerim de orada beni ilk defa ve tek bir kere dinleyebilecekler.”

MUHTEŞEM MEKAN, MUHTEŞEM DAVETLİ

Karadeniz Ereğli’de ilk kez sahne aldığını dile getiren Cansu Eylül Taş, gördüğü ilgiyi beklemediğine değinerek, “açıkçası böyle bir şey beklemiyordum. İnsanlar çok iyi, enerjileri muhteşem, eğlence kültürleri muhteşem. Gerçekten sanatçıya değer veriyorlar. Mekan sahiplerini zaten tarif edemiyorum. Şuramızda (kalbimizde) aslında istediğimiz ve beklediğimiz gibiydiler. Hiç beklemediğim bir ortamla karşılaştım. Çok mutlu oldum. İnşallah yaz aylarında Restoranın açık alanında güzel bir konser vereceğiz.

NEŞET ERTAŞ’IN SAZININ TELLERİNİ ÇIKARDIM, KİMSE ÇALMAK İÇİN DOKUNMASIN DİYE

Kapan’ın, “Sanat yaşamında nereye ulaşmak istiyorsun?” şeklindeki sorusunu yanıtlayan yorumcu Taş, şu şekilde konuştu:

“Harbiye… Aslında kendime sanatçı demek istemiyorum. Çünkü sanatçı olmak başka bir evre. Ben kendimi yorumcu olarak değerlendiriyorum. Ama bir kez daha söylüyorum; Rahmetli Mahsuni Şeref vi diğer üstatlarım benim dedelerimdir. Evimin duvarında hala Neşet Ertaş’ın sazı asılı duruyor. Tellerini çıkardım ki, kimse alıp saza dokunmasın diye. Korunması için de çok güzel bir kamuflaj yaptırdım. Evet Türk Halk Müziği çocuğu olarak yetiştim, çok güzel bir Türk Halk Müziği dinleyicisiyim, okuyucusuyum ama sahnede arabeskçiyim. Çünkü ben bir Müslüm Baba (Gürses) seveniyim. Sanatçı olduğumu asla iddia etmiyorum, hiçbir zaman da etmeyeceğim. Ben bir yorumcuyum. Çünkü ben beste yapmıyorum, söz yazmıyorum. O yüzden yerimi bilmek zorundayım.

İDOLÜM AJDA PEKKAN

Hayalim bir ‘Ajda Pekkan olmak. Ben sahnede Pop da okumak istiyorum. 70 yaşındayken bile 30 yaşında görünmek istiyorum, 70 yaşındayken bile arabeskte 30 yaşında bir ‘assolist’ görünmek istiyorum. Hayalim bu. Belki bir belki harbiye, belki de yurt dışında bir yer olabilir. Bana burada gösterilen ilgiye bir kez daha çok teşekkür ediyorum.”

YORUMCU DA SANATÇIDIR

Hakimiyet Yayın Grubu Sahibi Fikri Kapan da, Karadeniz Ereğli’nin ekonomisi ve sosyal yaşamı ile farklı bir ilçe olduğunu savunduğu sözlerinde, “bugüne kadar gelen sanatçılar arasında çok ayrı bir yerde olduğunu gördüm. ‘Yorumcuyum’ dedin, yorumlamak da bir sanattır” dedi.

 AŞK - EFZA'YA SELAMLAR...

Ereğli'de müzik sanat gruplarının olap olmadığını soran ve Kapan'ın da ilçedeki Aşk-Efza Musıki derneği'nd eyer aldığını öğrenen Cansu Eşlül Taş, bir sanat müziği eserinden bir kuble seslendirirken, "inşallah bir dahaki gelişimde Aşk-Efza'nın konserinde yarkı söylerim, herkese selamlar" dedi.

Genç yorumcu Cansu Eylül Taş, röportajın ardından eşi ile birlikte özel araçlarıyla yaşadıkları İstanbul’a hareket ettiler.

Bu sayfayı yazdır

Bu haber 382 defa okunmuştur