Fikri KAPAN : ÇAY İÇMENİN KEYFİ; ÇINARALTI KAFE!..

(Hakimiyet Gazetesi'nin resmi internet sitesidir)

ÇAY İÇMENİN KEYFİ; ÇINARALTI KAFE!..

Ereğli sahil bandında yaratılan güzellikle inkar etmek mümkün mü? Yaklaşık 3 kilometreyi bulan sahil bandında oluşturulan dinlence yerleri, özellikle yaz günlerinde halkın stres atması için adeta bire bir!..
   İnsan sağlığının vazgeçilmezi olan spor, sahil bandında yapılan yürüyüşle öyle zevkli oluyor ki, vatandaş da bunu en iyi şekilde değerlendiriyor. İsteyen, belli yerlere konulan jimnastik ve benzeri aletler de vatandaşın epey ilgisini çekiyor.
   Yürüyün, yürüyebildiğiniz kadar; daha da fazlasını istiyorsanız küçük çaplı aletlerle de sporunuzu yapın…
   Acıktığınız da oluyordur. İster yemek, ister hafif atıştırmalar için kurulan mekanlara geçmek hiç de zor değil!
   ***
   Sahil bandının en büyük özelliklerinden biri de, eş-dost, arkadaş-sevgili, ağabey-abla-kardeş; oturabileceğiniz ve zevkle çayınızı yudumlarken sohbet edebileceğiniz çay bahçesi-kafelerdir.
   İlçede yaşayanların her birine girdiği ve hizmetin en iyisini aldığı bu kafeler, isteyene oyun şansı da tanıyor, yani eğlenebiliyorsunuz.
   Benim de epeyce beğendiğim bu mekanlarda en çok tercihim ise (her nedense!) Çınaraltı Bozhane Kafe olmuştur.
   Kalabalık insan topluluğuna rağmen kimsenin, kimseyi rahatsız etmediği, kış aylarına göre de hazırlanan mekanın rahatlığında, okey taşlarının çıkardığı ‘tak-tak’ sesleri içinde sohbet edebildiğim ender mekanlardan biridir.
   Ağabey Sinan Özdemir önderliğinde arı gibi çalışan kardeşlerinin müşteriye ilgisine elbette şahit olmuşsunuzdur.
   Gözlerini garsonların üzerinden ayırmayan, kendileri bile birer garson gibi müşteriye ilgi gösteren bu insanların sıcak sohbetleri ise bir başkadır.
   Ama, önce şahit olduğum küçük bir anektodu aktarmak isterim.
   Hani garsonları takip ediyorlar dedim ya; Sebebi neymiş biliyormusunuz?
   Bir çoğu, maaş artı prim sistemiyle çalıştıklarından (olası) müşteri hesabına bir çay dahi fazla yazmasınlar diye dikkat ettiklerini bilmek, “müşteri veli-nimettir’ deyişinin en güzel örneğiydi bence…
   Sinan Ağabey’in sohbeti ise bir başka!
   O gün, mekanda, personeline (ya da kendilerine) özel bir yiyecekleri varsa, (bazı) müşterileri ile paylaşmayı o kadar sever ki…
   Eğer, oturduğunuz masada yabancılık çekmeyecekse oturup, öyle sohbetler açar ki, son derece dikkatli dinler ve zevk alırsınız.
   Bir tutkusu da fıkra dinlemek ve anlatmaktır Sinan Ağabey’in!
   Anlattığı fıkralara gülmemek elde değildir de, anlattığım bir fıkrayı ise ‘içini çeke çeke’ dinlemesi pek de bir ilginçtir!
   Hadi anlatayım;
   Temel ile Dursun aldıkları 2 atı ahıra, başına da bir seyis koyarlar. Amaçları her sabah gelecek, atları sevecek, isterlerse binip turlayacaklardır.
   Ertesi sabah geldiklerinde Temel, şaşkın şaşkın Dursun’a seslenir!
   “Ula Tursun, ha bu atlari kariştirayruk, gel birinin kuyruğunu keselum!..”
   Öyle de yapıp giderler. Ahıra gelen seyis bu durumu görünce, “vardır bi bildukları” diyerek, diğer atın da kuyruğunu keser!
   Ertesi sabah geldiklerinde bu kez Dursun çıkışır!
   “Ula temel, bunlarin kuyruklari da eşit, gel birinun kulağından azicuk keselum!..”
   Ardından gelen seyis yine, “Vardir bi bilduklari” diyerek, o da diğer atın kulağından keser!
   Üçüncü gün olmuştur; Temel dayanamaz!
   “Ula Tursun” der. “Bu iş boyle olmayacak, en iyisi siyahi senun, beyazi benum olsun!..”
   Sinan abi o kadar mütevazidir ki, güler mi, ağlar mı belli olmaz!..
   ***
   Ereğli sahil bandında gezmenin, spor yapmanın ve de çay içmenin zevki bir başkadır. Hele bir de mekan içinize sindiyse!..

22.02.2008 10:14:17

Bu yazı 1790 defa okunmuştur

Yazara ait tüm yazılar için tıklayınız

YORUMLAR (1)

YORUM EKLE

06.02.2009

aborjin diyor ki;

ereğli nin en kötü yeri,bir arkadaş gurubuyla okey oynarken,yan tarafta sesli konuşan müşteriye nasıl küfrettiklerini biliyoruz..kesin siz oranın patronun arkadasısınızdır...o garsonlarada yazık,patronlamı uğraşsın.müşteriyle mi