Fikri KAPAN : KENDİMİZE ÇEKİ-DÜZEN!..

(Hakimiyet Gazetesi'nin resmi internet sitesidir)

KENDİMİZE ÇEKİ-DÜZEN!..

Kamuoyu tarafından “özgürlükte” sınırsız olduğumuz savunulan basın camiasının, aslında pek de öyle olmadığını bizler biliriz!
   Gerek, basın-yayın yasaları, gerekse ilkeleri arasında yer alan davranış biçimleri, biz basın camiasının içinde yer alan ve çalışanlara, “oto kontrol” da denilebilecek kısıtlamalar getirir.
   Zaman zaman yasalara karşı zor anlar yaşıyor olsak da, bizi asıl bağlayanın basın yayın ilkeleri olduğuna/olması gerektiğine inanıyorum.
   Değer bulunan her gelişme haber olabilir. Toplumsal içerikli her haberin mutlaka yazılması, gerektiğinde olumlu/olumsuz eleştirilerin yapılması da gereklidir.
   Zira, “toplumun gözü, kulağı” olarak sınıflaştırılan basının gelişmeleri aktarması ile çoğunlukla bilgilendirme sağlanır.
   ***
   Birkaç kez kaleme almıştım, bir kez daha anımsatacağım.
   Ülke genelinde düzenlenen çok sayıda seminer, düzenlenen toplantı ve diğer etkinliklere Ereğli'den katılan meslektaşlarımızın farkının ortada olduğu biliniyor.
   Ve yine, bu tür etkinlikler arasında yer alan (özellikle) seminerlerden faydalandığımız da bilinen bir gerçek.
   Bu tür etkinliklere katılma şansını bulamayan arkadaşlarımızın bir parça da olsa eksikliklerine en çok üzülenler arasında olduğumu söyleyebilirim. Çünkü, oradaki atmosferi ve ortaya çıkan farkı görmeleri durumunda, Ereğli'de neler yapılabileceğini daha iyi gözleme imkanı bulacaklarına inanıyorum.
   ***
   Geçtiğimiz hafta içinde Ereğli Demir ve Çelik Fabrikaları Genel Müdürü ve Erdemir Spor Kulübü Başkanı Oğuz Nuri Özgen'in düzenlediği basın toplantısını anımsayın!
   Hatta, bir sonraki gün Pusula Gazetesi (ve Dergisi) Sahibi Ali Rıza Tığ'ın gazetesindeki köşe yazısını!..
   Tığ, her ne kadar bazı gelişmeleri gözden kaçırıp, Özgen'in aynı zamanda kulüp başkanı olduğunu unuttuysa da(!), yazısının büyük bölümüne (üzüntüyle de olsa) katılmamak mümkün değil.
   Toplantının belli bir bölümünün ardından, (haberi Anadolu Ajansı'na yetiştirmek amacıyla) salondan ayrıldığım için sonraki gelişmeleri kaçırmışım!..
   Duymadıklarımı Tığ'ın köşesinde okuduğumda, benim salonda olduğum sırada yaşananların adeta gölgede kaldığını hissettim!
   Sorulanları, konuşulanları tekrarlamak istemiyorum ancak;
   Genelde 'iyi' olduğumuzu söylediğimiz basın mensubu arkadaşlarımızla birlikte, 'çok iyi' bir 'iç seminerden geçmemiz gerektiğini' bir kez daha kabul ettim.
   Kimseyi kırmak, rencide etmek gibi bir düşüncem olmadığını herkes bilir. Ne var ki, bizleri 'sonsuz özgür' görenlerin dahi, bu tür gelişmelere dikkat ettiğini de gözden kaçırmak mümkün değil.
   Ereğli Gazeteciler Derneği başkanlığım dönemimde, o günkü dernek lokalinde iki haftada bir de olsa bir araya gelerek, kendi aramızda (hoşgörü sınırlarını aşmamak kaydıyla) yaptığımız özeleştirileri hatırlıyorum; hatırlayanlar vardır.
   Yine aynı Tığ'ın, Zonguldak'ta bazı büyüklerimiz ile katıldığımız etkinlikte (ya siz nasıl bir araya gelebildiniz?!) şeklindeki şaşkınlığını hatırlıyorum.
   Dolayısıyla, Ereğli basınının ayrıcalığını sürdürmek, geleceğe ve gelecekteki meslektaşlarımıza iyi bir miras bırakabilmek istiyorsak, bu tür toplantıları tekrarlamamız, ardından da (yine geçmiş yıllarda düzenlediğimiz gibi) basında toplam kalite, genel sorunlar üzerine geniş seminerler düzenleyebiliriz.
   Bu konuda Ereğli Gazeteciler Derneği Yönetimini göreve davet ediyorum. (Henüz gitmediğim) dernek lokalinde katılmak isteyen tüm basın mensuplarını bir araya getirip, ilçemizdeki mesleki büyüklerimizden bir şeyler almamızı, kendi aramızda özeleştiri yaparak sorunlara çözüm üretmemizi sağlasınlar.
   Yoksa, düne kadar bizlere bakıp da gıpta edenler, ileride daha çok eleştirme fırsatı bulacaktır!

3.09.2007

Bu yazı 1520 defa okunmuştur

Yazara ait tüm yazılar için tıklayınız