BİZE SORUYORLAR; SEÇİMLER NE OLUR?!

31 Mart mahalli İdareler (Yerel) Seçimlerinin Karadeniz Ereğli’deki yarışı her geçen gün hızlanıyor.

Adaylar malum; Belediye Başkanı Halil Posbıyık (yine) CHP’den, İbrahim Sezer AK Parti’den, Murat Sesli İYİ Parti’den, İlkay Özdemir MHP’den, Cihangir Amca TİP’ten, Emre Karaarslan Yeniden Refah’’tan, Musa Kumaş SP’den...

Bu kadarını bilebiliyoruz!!!

Mevcutların arasında yarışın ise üç parti (isim) arasında geçeceği konuşuluyor kamuoyunda...

Posbıyık, Sezer, Sesli...

Kimisi “Posbıyık önde götürüyor!” görüşünü savunurken, kimisi “Sesli kesin seçilir” diyor; AK Parti toparlanırsa ipi göğüsler” diyenler de azımsanacak kadar değil.

MHP’de ise İlçe Başkanı Rahman Demirtürk, “Eğer Karadeniz Ereğli’nin İl olması isteniyorsa seçmen bizi tercih etmeli. Kadın adayımız aynı zamanda belediyeciliği iyi bilen bir isim” savıyla oy istiyor...

Anlayacağınız seçimlere sayılı günler kala, hala “kesin kazanır” denilen parti ya da aday ismi konuşulmuyor!

Bu da seçimlerin ‘Kıyasıya’ geçeceğine delalet!

***

Bu arada Hakimiyet Yayın Grubu bünyesindeki www.ereglihakimiyet.com ve www.ereglihakimiyet.net haber sitelerimizde kısa süreli bir de anket başlattık.

10 Mart Pazar akşamına kadar sürecek anketin sonuçları, bir nevi bizim de adaylar üzerinde kazanma şansına yönelik görüşlerimize etki edecektir. Tabi ki sonuçları kamuoyu ile paylaşmaktan da kaçınmayacağız.

RSNet Bilişim Hizmetleri katkısı ile hazırlanan anketimize katılım ne kadar yüksek olursa sonuçlara da o kadar etki edeceğini düşünüyorum.

Özellikle belirtiyorum ki; ankete kullanılan oyların sahipleri biz dahil kimse tarafından bilinmiyor, bilinmeyecek.

BASINA İLAN KATKILARI!!!

Seçim dönemlerinde en çok konuşulandır;

“medyaya para akacak!!!”

Bu kadar yıldır meslekteyim, o, akan paraları bir türlü göremedim dersem inanın!

Elbette gazetelerimize, haber sitelerimize verilen ilanlardan küçük çaplı kaynak aktarımları oluyor da bu miktarlar hiç de abartılacak rakamlar değil!

Oluyorsa da gözü olanın gözü çıksın!

Böyle dönemlerde ilan/reklam desteği olarak medyaya aktarılan kaynağa ‘kesinlikle’ karşı değilim.

Zira, verilen ilan/reklam tarafların menfaatlerine oluyorsa (ki oluyor) elbette bunun da bir bedeli olmalı.

Üzüldüğüm ise veriliş/alınış şekillerinde!

Bu dönem, geçmişe göre sistem biraz daha farklı işliyor!

Konuya hassasiyet gösteren siyasi partiler ya da adayları, “kapalı zarf hediyesi” ile işe çözüm bulmuş!

Tabi bu uygulamanın doğurduğu bir sıkıntı da oluşmuş!

Bir basın mensubu arıyor;

“Abi ya, o ne demek öyle, A partisinden ... kişi arıyor, size ait bir zarfınız var, gelip alırmısınız’ diyor!

Böyle bir şey nasıl olur? O kim ki beni ayağına çağırıyor!!!”

Tepkimi ortaya koyuyorum!

Uygulamayı doğru bulmadığımı belirtmekle birlikte, yöntemin bu hale gelmesinde kimin suçu olduğunu sorgulamayı daha doğru buluyorum!

Örneğin bana kimse “gel, zarfın var al...” demedi.

Elbette Hakimiyet’e de amaca yönelik ziyaretler oldu.

Oldukça nezaketli, nazik ve teşekkürle...

Demek ki, “Gel Zarfın var al...” söylemine maruz kalanlar, öncelikle medyanın içine düştüğü durumu görmeli!

Bu yazı 334 defa okunmuştur

Yazara ait tüm yazılar için tıklayınız

Tweetle

YORUMLAR (0)

YORUM EKLE

YORUM EKLE

---

---