SARAY MI? KÜLLİYE Mİ?! - TÜYLERİMİZ DİKEN DİKEN!

Geçtiğimiz hafta, İYİ Parti’nin Ormanlı Belde Teşkilatı Binasının açılışına gittim.

Ormanlı Belde Başkanlığına atanan ve ‘heyecanlı gördüğüm’ Erhan Uzun’un heyecanı kadar, işi ‘İYİ’ yapacağını da şimdiden söylemeliyim!

Tabi, açılışa damgasını vuran ise İYİ Parti İstanbul Milletvekili Yavuz Ağıralioğlu’nun konuşması oldu.

Aslında, hemen hemen tüm TV kanallarındaki açık oturumlara katılan Ağıralioğlu’nun konuşmalarının bir çoğunu “yerinde” bulduğum gibi; konuklar arasında karşıt görüşte olanlara veremediği(ni sandığım!) bazı söylemediklerinden dolayı da eleştiriyordum.

Ancak, Ağıralioğlu’nun Ormanlı’da açılışa katılanlara hitaben konuşmasındaki “küçük ayrıntıları” dinleyince; siyaseten “neyin, nerede söylenmesi gerektiğine” de böylece şahit oldum!

***

Aslına bakarsanız bilindik birçok ifadeyi içeren bir konuşmaydı Ağıralioğlu’nun konuşması…

Aralara serpiştirdiği –ki haberin manşetine de yansıdı- “Oldu Canım, oldu” gibi küçük ‘ti’ye almalar, kalabalığın epeyce hoşuna gitti!

Elbette; programın açılışındaki Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı’na atfen söylemleri ise kalabalığın coşmasına vesile oldu.

Ancak; “Saray mı? Külliye mi?!” karşıtlığına yönelik ifadeleri bence en dikkat çekiciydi.

Bugüne kadar (en azından ben duymadım) TV yorumlarından buna benzer ifadeler kullanmıyordu.

Haberden özetle:

“…Şunun bilinmesini isteriz; biz keyfiliğe istinaden ‘Saray’ deriz. Külliye, bu topraklardaki bin yıllık kadim varlığımızın, aslında medeniyet iddiamızın müesses organizasyonumuzun merkezidir. Bende onlara şöyle dedim; Duyuyorsanız Külliye, sağırsanız Saray. Anlıyorsanız Külliye, anlamıyorsanız Saray. Siyasi olarak görüyorsanız Külliye, görmüyorsanız Saray. Harama yakınsanız Saray, helalseniz Külliye. Liyakat istihdam ediyorsanız Külliye, sadakat ödüllendiriyorsanız Saray. Hesap veriyorsanız Külliye, hesap soruyorsanız Saray. Seviyorsanız Külliye, sövüyorsanız Saray. Merhamet ediyorsanız Külliye, bağırıyorsanız Saray. Birleştiriyorsanız Külliye, bölüyorsanız Saray… ‘Size bir sistem buldum, beni yetkilendirirseniz her derdinize derman olacağım’ diye Sayın Cumhurbaşkanının, 3 yılda bizi getirdiği yerden konuşuyoruz…”

Ağıralioğlu’nun bu ifadelerini sıralamasına neden olan sözleri ise şeyleydi;

“…Mevcut iktidarı ‘Saray’ ifadesini kullanarak eleştirdiğimizde, AK Parti milletvekilleri ‘Saray değil, Külliye’ dememiz gerektiğine yönelik ifadelerde bulunuyorlar. Yazık ki, eleştirilerimize verecek yanıtları olmadığından sadece ‘Külliye’ye takılıyorlar…”

İşte ardından da, neden “Külliye” değil de “Saray” dediğini sıralıyor Ağıralioğlu…

Elbette iktidar icraatlarını anlatacak, muhalefet de yapılamayanları eleştirecek.

Gördüğüm ve tespitim o ki; savunma ya da eleştirilerin televizyon kanallarındaki şekilleri başka, halkla yüz yüze olanları…

Bunu, İYİ Parti Ormanlı Belde Teşkilat binasının açılışına katılan İYİ Parti İstanbul Milletvekili Yavuz Ağıralioğlu’nun konuşması ile bir kez daha netleştirmiş olduk1

TÜYLERİMİZ DİKEN DİKEN!

Salı günleri yayınlanan Hakimiyet’in ön hazırlıkları için Cumartesi-Pazar demeden; her gün çalışıyoruz!

Bu Pazar da geldiğim iş yerimde bir yandan gazete sayfalarında dizgi/mizampaja başladım, diğer yandan ise haber sitelerimize (ereglihakimiyet.com ve ereglihakimiyet.net) güncel haberleri yerleştirmeye uğraşıyordum.

Bu arada, (pek takip etmeyi sevmesem de) sosyal hesaplarımda, ‘haberleştirebileceğim’ ya da gündeme alabileceğim bir şeyler olup olmadığını kontrol ediyordum.

Karşıma; Avrupa Zonguldaklılar Derneği’nin bir paylaşımı çıktı!

Devrekli bir ailenin Almanya’da yaşayan kızları Zeynep Avcı’nın, Almanya’da katıldığı ses yarışması programında ‘Türkçe’ seslendirdiği ‘Yalan’ isimli şarkı ile yarışma jürisi ve salondakilere yaşattığı anları izledim!

Hem de ‘Tüylerim diken dikene’ oluncaya..!

Aynı sırada bazı jüri üyelerinin de kollarındaki tüylerin ‘diken diken’ olduğuna baktıklarını fark ettim.

Harika bir yorum…

Bitiminde tüm jüri ve salondakiler Zeynep’i ayakta alkışladı.

Yarışmaya devam etmek için seçtiği sanatçı/jüri üyesinin (Alman) fötr şapkasını fırlatması, yanına geldiği Zeynep’in önünde eğilmesi ise gerçekten görülmeye değerdi.

Tebrikler ve teşekkürler Zeynep…

***

Konular farklı biliyorum ama bugünlük, şöyle biraz mutlu ve gururlu kapatmak istedim!

Kalın sağlıcakla…

Bu yazı 789 defa okunmuştur

Yazara ait tüm yazılar için tıklayınız

Tweetle

YORUMLAR (0)

YORUM EKLE

YORUM EKLE

---

---