|
| |||
DEPREM GERÇEĞİ!..Fikri KAPAN
Elazığ’ın, Sivrice Merkezli depremi, ülkemizi bir kez daha derin yasa boğdu, bir kez daha ‘deprem gerçeğini’ hatırlamamıza neden oldu! 41 vatandaşımızın hayatını kaybettiği, 1607 vatandaşımızın ise yaralı olarak kurtulduğu depremin ardından ‘toplumsal dayanışma’nın bir örneğini daha göstermemiz işin teselli yanıydı! Ülkenin birçok bölgesinden olduğu gibi Ereğli’den de, öncelikle Belediye İtfaiye Müdürlüğünden kurtarma ekibi Elazığ’a gönderildi. Hemen ardından ise ilçedeki Şoförler ve Otomobilciler Odası’nın Erbirlik Kamyoncular Kooperatifi iş birliği ile düzenlenen kampanyada, kısa sürede 2 tır dolusu çeşitli eşyalar deprem bölgesine götürüldü. Yiyecek, giyecek, ev eşyası; ne bulunursa verilen yardımlar arasında bir çocuğun, ‘en sevdiği’ oyuncağını gönderdiğini yazdığımda epeyce duygulandım. Bu da bize gösteriyor; öyle bir topluma sahibiz ki, en yaşlımızdan, aklı eren en küçüğümüze kadar gerekli toplumsal dayanışmanın içinde yer alabiliyoruz. *** Yaşadığımız acıyı hafifleten bu gibi durumların yanı sıra (kim ne derse desin!) bir kez daha görüyoruz ki, öldüren deprem değil binaların yapısı!!! Düşünebiliyormusunuz, onca binanın arasında bir bina yıkılıyor! Halbuki binanın zemini kaya!!! Yani en sağlam zemine kurulu bir bina yerle bir oluyor!!! En yakın tarih denilebilecek depremler arasında yer alan 1999 Gölcük ve hemen ardından 12 Kasım Düzce depremlerindeki acının büyüklüğü, ‘Deprem Gerçeği’nin en çıplak haliyle gözler önüne serilmesi bile, aradan geçen 20 yılda ‘hiç’ denecek kadar bir tedbirin dahi alınmadığını ortaya koyuyor. Elbette, Elazığ depremi hemen sonrasında Devletin olay yerinde olması, yaraları sarması, vatandaşına sahip çıkması, onlarca insanın enkaz altında kurtarılması son derece güzel ve olumlu çalışmalardı. Ancak ya öncesi!!! Yani geçen 20 yıl!!! *** Denilebilir ki, bu ülke 1999 öncesinde de çok büyük depremler yaşadı, çok canlar kaybetti, çok acılar çekti… Ancak bu demek değildir ki; o yılların koşulları ile özellikle 2000’li yılların koşulları aynıydı!!! Teknolojinin başını alıp gittiği 2000’ler sonrası, yol çalışmalarında bile en kolay hale gelen upuzun tünellerin açılması… 10’larca kat binaların oldukça kısa sürelerde bitirilerek satılması!!! Yani, geçen yıllarda çok şey değişmiş ancak, belli ki zihniyet aynı kalmış! Artık buna “ders alınmamış” demenin de doğru olmadığına inanıyorum! Ülkeyi yönetenlerin arasında birçoğunun sosyal, ekonomik, toplumsal, siyasal bir çok gerçeği, toplumun diğer kesimlerinden çok daha iyi bildiğini ve gördüğünü düşünürsek; alacakları yeni bir “ders”in olmadığını savunuyorum! Ülke genelinde; olağanüstü durumlarda halkın toplanabileceği alanların dahi imara açıldığı gerçeğini biliyoruz. Yapılan birçok binanın ilgili yasalara uygun olmadan yapıldığını çeşitli şekillerde okuyor, dinliyor, biliyoruz. Bizim bildiğimizi elbette yetkililer daha önceden biliyordur! *** Neyse; hani yukarıda parantez içindi “kim ne derse desin” diyerek açtığım konuda, yine birilerinin çıkıp ‘ahkam kesiyor’ diyeceğini de biliyorum. Ancak, benim ‘ahkam kesmem’ bir yana dursun, artık başımızı iki elimiz arasına almaya bile gerek kalmadan, şu “deprem gerçeği” denilen söylemi “insani düşünceleri” ön plana çıkararak kabul edip uygulasak ne olur?! 28.01.2020 13:54:36 Bu yazı 2080 defa okunmuştur Yazara ait tüm yazılar için tıklayınız
  YORUM EKLE
 
 |
Şu anda 12 kişi online
Toplam ziyaret : 76.123.544 
 Prof. Dr. Yücel ÜSTÜNDAĞ { SAĞLIKLA }
SAFRA KANAL TAŞLARINDA CERRAHİ DIŞI TEDAVİ YÖNTEMİDevamını oku » 14.03.2024 09:54:08 tarihinde yazıldı 558 kez okundu (ESPRİYLE) KAREDEN YANSIYANEMİN ELLERDE OLUNCU..!  TUĞBA ARSLAN TAMİRCİ { KALEMİMDEN }
DİDEROT ETKİSİDevamını oku » 28.11.2023 12:54:26 tarihinde yazıldı 1475 kez okundu | ||
