İSMAİL YILMAZ VAKASI!

Geçtiğimiz hafta bizim Sinan (Kabatepe), yine bir asayiş haberine imza atmış!

Hakkını yememek lazım; Sinan, özellikle asayiş haberlerini kaçırmamak için motosikleti ile birlikte girmediği delik neredeyse kalmaz!

***

Tabi konumuz aslında Sinan değil, ancak onunla bağlantılı.

Ereğli’deki birçok basın kuruluşun haberlerinden faydalandığı (!) Sinan, bu kez de AK Parti Gülüç Belde Başkanı İsmail Yılmaz’ın (bizzat) karıştığı bir trafik/asayiş haberine imza atmış.

Aldığı duyumu araştırmış, ortada ‘haber niteliği taşıyan’ konuyu –tarafların da görüntülü açıklamalarıyla besleyerek- önce kurumunda yayınlamış.

Ardından da (bende de dahil) diğer bir çok yayın kuruluşu bu habere yer verdik.

***

Hemen şunu aktarmalıyım; (Zira bazı basın kuruluşları ile haberi okuyanlar bilerek yada bilmeden konuyu farklı mecraya sürüklüyorlar)

Haber niteliği taşıyıp da yayınlanmayan vaka, olay ve toplumu ilgilendiren tüm gelişmeler günceldir.

Yani, bulundukları günde yayınlanmaları, konunun geçmişini örtbas etmez!

Bu haber de böyle bir şey. Ki üzerinden çok da uzun süre geçmemiş.

Kaldı ki, (tarafların da ifadelerine göre) olay polise ve adli makamlara yansımış; yani tam haberlik olmuş!

Üstüne üstlük, haberin içinde siyasi kimliği olan şahsiyet var!!!

Bu şahsiyet bürokrat da olabilirdi, bir başka sıfatlı (nüfuzlu) kişi de..!

***

Haberlerde okumuşsunuzdur;

AK Parti Gülüç Belde Başkanı İsmail Yılmaz ile bir sürücünün trafikte yaşanan ‘asayiş’ olayı…

Gazeteci aldığı duyum üzerine iki tarafa da mikrofon uzatıyor, görüşlerini de ‘oldukça objektif şekilde’ kamuoyuna yansıtıyor.

Aslında bu ve benzer haberleri çokça yapıyoruz;

“Maddi hasarlı kazada taraflar tartıştı/kavga ettiler… Bilmem kaç yaralı var..!”

Bu haberde ise işin içinde, siyasi kimliği ile bir isim ortada!!!

Anlayacağınız bu haberin yapılmaması daha çok sorgulanabilirdi!

“Acaba örtbas mı ediliyor” gibi!!!

Öyle olmadığını da Yılmaz’ın verdiği beyanattaki sözlerinden anlıyoruz!

***

Burada asıl önemli olan taraf şu;

Önemli bir partide, önemli bir görev üstlenen Yılmaz’ın sinirlerine hakim olamayarak, bir aracın kapısına (ve sürücüsüne) vurması…

Bunu açıklamasında ‘bir kere vurdum’ şeklinde de söylüyor zaten.

Daha da ilginci “olay anının görüntüleri var, yayınlayacağım, bu işin kim tarafından yayınlamaya çalışıldığı anlaşılacak…” türünden yapılan açıklamalar da Yılmaz’a ait!

***

İki ayrı konu;

Biri, siyasinin karıştığı bir trafikte asayiş olayı,

İkincisi, bu olayın kim yada kimler tarafından sızdırıldığı!!!

İnanın, ikincisini önemi, birincisinin 10’da biri kadar yok!

Dedim ya; Yılmaz, bir partide önemli görevde… Her ne olursa olsun, sinirlerine de, attığı adıma da hakim olmalı.

Eğer, varsa suç veya yasal bir unsur, ilgili makamlara müracaat ederek (ki görüntüler ortadaymış!) hakkını arar!!!

***

Görüntüyü ben de izledim; tabi ki Sinan’ın sitesinden değil, başka sitelerden!

Elde eden arkadaşları da kutlamak lazım, gazetecilikte ‘haber atlatmak’ önemli iştir.

Ancak, eğer (ki kendisi de söylüyor) Emniyet güvenlik kameralarından temin edildiği anlaşılan bu görüntüler Yılmaz tarafından servis edilmişse, bunun önce verilmesi gereken isim Sinan olmalıydı.

Zira haberciliğin böyle bir etiği de vardır. Sinan da (sanırım) bu görüntüyü de haberleştirir, biz de kendisinden alıp kullanırdık.

***

Görüntüye gelince;

Yılmaz’a ait olduğu ifade edilen aracın önüne doğru bir otomobil gelip, duruyor.

İlginç olan ise henüz birkaç saniye sonra Yılmaz aracından ‘fırlarcasına’ çıkıyor, otomobilin sürücü kapısını tekmeliyor

“10 plakalı, kim olduğunu bilmediğim” dediği bir aracın kapısına gidiyor, basıyor tekmeyi!

***

Hemen dönüyorum; Sinan’ın haberine;

Siyasi olduğunu söyleyen, dolayısıyla kendisine yönelik çeşitli saldırı yada benzer şeyler olabileceğini ima eden Yılmaz, çekingen davranması gereken bu durumda aksine, bir fırlıyor ki!!!

Tabi benim bu görüntüden anladığım şu; aslında görüntünün öncesi de var (yada yok) ama yayınlanmıyor!

Zira, eğer Yılmaz, -aynı zamanda ürküntü de yaşıyorsa- nasıl oluyor da saniyeler içinde aracından fırlayarak otomobilin kapısına dayanıyor.

Aslında bu da açık. Benim de yayınladığım haberin diğer muhatabının anlatımında, olayın başlangıç yerinin Erdemir Bağlık Kapısı mevkisi olduğu, buradan çıkan bir araç nedeniyle durmak zorunda kaldığı ve arkasında olduğu ifade edilen Yılmaz ile ilk tartışma yaşandığı şeklindeydi.

Yoksa Yılmaz, ne diye bir anda aracından fırlayıp, otomobilin kapısını tekmelesin!!!

Bu kadar hırslanıp, sinirlenecek bir şey olmasa!!!

***

Tabi, yukarıda da ifade ettiğim gibi, yine de Yılmaz’a yakışan bu değildi. Zira onun toplum gözünde örnek olması gereken bir görevi var.

Üstelik aracında ailesi var!

Üstelik (iddiaya göre) diğer otomobilde bir engelli var!!!

***

Bütün bunlar ortada dururken, Yılmaz’ın “bu iş bir kumpas, bu kumpası kimin hazırladığını da biliyorum” sözleri boşta kalır.

Bence Yılmaz, o aileye ulaşıp konuyu tekrar görüşmeli, taraflardan haksız olan özür dilemeli.

Tabi ki Yılmaz bu hareketleri nedeniyle de kamuoyundan özür dilemeli.

Yoksa ‘Kumpası’ aramak Yılmaz’a bir şey kazandırmaz!!!

Bu yazı 2090 defa okunmuştur

Yazara ait tüm yazılar için tıklayınız

Tweetle

YORUMLAR (0)

YORUM EKLE

YORUM EKLE

---

---