HAYDİ HAYIRLISI!

Türkiye’nin geleceğinde (olumlu/olumsuz) çok şeylerin değişmesine sebep olacağı bilinen Anayasa Değişikliği maddelerinin ilk turu tamamlandı.

Aslında üzerinde çok konuşulacak belki ama, bugünlerden erken diyerek ses vermeyenler çok!

Soruyoruz;

Tın!!!

Maddelerin oylanması öncesi ve sonrasında yaşanan bazı olumsuzlukları tasvip etmek mümkün değil. Örneğin; eleştiriyi hazmedemeyip ‘Gazi’ unvanı almış Meclis çatısı altında bir birleri ile kavga eden milletvekillerinin yaptıkları..!

Oylamalar sırasında ‘gizlilik ilkesini’ göz ardı edip ‘aleni’ oy kullanan, bir birlerini oy kullanırken keçen milletvekillerine ne demeli?!

Kadın Milletvekillerinin bile ‘kavgaya’ karıştığı bir tur tamamlandı ve 18 Madde iktidar AK Parti ve destekçisi MHP’nin ‘çoğunluk’ işbirliği ile kabul edildi.

Elbette Çarşamba günü başlayacak 2. Tur oylama işin neticesini verecek.

Eğer bu turda da ‘kabuller çoğunlukta’ maddeler geçerse, Cumhurbaşkanı onayına sunulacak, 15 içinde verilecek kararla birlikte de halkın önüne ‘referandum Sandığı’ konulacak!

***

Geçen sürede kim, neyi ne kadar anladı yada anlamadı pek bilemiyoruz.

Özellikle CHP kanadı, çok kısa süreye sıkıştırılan Anayasa değişikliği görüşmeleri üzerinde çeşitli eleştirilerde bulundu.

Böyle bir değişikliğin Türkiye Cumhuriyeti’ne, hatta toprak bütünlüğüne zarar vereceğini sık sık dile getirdi.

Bunun adeta bir ‘Rejim değişikliği’ olduğunu savundu; Atatürk ilkelerinden vazgeçilmeye yönelik bir adım olduğunu ifade etti.

Bunları gündemde tutan CHP kanadı, daha çok da, 15 Temmuz sonrası üzeri kapatılan ‘Başkanlık Sistemi’ söylemlerini, bir anda dillendiren MHP lideri Devlet Bahçeli’ye ve MHP’li milletvekillerini eleştirdi.

Altında ne olduğu (hala!) anlaşılamayan şekliyle Bahçeli’nin, ‘hareketin lideri’ pozisyonu almasının altında neler olup, bittiğini sorguladı durdu CHP…

***

Başta Başbakan Binali Yıldırım olmak üzere Hükümet kanadı ve AK Parti ise “Sayın Devlet Bahçeli ne derse o olur… Onun söylediği sözün üzerine söz mü söylenir!..” türünden; zaman zaman espri de içeren ifadelerle Bahçeli’ye sahip çıktılar.

Elbette çıkacaklardı çünkü; adı ‘Cumhurbaşkanlığı Sistemi’ olarak değiştirilen ‘Başkanlık Sistemi’nin gerçek yaratıcıları kendileriydi; böyle bir durumda en büyük desteği veren MHP ve liderine de sahip çıkmaları gerekirdi!

***

Kendi içinde dahi tavır değişikliği yaşayan MHP uzun süre Bahçeli’nin bu çıkışının altını dolduramamıştı!

Bir çok partilinin ‘nereye gidiyoruz?!’ şeklindeki endişeli sözlerini biliyoruz. Hatta, MHP ile organik bağı bulunan Ülkü Ocakları’ndan bile rahatsızlık sinyalleri geliyordu.

MHP kanadı ise ancak son günlere doğru formülü buldu (!) ve neden işin içine ‘bay’ olarak girdiklerini açıkladı;

Anayasa’nın ‘olmazsa olmazı’ değiştirilemez ilk 4 maddesiydi.

-Türkiye Devleti Bir Cumhuriyettir.

- Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk devletidir.

- Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Millî Marşı İstiklal Marşı''dır. Başkenti Ankara''dır.

- Anayasanın 1.  Maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2. Maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3. Maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.

***

Her yönüyle geçerli ve desteklenen bu tavır ve duruş, aslında CHP kanadının da ‘vazgeçilmeziydi’ aslında!

Ama MHP kanadının bir başka savunması vardı ki, en az yukarıdakiler kadar ciddi!!!

Senaryo da şöyle;

“Eğer biz (MHP) bu işin altına elimizi sokmasaydık, ilerleyen (yakın) süreçte AKP Başkanlık sistemi için HDP ile masaya oturacaktı. İşte o zaman ülkenin bölünmesine de gidebilecek şekilde eyaletleşme sistemi gelecekti!

Hele ki, bugün milletvekilleri tutuklu bulunan HDP’liler masada bunu da pazarlık konusu yapabileceklerdi!

Bunu gören Bahçeli ivedilikle adım attı ve oyunu bozdu!!!

Üstelik, Bahçeli’nin ‘Anayasal Sınırlar içine çekilmesini’ istediği Cumhurbaşkanı da bu vesileyle Anayasal sınırlar içine çekilmiş oldu.

Meclis’i fesih ederse kendini de fesih etmiş olacak!..

***

Altında ne aramalıyız bilemiyorum!

AK Parti’nin oynayacak kozu vardı, MHP atağa geçerek bu oyunu bozdu!

mu desek?!

Yoksa;

Her ne koşulda olursa olsun MHP, AK Parti’nin ekmeğine yağ mı sürmüş oldu!

Daha da kötüsünü düşünürsek, bugün, bu şekliyle geçecek bir Anayasa değişikliğinin, ileride “vazgeçilmez” denilen ilk 4 maddesi üzerinde tartışma başlatılmayacağının garantisini kim verebilir ki?!

Elbette işi sandığa, yani halkın önüne götüreceklerinden, kararı da halk verecektir.

O zaman biz de ‘haydi hayırlısı’ diyerek konuyu (şimdilik) kapatalım!

Bu yazı 1500 defa okunmuştur

Yazara ait tüm yazılar için tıklayınız

Tweetle

YORUMLAR (1)

YORUM EKLE

YORUM EKLE

---

---