Fikri KAPAN : NE DE GÜZEL; SICAK!..

(Hakimiyet Gazetesi'nin resmi internet sitesidir)

NE DE GÜZEL; SICAK!..

Her mevsimin ayrı güzelliği vardır da, baharın gelişi ile birlikte artış gösteren sıcak havalar bir başkadır!
   Sonbaharın sarı yaprakları arasında dolaşırken duyulan hışırtı…
   Serin-soğuk arasında giyilmeye başlayan koruyucu kıyafetlerle, yağan yağmurda şemsiye altında sarmaş dolaş yürüyerek ısınmaya çalışmak!..
   Aralık ayı ile iyice hissedilen soğuklarla birlikte beklenen kar yağışı… (geçmişte kalacak ama) Etrafından oturulan sıcak sobanın üzerinde birer birer patlayan kestanelerin sesini duymak, hafif ürkerek alıp, yemek!..
   Yeni yılın gelişini beklemek… Dışarıda yağan karı seyredip iki duble atmak… Çıkıp, kar üzerinde kayak yapmak… Üşüyen el ve ayakları ısıtabilmek için sarf edilen çabalar!..
   …
   Ve baharı müjdeleyen güneşin ısıtmaya başladığı günler… Sabah ve akşamları artan soğuğun, gün içinde hafif sıcakla kendini gösteren güneşe zor da olsa bakabilmek…
   Ne de güzel; sıcak!..
   İnsanın içini doğal olarak ısıtması, enerjisini artırması…
   Kış aylarındaki soğuk havaya uyan asık yüzlerin, sıcaklarla birlikte gülmesi…
   Ağaçların uyanarak çiçeklerini açması… sokaklara ekilen lalelerin ve diğer çiçeklerin yarattığı doğal göz zevki…
   Dört gözle beklediği kış aylarında giyilen kalın kıyafetlerin verdiği bıtkınlıkla yavaş yavaş hafif eşyalar giyilmesi…
   Ne de güzel; sıcak!..
   Artışı ile birlikte yaz aylarının geldiğini benimseyerek kısmen ısınan deniz suyuna dalarak serinlemeye çalışmak…
   Parklar, bahçeler, plajlar…
   İnsanlar cıvıl cıvıl…
   Kıştan yapılan tatil programları… Okulların tatil edilmesi ile birlikte kent dışına çıkarak bir süreliğine kafa dinlemek!..
   Gücüne göre küçük bir tatilköyünde, bir otele, pansiyona yarleşmek… İstediğin saatte uyuyup, istediğin saatte kalkmak…
   Otelin havuz başında şezlonga uzanıp, güneş yağı sürülmüş vücudunu güneş ısısı ile yakmak!..
   Ara sıra birkaç dalış ile serinlemek…
   Konusu ilginç, biraz aşk, biraz ihtiras, biraz şiddet ve siyaset içeren kitabı okumak!..
   Karadeniz'in serin sularından Akdeniz ya da Ege'nin sıcak ve tuzlu sularında kulaç atmak!..
   Akşam saatlerinde odana çekilip bir süre dinlenmek; eşin ya da sevgilinle sokaklara çıkıp el ele, kol kola dolaşmak… Gördüğün yeni yüzleri tanımaya çalışmak…
   İster eğlence merkezi, ister tiyatro…
   İstersen parklarda uzanıp gök yüzünde kendini gösteren ay ve yıldızları izlemek…
   Deniz kenarına inerek oluşan yakamozu seyretmek…
   Çevrende cıvıl cıvıl insanlar…
   Ne de güzel; sıcak!..
   Yani, böylesi güzel sıcağın içine “seçim” diye tutturarak turp sıkmanın zamanımıydı?!.


10.05.2007

Bu yazı 1831 defa okunmuştur

Yazara ait tüm yazılar için tıklayınız