| |||
DEMOKRASİ NÖBETLERİFikri KAPAN![]() Gündemden kolay kolay düşmeyecek bir 15 Temmuz yaşadık. Kalkışılan darbe girişimi ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın halkı sokağa çağırmasıyla kırılan, gerçek güvenlik güçlerinin hareket geçmesi; basının büyük desteğiyle de bertaraf edilen bir gündü 15 Temmuz… *** FETÖ/PDY tarafından yapıldığı belirtilen ve ‘kesinlikle’ kabul edilemeyecek ve benimsenmeyecek bu ‘kalkışmayı’ yapanlar, bedelini de mutlaka ödeyecektir, ödemelidir. Altına her ne gerekçe olursa olsun, kendi ego ve hedefleri doğrultusunda, Türkiye Cumhuriyeti’ni kaosa sürükleyecek, ‘darbe’ ile ‘çeki-düzen’ verdirmeye çalışan/çalışacak her kim olursa olsun, ‘Adil Yargı’ önünde hak ettiği cezaya mutlaka çarptırılacaktır. Bu, sadece bir kesimin değil, tüm ülke halkının arzu ve beklentisidir. Elbette bundan sonraki süreçte 15 Temmuz ve sonrasına ilişkin çeşitli söylemlerde bulunulacak, görüş ve eleştiriler de olacak… Ne var ki, tek ortak ses ve nefes, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları ve Türk Milletinin üstün gayretiyle korunan vatan toprakları ile üzerinde kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin ‘ilelebet sürmesi olacak. *** Başbakan Binali Yıldırım’ın “15 Temmuz artık Demokrasi Bayramı olmuştur” sözlerini… CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, MHP Lideri Devlet Bahçelinin; dahası tüm siyasilerin böyle bir gün ve sonrasında verdikleri ‘birlik-Bütünlük’ açıklamaları… Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liderlere yönelik sözleri, bir araya gelmeler, ‘birlikte karar verilmesine yönelik’ adımlar… Her biri, güzel ülkemizin, gelecekte daha da güzel olabilmesine işaret algısı yaratıyor… Olmalı da… *** İşte adına ‘Demokrasi Nöbeti’ denilen vatandaşların sabahlara kadar (çoğunluğu) Atatürk Anıtı alanlarında beklemesi ile kendini gösteriyor. Her ne kadar bu nöbet iktidar partisi ve yerel yönetimlerine mal edilmeye çalışılıyorsa da, aslında bu nöbetlerde farklı bir çok siyasi görüş ve ideolojiyi savunan insanların olduğu da biliniyor. Hatta, düne kadar FETÖ’den darbe yemiş, ceza yatmış bir çok kişi ve sivil toplum kuruluşları bu etkinlikte olması gereken yerde oluyor, durması gereken yerde duruyorlar. *** Karadeniz Ereğli’de de, Belediye Başkanı Hüseyin Uysal’ın başını çektiği bu nöbetlere, hemen hemen her akşam farklı kitlelerden destek gerdiğini görebiliyoruz. Tabi ki, Belediyenin Atatürk Anıtı önündeki alanda toplanan kalabalığa çay-çorba-pilav gibi yiyecek ikramlarını bir kenara bırakırsak, oluşturulan grupların ‘akın akın’ alana girişleri, işin sadece ‘yiyecek kısmı’ olmadığını da gösteriyor. Bir çok belediye personelini (müteahhit çalışanları dahil) gördüm ki, kendi istek ve arzularıyla bekledikleri nöbetten sonra sabah tekrar işlerinin başında olduklarını… Kaymakam, Jandarma Komutanı, İlçe Emniyet Müdürü, İlçe Milli Eğitim Müdürü, bir çok daire müdürü hemen hemen her gece alanlarda… Muhtarlar Derneği Başkanı Şükrü Kılıç nöbetin ‘müdavimi’ konumunda… Türk Metal Ereğli Şubesi, Fenerbahçeliler Derneği yönetimi ve üyeleri, Armutlucuma yöresi halkı… Daha birçok sivil toplum kuruluşu sayabiliriz; alanlarda olan, olmaya devam eden… *** Ülke genelinde farklı mı? Hayır… Beştepe’den tutun da, Taksim Meydanı’na kadar her yerde insan seli… AKP’lisi, CHP’lisi, MHP’lisi, SP’lisi, BBP’lisi… Her birinin ortak haykırışı “Darbelere Hayır..!” *** Bakın bugün ‘Demokrasi Nöbetlerinin’ 17 günü… Tabi ki, (Ereğli’de) çay bahçeleri de insanlarla kaynıyor! Yani Atatürk Anıtı önünde nöbet tutanlar kadar sahilde ailesi, eşi-dostu ile rahat gezebilen, oturup çayını içebilen insanlar var… Yani halkın hemen hemen tamamı sokaklarda… Birileri nöbette, diğerleri sohbette!.. Yine de hepsinin kafasındaki ortak düşünce “Darbelere hayır..!” *** Bu yaşananlarda tek olumsuzluk araç konvoyları… Hatta o da değil kornalar!!! Sanki birileri özel tutmuş, para vermiş de (!) sabit yerden kornasını dakikalarca çalan araçların verdiği rahatsızlık. Tabii ki bana değil; gecenin bir yarısı tatlı uykusundaki bebeklere/çocuklara, sabahın erken saatinde ağır sanayide işe gidecek emekçilere… *** Siyasilerin yaptıkları açıklamalar göz ardı edilmemeli; FETÖ’ye karşı alınan tavır, yapılan uygulamanın doğruluğu kadar, ‘kurunun yanında yaşın da yakılmamasına’ özen gösterilmesi gerekir. Böyle yaşananın “fırsatçılığı” olmayacağından, başta hükümet, ardından silahlı kuvvetler ve yargı işi ‘oldu-bittiye’ getirmeden, ayıklamayı ‘dikkatlice’ yapmalı. Yapılan/yapılacak yorum ve eleştirilere karşı “bizden değil vurun abalıya” değil, aksine “verilmek istenen mesajı iyi algılayıp, uygulamakta” fayda var diye düşünüyorum. Bu yaşanandan belki de çıkan en güzel ders şu olsa gerek; Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında, halkın seçtiklerinin, iyi düşünüp zaman zaman da ortak tavırla’ alacakları kararlar, en iyi darbeden milyonlarca kere iyidir. “Tek Vatan, Tek Bayrak, Tek Millet, Tek Devlet” olgusunu sürdürebilmek için başkaca arayışlara gerek yok! Demokrasiyi özümsemiş Türkiye Cumhuriyeti… 2.08.2016 10:14:01 Bu yazı 2041 defa okunmuştur Yazara ait tüm yazılar için tıklayınız
![]() ![]() YORUM EKLE
![]() |
Şu anda 36 kişi online
Toplam ziyaret : 81.705.712 ![]() ![]() Devamını oku » 10.03.2025 10:24:15 tarihinde yazıldı 1062 kez okundu ![]() Devamını oku » 28.04.2025 15:19:59 tarihinde yazıldı 316 kez okundu ![]() ![]() Devamını oku » 29.04.2025 15:37:34 tarihinde yazıldı 643 kez okundu |