Fikri KAPAN : EKONOMİ-TERSANELER-ERDEM

(Hakimiyet Gazetesi'nin resmi internet sitesidir)

EKONOMİ-TERSANELER-ERDEM

Ereğli’de ekonominin her geçen gün kötüye gittiğini artık söylemeyen de bilmeyen de kalmadı. ‘Balıkçı Kasabası’ olarak yaşamın idame ettirildiği ilçede, 1960’da kurulma çalışmaları başlayan ve 1965’de ilk ürününü satışa sunan Erdemir’in; yaşam koşullarını ne derece (geliştirerek) değiştirdiği de bilinen bir gerçek.
   İlçede,yıllarca ‘bolluk içinde’ süren ekonomik yaşam, ne yazık ki (özellikle) 2008 sonrası hızla bozulmaya başlamış. Günümüze geldiğimizde ise -kimilerinin deyimiyle- dibe vurdu!
   Hani dibi görsek, ayağımızı yere hızlı basıp yükselmeye çalışacağız da, o ‘dip’in hala ortada olmadığını görmek daha da kötü!
   Bu yüzden ki, ilçedeki ekonomik koşulların 2013, hatta 2014’de daha da zorlaşacağı konuşuluyor!
   Çok inandırıcı bulmadığım (belki de inanmak istemediğim!) bu kehanetlerin olması için ise adeta çaba serf ediliyor!
   ***
   Ereğli’de Erdemir ile birlikte gelişen (!) sac tüccarlığı, 57 yıl içinde belli dönemler sıkıntı çekmiştir. Bazen 5, bazen de 10 yıl gibi sürelerde şehre gelen birileri (!) _sözde sac tüccarlığı- adı altında tokadı vurup kaçmıştır!
   Ancak, her ne olursa olsun o dönemler alt yapısı (bugünlere göre) sağlam olan ilçe, ne yapıp, edip bu tür sorunların altından kalkmasını becermiştir.
   Geldiğimiz son yıllarda ise (sanki ülkede var olduğu söylenen) ekonomik krizi kullanırcasına işi iflaslara dökmeye başladık!
   Biliyorum ki, işi iyi olan kimse, kendini zora sokmak, adını kötüye çıkarmak istemez! Ne var ki, son dönemlerde (bence) bazıları, bu işten erken sıyırmak için (bazılarını tenzih ederim!) ağırlıklı banka borçları gerekçesiyle iflas bayrağını çekip, bunu da kamuoyuna yayarak gündemi oluşturuyor.
   İflas, elbette ticaretin içinde –olması istenmeyen ancak- var olan gerçeklerden biri. Kimsenin de böyle duruma düşmesini istemeyiz. Ancak, geçmişte ‘tokatçıların’ uygulamasını hazmedebilen Ereğli, ne yazık ki (gelinen konumun da etkisiyle) böyle iflasları kaldıramaz oldu.
   Kimileri bu iflaslardan bazılarının “kandırmaca bir taktik” olduğunu bile söyleyebiliyor.
   Tabi iflas önce kişiyi ve çevresini, ardından da bankaları (!) zora sokuyor.
   ‘Bankayı zora soktu’ diye alkışlayanları bile görüyoruz. İyi de, bu durumdaki bankaların, ilçede gerçekten sanayisini, ticaretini iyi şekilde yürütmek isteyen iş dünyasına karşı da ‘katı tutuma’ girdiğini neden görmüyoruz!
   Yani, (sözde) iflasların, aynı zamanda ilçedeki diğer sanayici ve işadamlarına verdiği zarar görmezden gelinebilir mi?!
   ***
   Çok iyi biliyoruz ki, belki sayıları az ama Ereğli’de hala doğru, dürüst iş yapan, sanayici, işadamı, sac tüccarı var. Yaşanan bu olumsuzluklar ister istemez onları da etkiliyor. Hiç etkilemiyorsa; bankalara kendilerini bir kez daha anlatmak zorunda kalıyorlar.
   İşte bu noktada şöyle bir yol izlenebilir:
   Ereğli’de, (isim vermek doğru olmayacağı kanısındayım) iyi niyetli, işine gücüne bakan, işini sürdürmeye kararlı 6-10 arasında işadamı ve sanayici bir araya gelse; ortak bir basın toplantısı düzenlese (basın açıklaması da olur), detaya girmeden durumlarını, ilçedeki diğer ekonomik gelişmeleri, mantıklı olan çözüm yollarını anlatsalar.
   Eğer bir katkımız olacaksa ben ve benim gibi düşünen meslektaşlarımdan destek istense…
   İnanın, Ereğli’de bir anda bir çok şey değişir. Önce insanlara, iş dünyasına hatta bankalara moral gelir!
   Bizden istenecek talebe her birimizin olumlu yanıt verileceğini şimdiden söyleyebilirim.
   Asıl önemli olan, 57 yıldır Ereğli’nin ekmeğini yiyen herkesin, bu zor günleri atlatmak için çaba göstermesidir.
   Haydi; atın bir adım, biz de gelelim arkanızdan!..

   TERSANELER-ERDEM
   Ereğli’de tersane sektörü denilince aklıma gelen ilk isim Batı Karadeniz Deniz Ticaret Odası Başkanı İrfan Erdem oluyor. Ve Bugünkü Bozhane Kafe’nin olduğu yerde, Çınar ağaçları arasında yola doğru uzanan gemi burnu!..
   İrfan Erdem öncülüğünde orada yapılan gemilerin denizlerde olduğunu duyduğumuzda ve gördüğümüzde inanın içimiz bir farklı heyecan yaşardı.
   Erdem’in, ilçede gemicilik sektörü yanı sıra boru-profil, çimento fabrikası, liman gibi sektörlerde de ilkleri ortaya koyarak, bugünkü gelişimine katkı sağladığını unutmayalım.
   Ki, özellikle tersane sektöründe (ne yazık ki bugün aktif olmayan) Madenci Gemi Sanayi, halen ayakta kalmayı başaran Ustaoğlu Gemi Yat AŞ., Yılmazlar, Ustamehmetoğulları gibi tersaneleri de hatırlayalım.
   ***
   Asıl sorun ise geldiğimiz günlerde sektörün iyiden iyiye dibe vurduğudur.
   Şimdi bu konuda da İrfan Erdem’in önerisini hatırlayalım;
   Tersaneler bölgesine gelen ve aralarında Ulaştırma ve Denizcilik Bakanı Binali Yıldırım’ın da olduğu bakanlara ne demişti Erdem?
   “Devlet sadece elindeki eskimiş filoyu yenilemek için girişimde bulunsa, tersaneler kurtulur.”
   Örneklemişti de;
   “Devlet, bazı ülkelerin yaptığı gibi, krizde olan tersanecilik sektörüne katkı amacıyla, her birine gemi yaptırsın. İster bu gemileri alıp, filosunu yenilesin, isterse biraz düşük fiyata satsın. Yine de zarar etmez. Zira tersanelerin harekete geçmesi ile birlikte başta katma değer olmak üzere istihdam ve diğer katkılarla birlikte Devlet yine kar edecektir. Bunun bir an önce yapılması lazım…”
   Yine geçenlerde Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık’da, Erdem’in ürettiği fikri desteklercesine (hatta biraz da geliştirerek!) Devletin yanı sıra askeriyenin de gemilerini yenileme girişimini dillendirmişti…
   ***
   Geçenlerdeki basın toplantısında AK Parti Zonguldak Milletvekili Ercan Candan ne demişti; “Tersaneler Kamu İktisadi Kurulu (KİT) değil!
   Candan’ın, tersanelerle ilgili uğraşını biliyoruz. Ancak işin prosedür kısmını bir kenara koyarak, onun da Erdem’in ortaya attığı fikir üzerinde yoğunlaşması gerekir.
   İşte alın size ekonomik sorunların üstesinden gelinmesinin bir küçük formülü!..
   Yoksa “iflas ettim, kurtuldum” mantığıyla nereye varabiliriz ki!..

4.09.2012 10:15:21

Bu yazı 1893 defa okunmuştur

Yazara ait tüm yazılar için tıklayınız