BAŞÖĞRETMEN!

“Öğretmenler: Yeni nesli, Cumhuriyetin fedakâr öğretmen ve eğitimcilerini, sizler yetiştireceksiniz ve yeni nesil, sizin eseriniz olacaktır” demiş ; “Başöğretmen” Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk…

Büyük Önder’in büyük değerlerimiz öğretmenlerimize yönelik bir çok sözü daha vardır;

"Cumhuriyet sizden ‘fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür’ nesiller ister."

"Dünyanın her tarafında öğretmenler insan topluluğunun en özverili ve saygıdeğer unsurlarıdır."

"Yeni kuşak, en büyük cumhuriyetçilik dersini bu günkü öğretmenler topluluğundan ve onların yetiştirecekleri öğretmenlerden alacaktır."

"Yeni kuşak, en büyük cumhuriyetçilik dersini bu günkü öğretmenler topluluğundan ve onların yetiştirecekleri öğretmenlerden alacaktır."

"Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir. Öğretmenden, eğiticiden mahrum bir millet, henüz bir millet adını alma yeteneğini kazanamamıştır."

"Unutmayınız ki cumhurbaşkanı bile sınıfta öğretmenden sonra gelir."

"Öğretmenler her fırsattan istifade ederek halka koşmalı, halk ile beraber olmalı ve halk, öğretmenin çocuğa yalnız alfabe okutur bir varlıktan ibaret olmayacağını anlamalıdır."

Atamızın bu denli önemsediği ve değer verdiği öğretmenlerimiz de, yıllar içinde ancak en hızlı şekilde Türk dilinin yaygınlaşması, nesillerin öğrenimlerinin yanı sıra eğitimlerinin de üst seviyeye çıkması için cefakarca ve vefakarca çaba göstermiştir.

Bugün kapalı olan Köy Enstitüleri, Büyük Önder’in koyduğu hedefler doğrultusunda yetiştirdiği öğretmenler sayesinde, ülkesini seven, vatan topraklarını korumayı en ön sırada tutan nesillerin yetişmesinde ‘öncü rol’ üstlenmişlerdir.

İzmir’in Gültepe semtindeki Mustafa Kemal Atatürk İlkokulunda başlayan eğitim öğretimimi, aynı zamanda (merhum) kayınpederim Hazım Gök’ün eğitim verdiği Erdemir İlkokulunda tamamlamış biri olarak;

Dönemin öğretmenlerinin ne kadar mücadeleci, ne kadar fedakar, bir o kadar da cefakar olduklarını ileriki yıllarda daha da iyi anladım.

Bir öğretmenin, “eti senin, kemiği benim” diyerek kendisine teslim edilen o yavruları, tıpkı bir anne-baba gibi sahiplenerek, ‘iyi bir evlat olarak’ büyümeleri için gösterdikleri gayreti asla unutmam.

***

Bu konuda anlatacak o kadar çok geçmiş var ki, buralara sığmaz!

Bugünlere geldiğimizde, şartlar, zaman, zemin her ne kadar değiştiyse de, öğretmenin benliğindeki “ben Öğretmenim” olgusunun varlığını koruması aslında en büyük güvencelerimiz arasındaki yerini de koruyor.

Atatürk’ün öğretmenleri, günün yaşamsal ve ekonomik koşullarına rağmen, “eti senin, kemiği benim” anlayışının ortadan kalkmasına rağmen, üzerlerinde her türlü siyasi-politik baskılara rağmen hala “Ben Öğretmenim” olgusuyla ‘dimdik’ ayakta kalmayı sürdürebiliyor!

Elbette “Ben Öğretmenim” derken, tek olan “Baş Öğretmen Atatürk”ün çizgisinden de hiçbir zaman sapmadan..!

Sınıf öğretmeni, branş öğretmeni, uzman öğretmen…

Bu sıfatların her birini öğretmenlere yükleyebiliriz.

Ancak her birinin tek “Baş Öğretmeni” var; Mustafa Kemal Atatürk!..

Gerisi hikaye!..

24 Kasım Öğretmenler Gününüz Kutlu Olsun öğretmenlerim.

Önünüzde saygı ile eğiliyor, ellerinizden öpüyorum.

Bu yazı 494 defa okunmuştur

Yazara ait tüm yazılar için tıklayınız

Tweetle

YORUMLAR (0)

YORUM EKLE

YORUM EKLE

---

---