BİRKAÇ KONU-YORUM

Geçtiğimiz hafta içinde, TCDD Genel Müdür Müşaviri İbrahim Kekeç’in sosyal medyadaki paylaşımı dikkatimi çekmişti.
Paylaşımda, aralarında Türk Metal Sendikası Karadeniz Ereğli Şube Başkanlığı görevini yürüttüğü (2015’de) sırada, Türk Metal Kurultayı’nda Genel Başkan Pevrul Kavlak’ın istek ve önerisiyle Genel Başkan Yardımcılığına seçilen Yusuf Ziya Odabaş’ın da bulunduğu bir grup bürokratın Ankara’da yemekte bir araya geldiği yer alıyordu.
Eski Kültür ve Turizm Bakanlığı Genel Müdürü ve Başmüfettişi İrfan Önal, Bölge Adliye Mahkemesi Daire Başkanı Hakan Gültekin, Adalet Bakanlığı Tetkik Hâkimleri Ömer Özdemir ve Ali Coşkun, Ankara Orman Bölge Müdürlüğü Şefi Ömer Eraslan, MKE Silah Satış Müdürü Ercan Çetin’in yer aldığı fotoğraf karesinin özelliği, kişilerin Karadeniz Ereğli ile bağlarıydı.
Bir yemeğe ait bu kareler ile yapılan açıklamaya bakıldığında; Ankara’da “Karadeniz Ereğlili Bürokratlar Platformu” kurulduğunu da öğrenmiş olduk.
Haberleştirdiğim bu paylaşımı neden önemsedim; çünkü, Ereğli’nin yıllarca yaşadığı onca sıkıntının, özellikle Ankara ayağında aşılmasındaki zorluklara set çekecek bir adım gibi geldi bana…
Sadece hak ettiğini isteyen bir Ereğli’nin bunu alamamasının arkasında, başta ‘Zonguldak Lobisi” olmak üzere var olan bazı engebelerin, aşılmasında bu adımı doğru ve yerinde buluyorum.
Engel olmaya çalışır mı? çalışanlar olur-olacaktır!
Buna rağmen bütünlük korunabilir mi? Elbette korunabilir…
Bunun için ne gerekli? Dışarıdan sokulmak istenilen fitnelere kapıları sıkı kapatmak!

ZABITALARIN YAPTIĞI!

Hep derim ya; zor meslektir gazetecilik!
Yaşadığım hastalıkların arkasında bile ‘stres’ yatıyor!
Nasıl stres olmayalım ki!
Bir kere yaşadığımız yer küçük!
Yaptığınız-yapacağınız her haber-yorum birilerinin hoşuna gittiği kadar, birilerini de rahatsız ediyor!
Bu da yetmezmiş gibi, araya fitne sokarak kışkırtanlar girince..!
Hepsini anlıyorum da; memleketin (Belediyenin) Zabıtasının , kendisine gelen şikayetleri değerlendirmede, şikayet edilene, şikayet edeni deşifre etmesine ne demeli!
Yani, eğer zabıta böyle bir davranışta bulunuyorsa sade vatandaşa bir şey söylemeye gerek yok her halde.
Buna ancak ‘Pes’ denir!

SOSYAL MESAFE CEZASI!!!
Koronavirüs (Covid-19) Salgın hastalığı ile savaşmanın en önemli yolunun; birbuçuk metrelik sosyal mesafenin korunması ve maske kullanımı olduğunu uzmanlar her fırsatta hatırlatıyor.
Biz de gerek haberlerimizle, gerek yorumlarımızla bu iki önemli unsurun unutulmaması gerektiğini yazıp-çiziyoruz.
Doğru olan bu uygulama ve hatırlatmaların yanı sıra, vatandaşlara yönelik cezai işlem uygulamasını da ‘yerinde’ bulanlardanım.
Ancak, uygulamanın doğru yapılıp-yapılmadığı konusunda kafam karışık!
Bir yanda bakıyorsunuz (A) bankasının önünde yarın metreden dahi az mesafede duran kalabalığa bir şey demeyen polis, kenar semtte araç içinde (yada dışında) bulunan 3 kişiye kimlik sorup gidiyor!
Gidiyor gitmesine de ardından kişilerin evlerine para cezası geliyor!!!
Öğreniyoruz ki, kimlik sorarak doğru yapan ve vatandaşların bölgeden ayrılmasını öneren polis, cezai işlem yaparken herhangi bir bildirimde bulunmuyor!
Eğer durum gerçekten böyleyse; sistemde uygulama bu yönde mi, yoksa polisin bir ihmali mi var?!.

MESKE KULLANIM ZORUNLULUĞU!Yine bu dönemde doğru bulduğum bir başka uygulama ise vatandaşların sokakta maske kullanma zorunluluğu…

Zonguldak Valisi Mustafa Tutulmaz’ın sosyal medya üzerinden yaptığı uyarı/duyuruda, meşke takmayana 900 lira para cezası kesilecek!

Ereğli’de belirsizlik ise şu olacak?

Özellikle sahil bandında (spor amaçlı) yürüyüş yapanlar maske takacak mı? (ki maske ile spor yapmak oksijen-karbondioksit değişimi konusunda sıkıntı olur)

Eğer spor yapan maske takmayacaksa, sahildeki bürüyüş bandı bölümünde (yada diğer yerlerinde) bu ayrım nasıl yapılacak?

Bu yazı 1844 defa okunmuştur

Yazara ait tüm yazılar için tıklayınız

Tweetle

YORUMLAR (0)

YORUM EKLE

YORUM EKLE

---

---