(Hakimiyet Gazetesi'nin resmi internet sitesidir)

EREĞLİ, ZONGULDAK''TAN BÜYÜKTÜR

Recep ÇETİN

Cumhurbaşkanımız Recep T. Erdoğan her fırsatta “Dünya 5’ten büyüktür” der.  Dünya milletlerinin, dünyada yer alan devletlerin,  5 devletin hükümranlığı altında olmadığını belirtir bu sözle.. Biz de Recep Çetin olarak (yaptığımız araştırmalarla) “Ereğli, Zonguldak’tan büyüktür” diyoruz.

Son günlerde “Zonguldak büyük şehir olacak” iddiaları sonrasında EREĞLİliler de hareketlendi. Zonguldak büyük şehir olunca, tarihi büyük şehir EREĞLİ daha da küçülecek endişesi yaşayan EREĞLİliler; EREĞLİ İL OLSUN diye harekete geçtiler.

Geç de olsa…Geçtiler ama Zonguldak, adeta isyan ediyor bu “harekete geçişe”..

“EREĞLİ il olursa, Zonguldak daha da küçülecek” diyor onlar da..

Zonguldak’lıbir gazeteci ise şunları yazmış: “Ülke sorunları karşısında duyarsız kalan ve bir araya gelemeyenlerin, birlik olup KUDURMUŞ GİBİEreğli’nin il olmasını istemelerini anlamak ve kabul etmek mümkün değildir. Eğer hepsinin ortak bir rant beklentisi yoksa! Asıl Ereğli’nin il olmasını istemek Zonguldak’a ihanettir”..Bu ifadelere yorumu, ben değil – siz yapın.

***

Eylül ayında “İnşaallah önümüzdeki yıllarda da İL olmanın heyecanını coşkusunu mutluluğunu hep birlikte yaşarız” diyen EREĞLİ Belediye Başkanı Hüseyin UYSAL’ın "Zonguldak''tan ayrılmaktan ziyade, birlikte yaşamamız gerektiğini düşünüyorum" "Zonguldak ile kaderimiz aynı. Bu benim kişisel düşüncem. Ayrıca şuan hükümetin bu konuda bir çalışması söz konusu değil. Bu kararı bence hükümetimize bırakmamız gerek. Bizim için en doğru kararı onlar verecektir'' şeklindeki (Kasım ayındaki) açıklamaları, siyasi düşüncelerle doğru olabilir ama EREĞLİ’mizinTARİHİ DERİNLİĞİ göz ardı edilmemelidir. Bu derinlik, sanal değildir.

Şahsi olarak düşüncemiz; TARİHİ BÜYÜK ŞEHİR EREĞLİ yine tarih boyunca küçülmeye itildi. Konuya buradan bakmak gerektiğini düşünüyor ve bu köşede daha önce yayınladığımız bir yazımızı önemine binaen tekrar paylaşıyoruz:

***

EREĞLİ’YE,  “TARİHİ İADE-İ İTİBARI” VERİLMELİDİR

Bu yazımızda; Ereğli’nin köyü olan Zonguldak’ın Nahiye (1895)-KAZA (1899) ve İL (1924) oluş tarihine ve nedenlerine bakalım.

 

EREĞLİ KAZASI VE ZONGULDAK KÖYÜ: Zonguldak 1800’lü yıllarda Ereğli Kazasına bağlı ve tahta bir iskelesi olan koy’dur. Köy’dür. Tam da devletin ihtiyaç duyduğu bir zamanda (buharlı makinaların kullanılmaya başlandığı dönemde) Ereğli’de Uzun Mehmet’in kömürü bulması, Zonguldak’ın kaderini değiştirir. Kömür Ereğli’de bulunmuştur ama sonraki süreçte adeta kömürün kaymağını Zonguldak yemiştir. Çünkü bir köyden, çok kısa zaman içinde Nahiye-Kaza sonra da Vilayet doğmuştur. Çünkü bölge stratejik önem kazanmıştır. Ve Ereğli, tarih boyunca sürdürdüğü merkez olma konumunu yitirmiştir. Fakat Uzun Mehmet’in kömürü bulmasıyla doğan bu vilayetin, yazar ve araştırmacılarının çok önemli bir kısmı, Uzun Mehmet kişisinin yaşamış bir kişi değil de üretilen bir EFSANE olduğunu yazmaları ÜZÜCÜDÜR.

 Zonguldak adına; ilk kez, 1879’da basıldığı belirtilen bir haritada, rastlanıldığı belirtilir. Zonguldak, 1887 yılına dek Ereğli Kazasına bağlı iken daha sonra Devrek (Hamidiye) Kazasına bağlandı.

 1899’da “Bolu Sancağı dahilindekiHamidiye Kazasına tabi olan Zonguldak’ta maden münasebetiyle, bir çok ecnebinin bulunması hasebiyle siyaseten de haiz olduğu ehemmiyetine binaen” ve de “Fransızların, Zonguldak’ta yaşayan vatandaşlarının hizmetleri için Konsolosluk açması ve Zonguldak’a Konsolos tayin etmesi, bu konsolosun da Zonguldak’ta ikamet etmeye başlaması bölgenin önemini siyasi açıdan daha da artırdı. Bu defa, Zonguldak’ın Kaza olmasına dair Dahiliye Nezaretine ivedi ile yazı yazıldı. (1899). Yazıda, Zonguldak’ta Kaymakamlık kurulması için, ne yapılması gerekiyorsa bir hafta içinde yapılması istendi. Ve sonrasında Zonguldak, üçüncü sınıf Kaza haline getirildi. İlk Kaymakamlık vazifesine (1899’da) Süleyman Nahifi Bey atandı.

        ***

Kömür madenlerinin işletilmeye başlanılmasından daha fazla yarar sağlamak için Zonguldak’ta liman ve demiryolu inşa edildi. Daha sonra Ereğli Şirketi de kuruldu. Doğal olarak Zonguldak ve civarının, siyasi ve iktisadi olarak önemi artmış oldu. Fakat, Zonguldak aynı dönemde bir köy idi. Bahsedildiği gibi siyasi ve iktisadi nedenler sonrasında gelişme istirdatı gösteren Zonguldak için, ilk etapta, 15 R 1306 (19 Ocak 1888)’de Kastamonu Vilayetinden Dahiliye Nezaretine (İçişleri Bakanlığına) bir yazı yazılmış idi. O yazıda “Ereğli Kazası dahilindeki Zonguldak ve Kozlu Köylerinin nüfusu 4-5 bin raddesinde olmasına rağmen, bu köylerde mülki idare olmadığı (ve dolayısıyla çeşitli sıkıntıların yaşandığı) ve Zonguldak ve Kozlu Köylerine NAHİYE Statüsü verilmesi” önerilmiş ve belirtilmiş idi. (BOA-DH.MKT-1586/91). Fakat bu  öneri ilk etapta kabul görmemiş idi.

***

Maden kömürü bulunması nedeni ile gelişme istidadı gösteren Ereğli kazasına tabi Kozlu ve Zonguldak karyelerinde, Nahiye teşkil edilmesi yönündeki karardan vazgeçildiğine dair başka bir Osmanlı Arşivi belgesi aşağıdadır:

 “Kastamonu Vilayet-i CelilesiCenab-ı Aliyesine: Ereğli dahilinde bulunan Kozlu ve Zonguldak Karyeleri merkezlerinin ehemmiyeti istihbar olunmuş ve ol babdasebk eden istilama cevaben şeref tevarit eden tahrirat-ı aliyye-i daverilerinde dahi oralarda maden bulunmasından naşi(dolayı)bir nahiye teşkili suretitensib ve izbar buyurulmuş ise de mezkur maden umuru ….Mevcud memurin-i bahriye marifetiyle ruiyyet ve tesviye edilmekte olduğu gibi zaten bunun müstelzim olacağı masarifata karşılık gösterilmemesine binaen Nahiye’nin teşkilinden sarf-ı nazar olunması..4 Muharrem 1307-DH MKT  1652 / 117”…

Fakat şu belge ile NAHİYE olunduğunu görüyoruz: “Hamidiye Kazasına bağlı Zonguldak adlı mahallin, ehemmiyetinden dolayı NAHİYE’ye tahvili-Tarih:03/Za/1312 (Hicrî) Dosya No:368 Gömlek No:65 Fon Kodu:DH.MKT”..

 Yine; Hicri 1317’de (M-1899) “Bolu Sancağı dahilinde Hamidiye Kazasına bağlı Zonguldak Karyesinin mevki ve siyasi önemine ve Fransız konsolosunun ikametine binaen KAZA haline çevrildiğine” dair başka bir resmi belge-yazı bulunmaktadır.

 ZONGULDAK NE ZAMAN MERKEZ OLDU: Osmanlı Arşivlerinden temin ettiğimiz başka bir belge, Hicri 1338 yılında, Zonguldak’ın Merkez Liva olduğunu göstermektedir..

 Belge: “Zonguldak, Ereğli, Devrek ve Bartın kazalarının Bolu sancağından ayrılarak merkezi Zonguldak olmak üzere gayr-i mülhak bir liva teşkili. (Dersaadet 30)”

 “Bâb-ı Âlî , Sadâret-i Uzmâ, Dîvân-ı Hümâyûn, 508”

“KānûnSûretidir: Birinci Madde: Zonguldak, Ereğli, Devrek, Bartın Kazâları, Bolu Sancağından bi''t-tefrîk (ayrılarak,) merkezi Zonguldak olmak üzere, gayr-ı mülhak bir Livâteşkîlolunmuşdur.

Kaynak: Tarih:02/Za/1338(Hicrî)  Dosya No:2840 Gömlek No:12 Fon Kodu:ŞD”

****

 “Zonguldak İnsan-Mekan-Zaman” adlı kitabında E.M.ZAMAN, “BMM Hükümeti, Zonguldak Kazasını 14 Mayıs 1920’de Mutasarrıflık haline getirir. (Henüz Kadri Bey Zonguldak’taki görevine başlamadan önce) Kaza Kaymakamı Ahmet Cevdet Bey, Mutasarrıf Vekili (14 Mayıs 1920- 2 Ağustos 1920) olarak görevlendirilir. Zonguldak, İstanbul Hükümetinin Mutasarrıflık yaptığı ilk ilçe olarak tarihteki alır. (sayfa-166)..

 Zonguldak hakkında Bolu Salnamesinde “Kıymet-i tarihiyesi olmayan ve evvelce Devrek’e merbut bir köy iken, ancak Ereğli Havza-i Fahmiyesi’nin  merkez olmak şerefiyle 1315-1897’de Kaza haline ifrağ edilmiş iken o zaman zarfında dahil-i livadaki emsaline nazaran umrani ve …. ile mertebe eylemiş bulunan Zonguldak Kazası..” şeklinde belirtilmektedir. Bazı kaynaklarda, Elvan Köyünün bir mahallesi olduğu belirtilen Zonguldak, 1896 yılına kadar “Ereğli Livasına tabi, Zonguldak nam mevki” ifadesi ile tanıtılmaktadır.

 Zonguldak, 18. yy’da fırtınalı havalarda küçük yelkenlilerin sığındığı, küçük bir köy konumunda idi. Tarihi kaynaklarda adından bahsedilmeyen Zonguldak adının nereden geldiği hakkında çeşitli kaynaklarda farklı farklı açıklamalarda bulunuldu. Zonguldak adı, ilk defa Ereğli’de bulunan maden kömüründen sonra duyulmaya başlandı. Köy olan Zonguldak önce Nahiye, sonra da Kaza statüsü kazandı.

***

EREĞLİ 1500’LÜ YILLARDA BİLE KAZA İKEN, ZONGULDAK 1900’LERDE KAZA OLDU: Osmanlı Arşiv belgeleri incelendiğinde bölgemizdeki bir çok yerleşim yeri 1800-1900’lere kadar EREĞLİ’ye bağlı olmuşlardır. Mesela 1866 tarihli şu belgede Ereğli’ye bağlanan kazalardan bahsedilmektedir:

 Tarih:20/Ş/1282(H)M-8.1.1866 DosyaNo:717 Gömlek No:76 Fon Kodu: MVL: Ereğli Kömür Maden-i Hümayunu Kaymakamlığı''na Alaplı Kazasıyla Çarşanba, Devrek ve Bartın kazalarının ilhakı. (3. Anadolu)..

Böylece; EREĞLİ hakkında 1500’lü yıllara ait Osmanlı Arşiv belgelerinde KAZA olduğuna dair belgeler bulunabilmekte iken, ZONGULDAK’ın ise kaza statüsüne ancak 1900’ler başında ulaşmış olduğu görülebilecektir.

            ***

BAHRİ SAVAŞKAN “Zonguldak Maden Kömürü Havzası Tarihçesi” adlı kitabında “İki asır kadar önce adı ve sanı olmayan Zonguldak’ı Türkiye’nin en tanınmış illerinden biri yapan MADEN KÖMÜRÜDÜR. Onun bulucusu ise Uzun Mehmet adındaki delikanlıdır. Bu gence, saygı ve şükran yalnız Zonguldaklıların değil, bütün Türk milletinin borcudur” diye yazmaktadır.

      ***

“Zonguldak Taş Kömürü Havzası Tarihi” adlı kitabında Erol Çatma “Türk Maden Mühendisleri Cemiyetinin yayınlamış olduğu bir dergide ise, bütün bu görüşlerden farklılık taşıdığı için, önemli sayılabilecek bir tespit vardır. Bu tespite göre; “Uzun Mehmet Köseağzı’nda taş kömürünü bulduğu zaman (1827), bir vakitler, çok az bir hayat yaşamış olan bütün kasabalar dahi bir harabe halinde idi. Ereğli’den Amasra’ya kadar sahilde meskun (insanların yaşadığı bir yer) bir nokta bile yoktur” diye yazar. Ama bu bilgi yanlış olmalıdır. 1840 yılı Temettuat Defterlerinde Kestaneci Köyünde 20 hane bulunmaktadır. Yani sadece köydeki 20 evde, nereden baksanız (tahminen) 150 kişinin üstünde nüfus yaşamış olmalıdır. Kestaneci ile çok yakın olan Ereğli’nin diğer mahallelerinde de yüzlerce hane bulunmaktadır. Mesela, (1840’ta) Sultan Orhan Mahallesinde 170 hane bulunurken, Sultan Süleyman Mahallesinde 155 hane bulunduğu ilgili arşiv kayıtlarında bulunmaktadır.

 Sayın Çatma’nın kitabındaki tespitlerin devamında: “Hatta bugün vilayet merkezi olan Zonguldak’ta Sütliyen Mevkiinde iki tane kayıkçı kulübesi bulunup bundan başka bu kıyılarda bir çoban damı bile bulunmuyordu” diye yazmaktadır. Çatma’nın Zonguldak hakkındaki bu bilgilerini Osmanlı Arşivleri ile desteklemek mümkün, Zonguldak 1890 yıllarına kadar bir köy-nahiye idi. Ama Ereğli’nin 1500’lü yıllardaki Osmanlı Arşiv belgelerinde bile KAZA olduğu tespit edilmektedir.

      ****

Donald Quataert“Devlet ve Madenciler” kitabında 1840 yılında Ereğli nüfusu 2.000 diye yazar. Bu nüfus merkezde yaşayan insan nüfusu olmalıdır ama merkezde kaç mahalle bulunmakta idi bu belirtilmemiştir.

 Şemsettin Sami ise (1889 baskılı) “Kamûs-ı Âlâm” adlı eserinde: “Bu kasaba gerek bu (kömür) madeni ve gerek Karadeniz’deki mevkii ve Dersa’adet’e (İstanbul’a) kurbiyeti (yakınlığı) cihetiyle, Anadolu’nun en işlek bir İskelesi olmak isti’datını haiz olup, biri Bolu’dan diğeri Gerede’den Ankara’ya doğru iki yolu var ise de bu yolların henüz tevsivye olunamamasından ve limanı olmamasından dolayı, bu isti’dad-ı tabi’iyesinden istifade olunamamaktadır. Evleri bağçeler ortalarında olup, denizden manzarası gayet güzeldir. 7.000 kadar ahalisi olup, hemen cümlesi Müslim’dir” diye yazmaktadır.

  1. Karadeniz Kıyıları Tarih ve Coğrafyası 1817-1819,” adlı kitabında “Ereğli’nin büyük ve eski bir yerleşim yeri olduğunu” yazar.. (s. 20-22).. 

TDV İslam Ansiklopedinde yer alan şu bilgileri de iktibas edebiliriz: “Bu yüzyılda ilk defa Köseağzı mevkiinde maden kömürünün bulunması Ereğli’nin gelişmesinde bir dönüm noktası oldu. Kömürün asıl yaygın olduğu alan daha doğuda bulunan Zonguldak çevresi olduğu halde havzaya Ereğli Havza-yıFahmiyyesi (Ereğli Kömür Havzası) adı verildi... XIX. yüzyılın ikinci yansında, kömürle daha yakından ilgilenmesi için dönemin hükümeti merkezi Ereğli’de olmak üzere bir Maden Nâzırlığı kurdu (Ali Tanoğlu, s. 74). Ereğli aynı zamanda kömürün ihraç limanı durumundaydı. Bu yüzyılda Kastamonu Vilâyetinin Bolu Sancağına bağlı bir Kazanın merkezi olan Ereğli, aynı yüzyılın son yıllarında V. Cuinet’nin verdiği bilgilere göre dört mahalle içinde 1255 eve sahip bulunuyor ve bu evlerde 6.274 kişi yaşıyordu. Yine aynı kaynaktaki bilgilere göre burada minareli on cami, bir medrese, iki hamam ve 471 dükkân mevcuttu. H.1314 tarihli Kastamonu Vilâyeti Salnâmesi’ne göre ise Ereğli’nin nüfusu 5.300 idi ve bu nüfus 915 evde yaşıyordu”..

***

EREĞLİ SANCAĞI: Osmanlı’da Taşra ve Eyalet Yönetiminde KAZA’larda Kadı’lar en yüksek yönetici konumundadırlar. Belediye ve adliye işleri, Kaza’nın ihtiyaç duyduğu para, merkezden istenilen şeylerin temini gibi görevleri bulunmaktadır. Kazaların güvenliğinden ise Subaşı’lar sorumlu olurdu..SANCAK’larda ise SANCAK BEYİ en üst düzey yönetici konumundadır. Sancak Beyi, Tımarlı Sipahiler’in ve Zeamet sahiplerinin komutanıdır. İdari olarak; şehrin huzurundan, güvenliğinden adaletin temininden sorumludur. Sancak beyleri şeri ve örfi hukuka aykırı durumları önlemek için kadı ile birlikte hareket etmektedirler. 

“SANCAK”LA BERABER, “EREĞLİ” KAYMAKAMLIK OLDU:Kaynaklarda: “Kazanın yöneticisi ''Kaza Müdürü,'' yörenin önde gelenleri tarafından seçilir, merkezin onayı alındıktan sonra göreve başlardı” .. “ Sancak yönetiminde Muhassıl yerine yine merkezden atanan ''KAYMAKAM'' görevlendirilirken, eyaletler Valilerce yönetilecekti” denilmektedir.

Yaptığımız araştırmalarda, Ali Molla hakkında yazılmış 9 Ocak 1815 tarihli bir belgede EREĞLİ SANCAĞI adı zikredilmektedir. Fakat, Osmanlı Arşivlerindeki belgeler incelendiğinde EREĞLİ SANCAĞI adı, daha çok hicri 1282-83 miladi 1865-66 yıllarındaki belgelerde görülmektedir. Zaten o yıllarda da EREĞLİ’nin KAYMAKAMLIK olduğunu da görüyoruz. Yani SANCAK oluşu ile beraber KAYMAKAMLIK olduğu anlaşılmaktadır.

“EREĞLİ” Kaymakamlık olurken çevresindeki DEVREK-BARTIN-AMASRA-(Hisarönü) KURUCAŞİLE- Çarşamba (ÇAYCUMA) gibi Kaza ve Nahiyelerin de “EREĞLİ SANCAĞI”na bağlandığı belirtilmektedir.

TARİH BOYUNCA EREĞLİ’NİN KARDEŞİ KONUMUNDAKİ ALAPLI’YI KOPARMA DÜŞÜNCESİ: 2017’ye geldiğimiz bugünlerde EREĞLİ’nin tarihte kendisine bağlı olduğu köyü Zonguldak’ın (1920’de Mutasarrıflık-Kaza, 1924’te Vilayet oluşu sonrasında) BÜYÜKŞEHİR olacağı konuşulmaktadır. İşte tam da burada iki kardeşin yani Ereğli ile Alaplı’nın başka vilayetlere bağlanması dedikodularına ya da iddialarına yönelik de şu bilgileri paylaşalım.

Yıl 1906. Düzce’ye bağlı (Akçakoca) AKÇAŞEHİR Nahiyesinin Düzce’den ayrılıp EREĞLİ’ye bağlanması gündemde.. (Aynı Akçaşehir’in Kaza olmasına dair talep yazısı 1920’ye aittir.) Bu arada EREĞLİ’nin bir müddet bir sahil kasabası olarak küçüldüğü görülmektedir. Fakat, 1902 yılına ait bir Osmanlı Arşiv belgesine göre yine EREĞLİ’nin (Bartın-Devrek-Zonguldak-AKÇAKOCA da dahil olarak) SANCAK olması talebi bulunmaktadır.

1902’ye ait belgelerde şu açıklamalar var :

-“Kastamonu Valiliği''nce bir SANCAK teşkiliyle ticari öneminden dolayı Ereğli''nin MERKEZ kabul edilmesi. DH.TMK.S – 38/41 – (H-10-03-1320) 17 HAZİRAN 1902”..

-“Ereğli Kasabasının; Bartın, Hamidiye, Zonguldak kazalarıyla Akçaşehir Nahiyesinin İLHAKI suretiyle bir SANCAK teşkiline müsaade edilmesi istirhamı. Y..PRK.ASK. 181/82   (H-07-02-1320) M. 16 MAYIS 1902”

- “Ereğli''nin SANCAK MERKEZİ olması konusunda sunulan mahzarlar. Y..PRK.DH 12/3 – (H.10.02.1320) M. 19Mayıs 1902”

***

Yukarıdaki Osmanlı Arşiv belgelerinden de anlaşılacağı üzere, ticari önemi bulunan EREĞLİ, (1902’de tekrar) SANCAK MERKEZİ yapılmak isteniyor. Hem de AKÇAKOCA’nın da dahil edilmesi istenerek. Oysa günümüzdeki duruma bakıldığında (ALAPLI, Düzce’ye bağlansın mı dedikoduları varken) tam tersi durumlar yaşanması isteniyor.

 ***

 İşte böyle. Yıl 2017.. “Zonguldak” Büyükşehir olacak korkusuyla, şimdi Alaplı Kazamızın bölge vilayetinden koparak Düzce’ye bağlanması konuşuluyor. Önceki yazımızda da belirttiğim gibi BU BÖLGENİN EN ÖNEMLİ VE BÜYÜK KENTİ “EREĞLİ”DİR. EĞER BÖLGEMİZDE “SANCAK” yani Büyükşehir düşünülüyorsa, bunun doğal merkezi EREĞLİ olmalıdır.Tarih bunu gerektirir. Bir daha söylüyorum: Tarih bunu gerektirir.

 ***

Peki yukarıda bahsettiklerimiz yaşanmış mı? Yani 1902’de EREĞLİ merkez olabilmiş mi? Hayır. Neden? Çünkü bir EREĞLİ’linin bulduğu kömür sonrasında, işletmelerin tesis edildiği ZONGULDAK gelişme istirdadı göstermeye başladı. Ayrıca ecnebilerin Zonguldak’taki her geçen gün artan varlığı ve orada Fransız sermayeli olan 1892-Ereğli Şirketi’nin kurulması ve sonrasında şirket işlerinin kolayca takip edilebilmesi için Fransızların Zonguldak’ta Konsolosluk merkezi oluşturmaları, o dönemde tüm hesapları alt üst etti. Yani Zonguldak’ta stratejik hesaplar arttı. Böylece Zonguldak, 19 Ağustos 1899’da, 49 köyü Devrek’ten, 20 köyü de Ereğli’den ayırmak suretiyle KAZA yapıldı. Ardından da 1924’te VİLAYET..  (Bu arada; Bolu Mutasarrıfı Süleyman Kani; 1911’de “Zonguldak''ta livâteşkîlikâbil olamayacağı, Devrek-Zonguldak-Akçaşehir ile beraber EREĞLİ’nin bir Liva olması” şeklinde görüşünü beyan etmiştir). Hicri 13/M /1317 (M-1899) tarihli belgede şu ifade geçer “Bolu sancağı dahilinde Hamidiye Kazasına bağlı Zonguldak Karyesinin mevki ve siyasi önemine ve Fransız konsolosunun ikametine binaen KAZA  haline çevrilerekDaday Kaymakamlığı''na tayin edilen Süleyman Nahifi Efendi''nin oraya nakli”..

***

TDV İslam Ansiklopedisinde ZONGULDAK’ı tanıtan Hamdi Genç “Ereğli merkezinde KÖMÜR ÇIKARILMAMASINA RAĞMEN madenin idare merkezi 1908 yılına kadar burada kaldı.Madenin idarehanesi 1908’de Kozlu’ya ve 1910’da da Zonguldak’a taşındı” diye yazar. Doğru da kömürün ilk bulunduğu yer EREĞLİ değil mi, kömür damarlarının bulunması sonrasında kömürün çıkarılması için yerleşim yerlerinden uzak bölgelerin yani Köseağzı sonrasındaki Kandilli-Zonguldak hattının tercih edilmiş olması mümkün olamaz mı? Kaldı ki,  İdare Merkezinin EREĞLİ olmasında sakınca ne ola ki? Hem zaten bölgenin MERKEZİ-KAZASI değil mi?

***

Yukarıda belirttiğimiz gibi 1900’ler başında EREĞLİ kaderine terk edildi ve her geçen gün küçülüyordu ki (1965 sonrasında) ERDEMİR sayesinde ayakta durabildi. (ERDEMİR: 28.02.1960’ta 7272 Sayılı Kanun ile Ereğli Demir Çelik Fabrikaları Türk Anonim Şirketi adıyla kuruldu. Temeli, Mayıs 1961’de atıldı ve 15 Mayıs 1965’te işletmeye açıldı.)Ama TARİHİ BÜYÜK-ŞEHİR maalesef, Zonguldak’ın o günkü stratejik hesapları sonrasında KÜÇÜK-ŞEHİR olmaya itildi. “Dün, dündür” ,  “Dün, dünde kaldı cancağızım Bugün yeni şeyler söylemek lazım” diyeceksek; Zonguldak’ın o dar çevresinde fazlasıyla büyümesinden sonra “1900’LERİN STRATEJİK HESAPLARI DÜNDE KALDI, BUGÜN EREĞLİ’Yİ BÜYÜTMEK LAZIM” diyebiliriz. Beraberinde ‘fındık kadar’ da denilse ALAPLI’YI-GÜLÜÇ’Ü-ORMANLI’YI-KANDİLLİ’Yİ büyütmek lazım. Geliştirmek lazım…

***

KALESİ-ORHAN GAZİSİ-AYASOFYASI-CEHENNEMAĞZI MAĞARALARI ile 1300’lerde TARİHİ VE DOĞAL LİMANI İLE ÖNEMLİ BİR KENT OLDUĞUNDAN TÜRK İSLAM TOPRAKLARINA DAHİL EDİLEN “EREĞLİ” İÇİN (“Ölmüş de ağlayanı yok” denilmesin diye, üzgün olduğumuzu belirtmek için bu araştırma yazılarımızı paylaştığımızın bilinmesini isterim. Bir EREĞLİLİ olarak.)



5.12.2017 13:02:39

Bu yazı 2770 defa okunmuştur

Yazara ait tüm yazılar için tıklayınız

Facebook'ta Paylaş

YORUMLAR (0)
YORUM EKLE
Adınız


(1000 / )





Şu anda 16 kişi online
Toplam ziyaret : 75.739.751

Başlangıç Tarihi Bitiş Tarihi

Fikri KAPAN { KÖŞEMDEN }
SEÇİMİ KİM KAZANIR?


Devamını oku »

21.03.2024 16:52:50 tarihinde yazıldı
396 kez okundu



SAFRA KANAL TAŞLARINDA CERRAHİ DIŞI TEDAVİ YÖNTEMİ


Devamını oku »

14.03.2024 09:54:08 tarihinde yazıldı
180 kez okundu


(ESPRİYLE) KAREDEN YANSIYAN

ÇABALARINI GÖRÜYORUM


TUĞBA ARSLAN TAMİRCİ { KALEMİMDEN }
DİDEROT ETKİSİ


Devamını oku »

28.11.2023 12:54:26 tarihinde yazıldı
1304 kez okundu

Recep ÇETİN { TARİHTEN... }
DENİZ KIZI BİZİM ''KIZIMIZ'' DEĞİL!


Devamını oku »

21.11.2023 16:02:33 tarihinde yazıldı
524 kez okundu


Bu site en iyi IE5+ tarayıcı ve 1024 x 768 çözünürlükte izlenir.
Tüm Hakları Saklıdır
© 2006 EregliHakimiyet.Com - EregliHakimiyet.Net

Tasarım & Programlama RSNet tarafından yapılmıştır

Ereğli Haberleri