Fikri KAPAN : MEDYANIN GÜCÜ, ETKİSİ; YERİ…

(Hakimiyet Gazetesi'nin resmi internet sitesidir)

MEDYANIN GÜCÜ, ETKİSİ; YERİ…

Son dönemlerde, ulusalda olduğu kadar yerelde de tartışılan Medya, “ne yapıyor, nasıl yapıyor, gücü nedir, etkilimidir, durduğu yerini biliyor mu?” gibi sorulara da muhatap oluyor.
Bu soruları yanıtlayabilmek için, son referandumdan başlayabiliriz:
Medyanın, ulusal boyutta ne kadar güçlü ve etkili olduğunu referandumda gördük!
Özellikle referandumda ‘evet’i savunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere AK Parti Hükümeti; hatta her türlü desteği verdikleri MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli…
Çoğunluğu taraflarında olan medyayı ‘en iyi şekilde kullanarak’ hedefe varmalarında büyük katkı sağladığı inkar edilemez!
Denilebilir ki, “o kadar etkisi olduysa, neden ‘evet’ler açık farkla çıkmadı?”
Yanıtı şu olabilir?
Kamuoyunda görünen şekliyle; ‘hayır’ın çıkma ihtimaline karşı medyayı iyi kullanan kanat, başarıya (!) ulaştı.
Tabi, çıkan sonuca ‘hayır’ kanadının itirazlarının ‘cılız’ kalmasında da medyanın gücü ve etkisini yok sayamayız!
“Ulusal” saydığımız birçok yayın kuruluşunun takındığı tavır, durduğu yer ortadayken, “Mühürsüz Seçim” iddialarının çok da tartışılacağını düşünmek, pek akıllıca olmazdı zaten!
***
Sonuçları itibariyle daha çok ‘ulusal medya’ işin başını çektiyse de, ‘yerel medyanın da işin içinde bir tutam tuzu/biberi vardır’ diye düşünüyorum.
Öyle ki; kişisel tavrını ‘hayırdan yana’ net açıklayan medya mensubu yada kuruluş sahipleri dahi, yayınlarındaki ‘objektiflik’ hatırına (!), daha aktif olan ‘evet’ kanadının haberlerinde kısıntıya gitmedi!
Hatta, gazetelerde sayfalarca, internet sitelerinde ‘alabildiğince yer verildi!
Belki de uzun yıllar sonra yerel medya ilk kez gücünü ortaya koydu (!) bu sayede de etkisini gördü!
***
Tabi, bir dönemler Yasama, Yürütme ve Yargı’dan sonra‘Dördüncü Kuvvet’ olarak gösterilen medyanın ‘ne kadar kuvveti kaldığını’ ayrıca sorgulamak gerekir!
Yada, var olan kuvveti hangi ‘sahipler’ ne gibi koşullarda, nasıl kullanıyorlar? Bir de buna bakmak lazım!
Mesela; birçok yerel medyanın, bulundukları bölgelerde, ‘kendilerini dev aynasında gördüklerini de’ duyuyor, dinliyoruz!
Ne yazık ki, bu olumsuzluğun boyutları, bölgemizi de iyiden iyiye sardı!
Bir aralar, seçimlerdeki adaylarla diyaloglar kurup, mesajlar atıp ‘şu kadar verirsen seni destekleriz, göklere çıkarırız’ dedikten sonra, beklediklerini bulamayıp (ne yazık ki!) aynı adaya yönelik hem de oldukça sert (ve birçoğu asılsız ithamlarla) tavır sergileyenleri biliyoruz!
Bu kadarla da kalmayıp;
Son dönemlerde, Ereğli’deki özel okullara yönelik ispatsız ve isnatsız atıflarda bulunanları, okul tanıtım bürolarına girerek, ellerindeki gazeteleri de sallayarak “biz gazete değimliyiz, siz bizim gücümüzü bilmiyorsunuz, görürsünüz!” türünden tehditvari konuşmalar!!!
Eğitim kurumlarının çalışmaya karar verdikleri yayın kuruluşlarına ‘kendi güçlerince’ verdikleri ilan/reklam desteğini çekemeyerek, “bize de vereceksiniz, vermezseniz ha..!” türünden sallamalar!!!
“Sen kimsin ki, beni özel okulundan içeriye sokmuyorsun, ben bunun hesabını sana sormam mı!” nidaları!!!
Kendini nerede gördüğü bilinmeyenlerin ise ‘sen böyle yapmışsın ha..!” tavırları ile ürkütme politikaları uygulamaları!!!
***
Bir yanda, olması gereken gücü, etkiyi yakalamış medyanın durumu ne kadar iyiyse,
‘Yerini Bilmemesi’ ise bir o kadar handikaptır!
Daha da ayıbı, her biri ayrı şekilde ekmeğini çıkarmaya çalışan yayın kuruluşlarının, kendi aralarında ‘çekememezlik’ yapmaları, nerede olduklarını bilmeyenlerin, mesleğini en iyi şekilde yapma gayretinde olanlara hadsiz ve haksız çamur atmaları işi daha da acı hale getiriyor!
“Ne bileyim; akşam birlikte içtik, sonra köşe yazmış ama ne yazdığını pek anlamadım!” diyen dostlarını(!) zor durumda bırakmaya kimsenin hakkı yok!
Bu nedenledir ki; gücü ve etkisi yükselen medya içinde, bir kısmının hala ‘nerede olduğunu bilmemesi’ toplum gözünde edindiği yere de zarar veriyor!