• Ana Sayfa
• Politika
• Ekonomi
• Eğitim
• Asayiş
• Yaşam/Sağlık
• Spor
• Magazin
• Hakkımızda

Adınız


(1000 / )

NİHAT YASA-1 diyor ki;

Bana dava açacakmışsın, aç bekliyorum. Hem Uzun Mehmet adlı kitabını elden belki de onlarca sayıda dağıtacaksın. Google’a sorsan sana görüntülerini de gösterir. Bir ihtimal senin dağıttığın kitaplardan biri sahafa düşmüş. Ben de sahaftan bu kitabı almışım, bana dava açacakmış…Bekliyorum. Yazdığın yazı baştan sona hakaret dolu… Benim bir yorumumu yayınlamayan Hakimiyet gazetesi şahsımı sahaftan ‘kitap çalmak’la suçlayan yazarın bu yazısına nasıl onay verdi, anlaşılır gibi değil.

NİHAT YASA-2 diyor ki;

Yazarının Recep Çetin olan bu kitap, 2015 aralık ayının son haftası Nadir Kitap tarafından Ankara Adil Han’da bir sahafta olduğu internet ortamında yayınlanmış mı? Yayınlanmış… Ben de Nadir Kitap’ta çıkan bu ilanı dostlarımızın katkısı ile gördüm mü, gördüm. Sonra yine başka bir sahaf vasıtasıyla bu kitabı edindim mi, edindim. Yazarı da bana, sen bu kitabı niye aldın diye dava açacakmış…Aç bakalım… Bekliyorum...

NİHAT YASA-3 diyor ki;

Bu sütunda Rahmetli Prof.Dr.Ali Osman Özcan ile tanışmamıza vesile olan bir yorumdan bahsetmişsiniz ve hiç de yakışık almamıştır. Rahmetli hocam ile ilk defa bu sebeple tanışmıştım. Kendisi ile 5-6 kez de telefon görüşmemiz de olmuştu. Ayrıca benim için şu ifadeyi de kullanmıştı. “Sayın Nihat Yasa Bey'in çalışmalarını takdir etmekteyim. Hemşehrimiz olan Nihat Yasa Bey, gerçekten bölgemize hizmet etmektedir. Ancak Türk boylarının bölgeye yerleşmesi konusunda çalışmalarımı devam ettirmek niyetindeyim. Son dönem zaten bilinmektedir. Selamlarımla aziz hemşehrim.”

NİHAT YASA-4 diyor ki;

Rahmetli Prof.Dr.Ali Osman Özcan bir başka bir mesajında da Bartın Kozcağız ile ilgili yaptığım bir çalışmadan sonra bana aşağıdaki mesajı yazmıştı. “Sayın Nihat Yasa bey, Kozcağız Belediyesi'nin tarafınıza yapmış olduğu talihsiz açıklamayı üzülerek okudum, bu duruma "kargalar bile güler" diye içimden geçirdim. Ancak bilim, bilim adamının söylediği şey değil, siyasi otoritenin bilim kabul ettiği şey durumundadır. O yüzden daha çok yazıp daha çok araştırarak siyasi otoritelere karşı mücadele etmek gerekmektedir. Doğru yolda olduğunuz açıktır. Benzer durumlarla hepimiz karşılaşıyoruz. Ümitsizliğe kapılmadan daha çok, daha daha çok çalışmaya devam etmeliyiz. Selamlarımla.” Demişti. Beni de teşvik etmişti. Hatta rahmetli hocamız benim yazımdan sonra Kozcağız Belediyesini de aramış ve onlara gerekli uyarları da yapmıştı. Bana bunu Kozcağızlı bir yetkili de ifade etmişti.

NİHAT YASA-5 diyor ki;

Rahmetli Prof.Dr.Ali Osman Özcan hocamızın 535 ile başlayan ve son iki numarası 25 olan telefonu telefonumda hala kayıtlıdır. Bunu da böyle bilmende yarar var. Bu vesileyle de rahmetli hocamızı bir kez daha rahmetle anıyor. Yakınlarına ve sevenlerine sabırlar diliyorum.

RECEP ÇETİN diyor ki;

Sayın N.Yasa; artık yazdığımız yazılar kadar, altına yorumlar yazmayınız. Yazdıklarınıza canı sıkılarak, şahsıma telefon açıp “kim bu Nihat Yasa” diyen iki okuyucumuz oldu. Uzun Mehmet torunları gibi, güzel EREĞLİ’mizin güzel insanlarını daha fazla üzmeyiniz.. Hakimiyet editörünün önceki uyarıcı yorumunu Lütfen dikkate alınız.. Ve artık yazılarımızı, rahmetli ÖZCAN Hocamızın tavsiyesine uyarak (5-10 yorumla) Lütfen FORUMA DÖNÜŞTÜRMEYİNİZ. Bakınız siz de yazmışsınız ki BİR YORUMUNUZ, ”suç unsuru taşıyor olacak ki EDİTÖRCE yayınlanmamış”.. İlgili yorumunuzu yayınlamayıp, benim de canımı sıkmayan EREĞLİ HAKİMİYET’in YAYIN EDİTÖRLERİNE TEŞEKKÜR EDERİM. Bilinsin ki yazılarımızla; EREĞLİMİZİN DOSTLARINA GÜVEN VERMEYE-DÜŞMANLARINA KARŞI DİK DURMAYA DEVAM EDECEĞİZ. Muhabbetle..

Temel Uzun diyor ki;

Yazarınızın ne yapmak istediğini ve burada hep birileriyle neden tartıştığını anlamakta güçlük çekiyorum.

NİHAT YASA-6 diyor ki;

Aslında buna bir cevap vermeyecektim. Lakin okurlar inanır diye açıklama yapmak istedim. Tutturmuşsun Serağı Bahri gemisini benim kitabımdan aldın diye…Kitabının 252-253.sayfasında var diyorsun. Kitabına bir daha baktım. Senin kitabındaki fotoğraf ortadan damgalı(asıl örneği zaten elinde yok) bulmuşsun damgalı fotoğrafı, nereden de aldınsa, oysa benim paylaştığım fotoğrafın herhangi bir yerinde damga falan yok. Gazetenin mailini yaz bana göndereyim. Ben bilgi belge saklayan biri değilim ki…

NİHAT YASA-7 diyor ki;

Gelelim Serağı Bahri’ye; 12 Aralık 1935 tarihli Ulus Gazetesinde 'Maden Kömürümüz' bölümünde Sinop tersanesinde yapılan ve buharla işliyen (Seragi Bahri) adındaki kalyonda geçirmişti. Diyor mu? Evet…Bu geminin adı Cemal Kutay’ göre Serajı Bahri mi?Evet…Tahir Karauğuz’a göre Siracı Bahri mi? Evet…Ahmet Naim’e göre Siracı,Şıracı,Serracı mı?Evet….Necdet Sakaoğlu’na göre Siracı Bahri mi?Evet…Bahri S.Noyan’a göre Surağ-ı Bahri Korveti mi?Evet…Recep Çetin’e göre Siracı Bahri mi?Evet.. Biz ne demiştik.’Serağı Bahri Brik’ Bu geminin bir de yelkenli olduğunu da yazdık….Kalyon da,korvet de, brik de yelkenlidir. Ailesinde denizci,kaptan olan biri olarak söylüyorum.

mehmet can diyor ki;

Temel, yazarımız recep hocanın yapmak istediği belli, ereğli tarihi üzerine olumsuz ve alaycı yazıları olan kişilere karşı ereglilerin hakkını savunayim diye uğraşıyor,anlaşılan sen de ereğli insanıyla uğraşan o insanların zihniyetindesin, recep hoca bırak bu kisileri

---

Başlangıç Tarihi

Bitiş Tarihi