• Ana Sayfa
• Politika
• Ekonomi
• Eğitim
• Asayiş
• Yaşam/Sağlık
• Spor
• Magazin
• Hakkımızda

Adınız


(1000 / )

NİHAT YASA-1 diyor ki;

Yazar, bu köşede şahsımı hedef alarak, kendince de eleştiriyorum sanısıyla bir şeyler paylaşmış… Bazı sorduğum sorulara da cevap veriyorum görüntüsü vererek ipe un sermiştir. Cevap dahi vermemiştir, daha doğrusu verememiştir. Bazı ifadelerden de cevap verilmiş gibi bir intibaanın oluşmaması için kendisine sorduğum soruları buradan tekrar soruyorum. Sonrasında diğer soruları da sormayı düşünüyorum… Umarım buradan cevaplandırır…Bütün temennim budur.

NİHAT YASA-2 diyor ki;

Kitabınızda “Bu gazetenin yazdığı bilgilerin doğru olarak kabul edildiğini düşündüğümüzde öl(dürü)len Mehmet’in 40-50 yaşlarında vefat etmesi muhtemeldir. Uzun Mehmet oğlu Mehmet’in 40 yaşında Mustafa adında bir çocuğunun bulunduğu ve onun da 4 yaşında İbrahim adında bir oğlu olduğu görülmektedir. Yine Mehmet’in Ahmet(35) ve Halil(30) yaşlarında çocuğu olduğunu görüyoruz. Ereğli Hakimiyet Gazetesinde 15.11.2016 tarihinde “Uzun Mehmet’in Torununun oğlu, neler Anlatıyor” başlıklı yazıda “Bu gazetenin yazdığı bilgilerin doğru olarak kabul edildiğini düşündüğümüzde, öl(dürü)en Mehmet’in 50-60 yaşlarında vefat etmesi muhtemeldir. diyerek iki farklı görüş sunmuştunuz… Soru: 1-Recep Çetin; niye bu rakamları değiştirmiştir? 2-Bu değişikliğin sebebi Uzun Mehmet’in yaşını 40-50 derken; oğlu Mustafa’nın da aynı yaşta olması mıdır? 3- 60 yaşında olan bir ihtiyarın askerde olması uygun mudur? 4-Recep Çetin’in bir yıl içinde Uzun Mehmet’in yaşını değiştirmesinin nedeni ne olabilir?

RECEP ÇETİN diyor ki;

Sayın YASA şu ifadeler de sizin: “Çetin’e göre, 1830 yılında Uzun Mehmet’in oğulları sırasıyla, Mustafa 40 yaşında, Ahmet 35 yaşında, diğer oğlu Halil ise 30 yaşındadır. Uzun Mehmet’in çocukları bu yaşlarda olduğu takdirde; sizce Uzun Mehmet kaç yaşında olabilir? Çevrenizde herhangi bir ilkokul üçüncü sınıf öğrencisine bu soruyu sorduğunuzda cevabı rahatlıkla alabilirsiniz… Matematikçi olmanıza dahi gerek yoktur..! (Halkın Sesi-31 Aralık 2015).. Öyleyse, siz de alabilirdiniz!.. Demek ki çevrenizde ilkokul öğrencisi bulamadınız!. Neyse.. (Lütfen, üslup seviyesini muhafaza ediniz). O zor sorunuza da (diğer yazımızda; kopya hazırlayarak, dersimize iyice çalışarak!) cevap vermeye çalışalım. Saygılarımla.

NİHAT YASA-3 diyor ki;

Uzun süredir, Sayın Çetin’in şahsımı hedef alan yazılarını Ereğli Hakimiyet Gazetesinde bu sütunda dile getirdiğinden bir kaç soru sormamın doğal hakkım olduğunu düşünmüştüm. Bu nedenle de kendisinin Uzun hem Mehmet adlı kitabında dile getirdiği Akşam Gazetesi’ni kasdederek , “Bu gazetenin yazdığı bilgilerin doğru olarak kabul edildiğini düşündüğümüzde öl(dürü)len Mehmet’in 40-50 yaşlarında vefat etmesi muhtemeldir”. diye yazmış, yine aynı konuda Hakimiyet Gazetesindeki 15.11.2016 tarihli yazısında “Bu gazetenin yazdığı bilgilerin doğru olarak kabul edildiğini düşündüğümüzde, öl(dürü)en Mehmet’in 50-60 yaşlarında vefat etmesi muhtemeldir.” demişti. Ben de buna dayalı olarak bazı sorular sormuştum.Devam edecek.

NİHAT YASA-4 diyor ki;

Gördüğünüz gibi Sayın Çetin bu sorulara “Demek ki çevrenizde ilkokul öğrencisi bulamadınız!” diyerek cevap vermemiştir.Kaldı ki bu soruların muhatabı öncelikle kendisiydi. Sayın Çetin’e dün sorduğum ve cevaplamadığı ve kendi sözleri olan bu soruları tekrar soruyorum. 1-Niye bu rakamları değiştirdiniz? 2-Bu değişikliğin sebebi Uzun Mehmet’in yaşını 40-50 derken; oğlu Mustafa’nın da aynı yaşta olması mıdır? 3- 60 yaşında olan bir ihtiyarın askerde olması uygun mudur? 4-Bir yıl içinde Uzun Mehmet’in yaşını değiştirmesinin nedeni ne olabilir?

NİHAT YASA-5 diyor ki;

Sayın Çetin, Ereğli Hakimiyet gazetesinde bu sütunda ‘kes-yapıştır’türü yazınızda konu şahsımdı. Bu nedenle birkaç da soru sormuştum. Aynı gün bir cevap yazmışsınız, lakin sorduğumuz sorularla uzaktan yakından bir ilgisi yoktu. Acaba soruları gözden kaçırmış olabilir düşüncesi ile ikinci gün aynı soruları tekrar sordum. Cevap vereceğinizi düşünmüştüm. Ama şu saate kadar cevap veril(e)medi. Bu nedenle başka sorulara geçiyorum. Kitabınızda “Uzun Mehmet ailesinin üzerinde 400-500 kuruş gibi vergiler tespit edilirken Hacı İsmail oğlu ailesi üzerinde 1500-1600 kuruş gibi vergiler tespit edilmiştir. Hacı İsmail oğlu aileleri ile Uzun Mehmet oğlu aileleri aynı köyün mahallenin insanlarıdır. Komşudurlar. Köylerde komşular arasında ve hatta aynı aileler arasında uyumsuzluk yaşanabileceğini takdir edersiniz.” diyorsunuz…

NİHAT YASA-6 diyor ki;

1-Uzun Mehmet ile Hacı İsmail Ağa aynı köyden mi? 2-Ereğli Ayanı Hacı İsmail Ağa’nın kayıtların incelenmesinde Mustafa, İsmail ve Mehmet Tevfik adında üç oğlu olduğu bilinmektedir. Kestaneci köyünde adları belirtilen ailelerde Mehmet Tevfik adında biri bulunmakta mıdır? 3-Arşivlere göre Kapıcıbaşı, Ereğli Ayanı, Kalyon-ı Hümayun nazırı olarak görünen Hacı İsmail Ağa verdiğiniz bilgilere göre oldukça da fakir bir kişi durumunda gözükmektedir. Böyle birinin ayan olması sizce mümkün mü? 4- Hacı İsmail’leri karıştırmış olabilir misiniz? 5- Hacı İsmail Ağa’nın küçük oğlu Mehmet Tevfik’in Bolu Kaymakamı olduğunu biliyor musunuz?(Bu soruyu biliyormuşsunuz.Yazınızda cevaplamışsınız. Bu soruya cevap vermeyiniz.) Not.Hem bu soruların,hem de önceki soruların cevabını bekliyorum.

RECEP ÇETİN-2 diyor ki;

ÖNCEKİ YORUMUMUZDA ŞUNLARI YAZDIM: "Çevrenizde herhangi bir ilkokul üçüncü sınıf öğrencisine bu soruyu sorduğunuzda cevabı rahatlıkla alabilirsiniz… Matematikçi olmanıza dahi gerek yoktur..! (Halkın Sesi-31 Aralık 2015).. Öyleyse, siz de alabilirdiniz!.. Demek ki çevrenizde ilkokul öğrencisi bulamadınız!. Neyse.. (Lütfen, üslup seviyesini muhafaza ediniz). O zor sorunuza da (diğer yazı(LI)mızda; kopya hazırlayarak, dersimize iyice çalışarak!) cevap vermeye çalışalım." BU İFADELERİN İÇİNDE; İLKOKUL 3.SINIFA GİTMİYORUZ AMA DİĞER YAZI(LI)MIZDA SORUNUZA CEVAP VERMEYE ÇALIŞALIM DEMİŞTİM. AMA SİZ HER GÜN YENİ SORULAR SORUYORSUNUZ.. DURMAKSIZIN.. BU SIKIŞTIRMANIZIN NEDENİ NE OLA Kİ..YOKSA 2016 YILI İÇİNDE ÇIKARMAYI DÜŞÜNDÜĞÜNÜZ "ÇALIŞMA"YA DESTEK Mİ İSTİYORSUNUZ: BİZDEN BEKLEDİĞİNİZ! YANLIŞ! CEVAPLARLA.. Saygılarımla.

NİHAT YASA-7 diyor ki;

Sayın Çetin,tüm okurların da gördüğü gibi sorduğumuz sorulara cevap ver(e)miyorsunuz. Kitabınızda, Ceride-i Havadis ve Ereğli’de kömür başlıklı bölümde bir notunuz var.Bu notta "Sayın Genç’in bu belgeyi de arşivden temin edip, siz okuyucularımızla paylaştık. Aslında sadece bu belge bile bir çok soruya cevap niteliğindedir. 1840 tarihli bu belgede “Karadeniz sahilinde Ereğli’ye yakın bir yerde bulunan kömür yataklarında bulunduğu” belirtilmiştir. Ereğli’ye yakın bir yerden de kasıt, hikayelerde bahsedilen Köseağzı olmalı değil mi? 1840 yılındaki bu belgedeki tek eksik ifade, fakir bir köylü olduğu (ve öldürüldüğü) belirtilen Uzun Mehmet adının yazılmamış olmasıdır."diyorsunuz…

NİHAT YASA-8 diyor ki;

1-Ceride-i Havadis Gazetesi hangi tarihte yayına başlamıştır? 2-1840 yılındaki bu belgedeki tek eksik ifade, fakir bir köylü olduğu(ve öldürüldüğü) belirtilen Uzun Mehmet adının yazılmamış olmasıdır.derken 1840 tarihinde kaynağınız nedir? 3-Hamdi Genç, Toplumsal Tarih Dergisinin 153.sayısındaki kömür madenlerinin kamuoyunda ismini duyurması Ceride-i Havadis Gazetesi’nin 1/C/1256 (30 Temmuz 1840) tarihli haberiyle olmuştur demiştir.Bu tarihi teyit etmiş miydiniz? 4-Hamdi Genç, Ceride-i Havadis Gazetesinin bu haberi 1/C/1256 (30 Temmuz 1840) tarihli,İsa Tak ve Ahmet Öğreten ise 21 Zilhicce 1256 (14 Şubat 1841) tarihli olduğunu ifade etmektedirler.Sizce hangisi doğrudur? 5-Ceride-i Havadis Gazetesi hicri 1 Cemahilahir 1256 (miladi 31 Temmuz 1840) tarihinde kurulduğuna göre bir önceki gün olan 30 Temmuz 1840 tarihinde bu haberi yapabilir miydi?

HAKİMİYET diyor ki;

Haber sitemizdeki 'yorum' kısmı, kısa ve öz, hakaret içermeden, kişinin özel yaşamına girmeden yapılanlar için düzenlenmiştir. Bu konuda okurlarımızın gösterdiği hassasiyet ayrıca bizim memnun etmektedir. Ancak, zaman zaman karşılıklı atışmaya yönelik soru-cevap şeklinde uzatılan yorumların okurlarımızı sıktığı kanaatindeyiz. Bu nedenle; yorum yazan okurlarımızın daha dikkatli olmalarını rica ediyor, tartışmaya meyilli uzayan yorumlara sınırlama getireceğimizi bildiririz.

NİHAT YASA diyor ki;

HAKİMİYET GAZETESİNE… “Zaman zaman karşılıklı atışmaya yönelik soru-cevap şeklinde uzatılan yorumların okurlarımızı sıktığı kanaatindeyiz”diyorsunuz. Haklısınız.Bu konuda size tamamen katılıyorum. Lakin bu tartışmayı benim başlatmadığımı, sizler yazarın yazılarını bir kez daha incelerseniz görebilirsiniz. Takdir edersiniz ki; yazarın da yazılarındaki saldırgan üslubunu da terketmesi lazım..! Son olarak şunu ifade edeyim. Hakimiyet ailesine sevgi ve saygılarımı sunar, yayın hayatlarında başarılar dilerim.

ABDULLAH BOSTANCI diyor ki;

KDZ.EREĞLİDE HİÇ YAPILMAYANI YAPAN ORHANGAZİ VE FETİH DÖNEMİ KİTABI İLE TÜRK-İSLAM VE OSMANLI FETİH DÖNEMİNE IŞIK TUTAN RECEP ÇETİN HOCAMIZ UZUN MEHMED KİTABI İLE BİR TARİHİ GERÇEĞE VE BÜYÜĞÜMÜZE DE SAHİP ÇIKMIŞTIR.UZUN MEHMED E İNANMAYANLARIN YORUMLARI BİZİM NAZARIMIZDA SADECE MASAL DIR VE GEREKSİZ BİLGİDİR.

ABDULLAH BOSTANCI diyor ki;

HERKES DEDESİNİN TARİHİNİ MERAK EDER. BUGÜN BİZ OSMANLI TORUNLARI OLARAK HEM UZUN MEHMED E HEM DE ORHANGAZİ VE FETİH DÖNEMİNE SAHİP ÇIKACAĞIZ VE O DÖNEMLERİ BİZE OSMANLI ARŞİVLERİ İLE IŞIK TUTAN RECEP ÇETİN HOCAMIZA ANCAK MİNNETTAR OLURUZ.

---

Başlangıç Tarihi

Bitiş Tarihi