(Hakimiyet Gazetesi'nin resmi internet sitesidir)

REFERANDUM; 18 MADDE, MUALLAK YANITLAR

Fikri KAPAN

Türkiye, 16 Nisan’da yapılacak olan referanduma kilitlendi dersek abartmış olmam. Günler geçtikçe, referandum yaklaştıkça vatandaşın yavaş yavaş maddelerle ilgili bilgilendirildiklerini, buna karşılık da ‘sorgulamanın’ hız kazandığını görüyoruz.
Yani, halka inen siyasiler, sivil toplum kuruluşları, ‘neden evet, neden hayır?’ denilmesini vatandaşa anlatırken, vatandaş da kafasına takılan soruları ardı ardına sıralamaya başladı!
Sorulara iki kanattan gelen yanıtlar da doğal olarak bir birleriyle tezat!
Bu durum, (bence) referandumda halk üzerinde en fazla etkili olacak televizyon kanallarındaki oturumlara da aynı şekilde yansıyor.
Cumhurbaşkanı, AK Parti’nin önemli bir kanadı ile MHP’de Genel Başkan Devlet Bahçeli’nin savunduğu ‘Evet’ kanadı ile diğer siyasiler, sivil toplum kuruluşlarının savunduğu ‘hayır’ kanadının savlarından Birkaç örnek verelim isterseniz.
‘Evet’ kanadı; “Meclisi Cumhurbaşkanının Fesh etmesi söz konusu değil, tam aksine uzlaşı ortamıyla 5 yıllık istikrarlı bir süreç öngörülüyor. Çok gerek duyulursa erken seçime gidilebilir…”
Sözlerine,
‘Hayır’ kanadı; “Cumhurbaşkanı tek başına, istediği anda Meclis’i fesh edebiliyor. Meclis ise böle bir şey yapamıyor zira, zaten çoğunluk cumhurbaşkanının partisinden oluşuyor!”
Diye anlatıyor millete…
‘Evet’ kanadı; “Güçler ayrılığı korunuyor” savunması yaparken
‘Hayır’ kanadı; Cumhurbaşkanının Devletin başında olduğu gibi iktidar partisinin de genel başkanı, ordunun da başı olduğunu iddia ediyor.
‘Evet’ kanadı; Hakimler Savcılar Kurulu’nun 13 üyesinden ‘sadece 4’ünü’ Cumhurbaşkanı, 1’ini bakan, 1’ini müsteşar, 7’sini ise Meclis’in atadığını ortaya koyarken,
‘Hayır’ kanadı; “Hayır, aslında 13’ünü de Cumhurbaşkanı atıyor. Zira Bakanı da, müsteşarı da kendisi belirlediği gibi, meclis çoğunluğu kendi partisi olacağından, yine kendisinin öneri ve istekleri geçerli olacak. Bu nedenle de diğer 7 üye de Cumhurbaşkanı tarafından atanmış olacak” söylemini geliştiriyor.
‘Evet’ kanadı; “Cumhurbaşkanı 1 yada 2 başkan yardımcısı atar, üst düzey yönetiminde de çok da alt kadroları atamaya kadar inmez” türü muallak söylemlerde bulunurken
‘Hayır’ kanadı; “istediği kadar başkan yardımcısı, bakan atayabileceği gibi, müsteşardan, genel müdürlere, hatta daire müdürlerine kadar atama yapabilecek yetkiye sahip. YÖK başkanı ve rektörleri de atayacak” netlikte konuşuyor.
‘Evet’ kanadı; “Yeni paketin yasallaşması halinde Cumhurbaşkanı daha çok sorumluluk altına girecek ve hakkında çeşitli konularda soruşturmalar açılabilecek. Bugün ise sadece ‘vatana ihanetten’ soruşturma açılabiliyor” derken
‘Hayır’ kanadı; “doğrudur, hakkında soruşturma açılabilecek ama nasıl? Öncelikle meclisteki salt çoğunluk (600 milletvekilinin yarıdan 1 fazlası olan 301) ile önerge verebilecek. Bu önergenin kabul edilmesi halinde komisyon kurulabilmesi için 5’de 3 çoğunluk (360) milletvekilinin imzası gerekecek. Kabulü için ise Meclis7in 3’de 2’sinin (400) milletvekilinin onayı gerekecek. Yani, hemen hemen ‘imkansız bir durum’ söz konusu” açıklamasında bulunuyorlar.
‘Evet’ kanadı; Cumhurbaşkanının atayacağı başkan yardımcılarının da sorumlulukları bulunduğunu savunurken
‘Hayır’ kanadı; “kesinlikle hayır! Onlar da Cumhurbaşkanı ile aynı yetkilere sahipler. Allah korusun Cumhurbaşkanının ölmesi durumunda ülkeyi 45 günlüğüne de yönetiyor olmaları durumunda istedikleri kararları, istedikleri gibi alabilecekler. Üstelik başkan yardımcıları Meclis’ten seçilmiş milletvekilleri de olmadığından, ülyeki ‘seçilmeyen biri’ yönetiyor olacak” görüşünü öne çıkarıyorlar.
‘Evet’ kanadı; Cumhurbaşkanının, bugün de bir partiden seçildiğini, dolayısıyla ‘partili’ olduğunu ifade ederlerken
‘Hayır’ kanadı; Cumhurbaşkanının ‘tarafsızlık ilkesi’ adına yemin edeceğini, bu durumda ülke yönetimi ile parti arasında kalarak bu yeminini bozabileceğini iddia ediyor.

Özet şu ki; en çok eleştirilen ‘halka maddeler anlatılmıyor’ kısmı artık kendini göstermeye başladı ve iki kanat da 18 maddenin hemen hemen tamamı üzerinde ‘farklı da olsa’ görüşlerini dile getiriyorlar.
***
Benim asıl takıldığım şu;
Geçenlerde, Anayasa Profesörü Burhan Kuzu’yu, İsmail Küçükkaya’nın sabah haberlerine konuk olduğunda dinledim.
Tarafın belli olan Küçükkaya (kendisi söylüyor; Milletin çıkarlarında tarafım) “beni evet demeye ikna edin” diyerek yönelttiği sorulara Kuzu’nun verdiği yanıtlara oldukça şaşırdım!
Zira karşımda, “Bu maddelerin tamamında benim imzam var, çok inceledik, ortaya çıkardık” şeklinde savunduğu 18 maddenin bir çoğuna verdiği yanıtlar hem muallaktaydı!
Mesala;
Küçükkaya soruyor: Cumhurbaşkanı kaç yardımcı atayabilir?
Kuzu’nun yanıtı; Valla bu Sayın Cumhurbaşkanının bileceği iş, birkaç tane atayabilir!
Küçükkaya soruyor: ‘Üst Düzey atamaları Sayın Cumhurbaşkanı yapar’ deniliyor. Burada bir sınır yok mu?
Kuzu’nun yanıtı; Tabu bunu açık bıraktık. Müsteşar, Müsteşar Yardımcısı, Genel müdür gibi atamaları yapar. Ama daire müdürlerine kadar ineceğini sanmıyorum!!!
Bu gibi bir çok soruya verilen muallak yanıtlar!
Düşünün ki, Anayasada yapılması istenilen 18 maddeyi hazırladığını iddia eden ‘Anayasa Profesörü’, maddelerin bir çoğuna ucu açık yanıtlar veriyor!
İşte sıkıntı da burada başlıyor zaten!
Ülke genelinde de, yerelde de ‘evet’ kanadında yapılan konuşmalar, açıklamaların bir çoğu ‘muallak’ ucu açık ifadelerden oluşuyor.
***
Hele ki, ‘FETÖ, PKK, PYD’ gibi terör örgütlerine ilişkin söylemlerle, 15 Temmuz darbeye kalkışmanın değiştirilmesi istenilen 18 madde ile birlikte çok daha başarılı mücadele edileceğinin dillendirilmesi,
Buna karşılık ise maddeler arasında bir kelime dahi ‘terör’ geçmemesi de kafaları iyiden iyiye karıştırıyor.
Bence en kötüsü ise ‘hayır’ cephesinin ‘teröristler de hayır diyor, onlarla birlikte hareket ediyorlar’ yakıştırması yapılması oluyor.
Daha düne kadar ‘evet diyenler de hayır diyenler de bu ülkenin vatandaşları’ söyleminde bulunanların, bugün böyle bir yakıştırma yapmasını hiç doğru karşılamıyorum. Hele ki bu tür söylemleri Cumhurbaşkanı’nın ağzından duymak, bir siyasi parti liderini ağzına dolayarak bulunduğu makamı bir alt makama indirgemesini hiç mi hiç doğru bulmuyorum.
Zira, bu kez karşı kanat da, “daha düne kadar teröristlerle Oslo’da bir araya gelen kimdi?, Güneydoğu’da dağdan inen teröristin ayağına Türkiye Cumhuriyeti Devletinin savcısını kim gönderdi? Diyarbakır’da teröristi destekleyenlerle birlikte sahneye çıkan kimdi? ‘Valilere, kaymakamlara talimat verdik, teröristlere dokunmayın’ diyen kimdi?” gibi sorular sorulunca, işler iyice karmaşık hale gelmiyor mu?
***
Gelin, adına ‘ucu/kasaba politikaları’ dediğimiz yöntemi bir kenara bırakalım.
Ortada, ülke geleceğinde ciddi değişim yaratacağı konuşulan anayasa değişikliğini içeren 18 maddeyi halka anlatalım, anlatalım, anlatalım…
Halk da, artık daha da dikkatle dinlemeye başladığı konuşmalarda bu maddeleri öğrensin, 16 Nisan’da da sandık başına giderek kendisine göre doğru kararı verip oyunu kullansın.



15.03.2017 09:29:12

Bu yazı 1876 defa okunmuştur

Yazara ait tüm yazılar için tıklayınız

Facebook'ta Paylaş

YORUMLAR (0)
YORUM EKLE
Adınız


(1000 / )



Şu anda 43 kişi online
Toplam ziyaret : 76.040.774

Başlangıç Tarihi Bitiş Tarihi

SAFRA KANAL TAŞLARINDA CERRAHİ DIŞI TEDAVİ YÖNTEMİ


Devamını oku »

14.03.2024 09:54:08 tarihinde yazıldı
426 kez okundu


(ESPRİYLE) KAREDEN YANSIYAN

ÇABALARINI GÖRÜYORUM


TUĞBA ARSLAN TAMİRCİ { KALEMİMDEN }
DİDEROT ETKİSİ


Devamını oku »

28.11.2023 12:54:26 tarihinde yazıldı
1444 kez okundu



Bu site en iyi IE5+ tarayıcı ve 1024 x 768 çözünürlükte izlenir.
Tüm Hakları Saklıdır
© 2006 EregliHakimiyet.Com - EregliHakimiyet.Net

Tasarım & Programlama RSNet tarafından yapılmıştır

Ereğli Haberleri