SİYASİLERİN (ÇİRKİN) ÇELİŞKİLERİ!

Siyasetin, doğru yapılmaması halinde ne kadar “çirkin yüzünün olduğunu” hep söylerler! Bu ‘çirkinliğin düzelmesi için’ sözde gösterilen çabaların da hep ‘beyhude’ olduğu ortaya çıkar, ne azık ki..!

Yerele kadar indirgenen bu ‘çirkin siyasetin’ asıl sorumlularının yukarılarda olduğu da bilinir aslında!

Hemen hemen tüm siyasi parti liderleri/sözcüleri, dönemleri içinde yaptıkları konuşmaların ‘ne kadar bağlayıcı olduğunu’ unuturlar ve sanki o sözleri sarf etmemişler gibi ‘yalayıp/yutup’ 180 derece dönüşle farklı söylemlerde bulunurlar!

***

Önümüzde, gerçekten de ülkenin geleceğini ‘bire bir’ etkileyeceği bilinen bir Referandum süreci var.

Konusunu biliyorsunuz!

Hükümetin, MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin yeniden gündeme getirmesiyle hazırladığı 18 Maddelik Anayasa değişikliğine ilişkin referandum için 16 Nisan’da sandığa gideceğiz…

Üzerinde çokça konuşulan ve tartışılan referandumda vatandaş “evet/hayır” arasına sıkışmış!

Elbette çoğunluk kararının bugünden vermiş durumda(!)

Önemli olan ve siyasilerinde üzerinde durduğu kesim; kararsızlar!!!

Bunun için siyasi parti liderleri ve Cumhurbaşkanı harekete geçti; il il dolaşıp vatandaşa ‘neden evet/hayır denilmesini’ anlatacaklar!

***

Elbette bu referandum ‘sıradan’ bir referandum değil.

Yani, “Cumhurbaşkanını Halk Seçsin” referandumu ile “Anayasa Değişikliğini içeren” referandum arasında dağlar kadar fark var!

Hükümet kanadına göre ‘evet’ çıkarsa ülkede (hükümetin iddia ettiği gibi) iki başlı yönetim dönemi bitecek!

Devlet Bahçeli’ye göre, ülkenin bekası (!) ‘evet’i gerektiriyor!

CHP, Saadet Partisi, DSP, BBP, MHP içinde önemli bir kanat ise ‘hayır’ın, ülkenin bekası için daha önemli olduğunu savunurken, ‘evet’in ise Türkiye Cumhuriyeti’nde ‘rejim’ değişikliği yaşanabileceği yönünde ciddi endişeleri var.

MHP’nin organik bağı bulunan Ülkücülerin çoğunluğunun da ‘hayır’ tarafında yer alacağı konuşuluyor, biliniyor!

(Bu yüzden MHP’nin Ereğli İlçe başkanı Talat Şeker, Ocağı derleyip, toparlayan eski Ülkü Ocakları Ereğli Şube Başkanı Mehmet Gencer Kamiloğlu’nu ‘haksız yere’ olduğuna inandığım şekilde ağır sözlerle eleştirdi.)

***

Acımasızca bir savunma dönemi başladı!

Başbakan Binali Yıldırım’ın MHP’nin ve ülkücülerin simgesi olan ‘kurt sembolünü’ parmaklarıyla işaret etmesi, Bahçeli’nin “Doğu Perinçek  ile Cumhurbaşkanı Erdoğan çıksa, Erdoğan’ın yanında yer alırım” şeklindeki sözleri, ‘siyasi evlilik kuruluyor’ şeklindeki yakınlaşmayı gösterse de, özellikle iktidar partisi ve Bahçeli’nin ‘hayır’cı kanata yönelik ağır sözlerini duyuyoruz ekranlardan…

İlginç olan şu ki; yazılan ve gösterilen eserler (!) her zaman hafızalara getirildiği gibi, Cumhurbaşkanı Erdoğan-Bahçeli arasında yakın geçmişe kadar sarf edilen sert ve acımasız sözler de bugünlerde gündeme getiriliyor.

Bir birlerine söylenen sözler!!!

O ne hakaretler!!!

Hele ki, Bahçeli’nin geçmişte dile getirdiği “Erdoğan’ın başkanlık sistemini kendisi için istediğine” yönelik sözleriyle başkanlığa karşı duruşu!!!

Erdoğan’ın, Bahçeli’ye yönelik “aile ortamını bilmediği” yönündeki ağır sözleri!!!

…

Daha sayılabilecek onlarca hakarete varan karşılıklı atışmalar!!!

***

Nasıl oluyor da insanlar ‘siyaseten de olsa’ bir birlerine bu kadar hakaret içeren sözler sarf ettikten sonra yan yana gelip; kardeşten de ileri görüntü verip (!), aynı çizgiye dizayn edilmişçesine söylemler ve eylemlerde bulunabilirler!

Hele ki Bahçeli’nin, partisinin içindeki önemli sayıdaki muhalif kanada ‘ayrılsınlar parti kursunlar’ sözleri ile tahrikinin, gelecekte MHP’nin (belki de ülkücülüğün) temellerine adeta kurşun sıkması!!!

Hani yukarıda yazdım ya; siyaset bu kadar mı çirkin!!!

Ülkenin Bekası, böylesine çirkin siyasetle mi kurtulacak!..

Yazık, hem de çok yazık!!!

Bu yazı 1442 defa okunmuştur

Yazara ait tüm yazılar için tıklayınız

Tweetle

YORUMLAR (0)

YORUM EKLE

YORUM EKLE

---

---