(Hakimiyet Gazetesi'nin resmi internet sitesidir)

“AZİZLER ŞEHRİ: EREĞLİ”

Recep ÇETİN

Yazımızın konusu EREĞLİ’nin dinler tarihindeki önemine ve özellikle de Hıristiyanlık tarihindeki (Roma dönemindeki) önemine işaret etmektir. Ereğli’yi anlatan araştırma yazılarında Aziz Andreas ve Aziz Nikolas’ın adları zikredilmektedir. Bu araştırma yazımız, daha önce yayınladığımız “İSTANBUL EREĞLİ’YE BAĞLI İDİ” başlıklı iki yazımızın devamı niteliğindedir. Yani o iki yazımızın da incelenmesi yerinde olacaktır.

AZİZ “Hıristiyanlıkta iyilikleriyle tanınmış kutsal kişi. Bu unvan Hıristiyan otoritelerince sonradan (genellikle kişi hayatta değilken) verilir” denilmektedir.. Ereğli’de de birkaç azizin yaşamış olduğuna dair bazı kaynaklarda bilgiler verilmektedir.

AZİZ ANDREAS VE EREĞLİ:
Kdz Ereğli Belediyesi tarafından hazırlanan bir makalede: “M.Ö. 63 yılında Amasya''da doğan Strabon ünlü coğrafya kitabını yazmaya M.Ö. 7 yılında başlar ve Karadeniz Ereğli gezisini de anlatır” denilir ve şu açıklamalara yer verilir: “Kentin limanlarının geliştiğini ve kolonileri ile birlikte değerli olduğunu anlatır.

STRABON; “Heracleia''da bıldırcın otu denen bir bitkinin yetiştiğini şehrin Kalkedon''dan (İstanbul) 1500 stadion (262 km.), Sangarios Irmağından (Sakarya) 500 stadion (88 km.) uzaklıkta bulunduğunu söyler. Romalıların bir eyaleti konumunda gelişimini sürdüren Heracleia''da M.S. 100''den itibaren Hz. İsa''nın 12 havarisinden biri olan Aziz Andreas''ın girişimiyle Hristiyanlık gelişmeye başlamıştır.” (Kaynak:www.kdzeregli.bel.tr/ver2.0/index.php?option=com)

“Zonguldak Ereğli bölgesi Hıristiyanlığın ilk yayıldığı yerlerden biri olma özelliği kazanmış, bu dönemde İsa''nın havarilerinden Adreas, bugün de görülebilen Kutsal İbadet Mağaraları''nda ilk ayinleri düzenlemiştir. VİKİPEDİ”

PİLİNİUS’UN MEKTUPLARI:
“Roma İmparatoru Trainaus döneminde (M.S. 98 - 117) Bitinya valisi olarak görev yapan Plinius, imparatora yazdığı mektuplarda Karadeniz Ereğli''deki Hristiyanlık hareketlerinden bahseder ve bölge hakkında bilgiler verir. Yuhanna İncili''ne göre Hz. İsa''nın 12 Havarisinden biri olan ve ilk havari olarak kabul edilen Aziz Andreaos, Heracleia''da misyonerlik yapmaya başlar. Hıristiyanlığın gelişimi ile birlikte Heracleia, Bizans İmparatorluğu döneminde yapılan dinsel toplantılarda metropolis ve metropolit olarak temsil edilmiştir. Ve bugün bulunan mağaralardan sadece bir tanesi Kilise Mağara olarak tanınmakta ve katakomp olduğu bilinmektedir.” “KATAKOMP: İlk Hristiyanların kayaları oyarak veya yer altını kazarak uzun dehlizler biçiminde yaptıkları, ölülerini gömdükleri veya tapınak olarak kullandıkları mezarlık”.

“Mağaranın içerisinde kilise motifleri, taban mozaikleri, mezar taşları, erken Hıristiyanlık dönemine ait sütun ve başlıklar halen durmaktadır.”

***
PER MİNAS BIJIŞKYAN, Ereğli’nin Hristiyanlık tarihindeki önemine yönelik olarak şunları yazar: “Ereğli, Hristiyanlık devrinde de çok mâmur bir şehir olmuştu. Hristiyanlığı orada (Ereğli’de) Havari Andre (Andreas) vaz etmiş ve Eustakeos’u piskopos takdis ederek İstanbul’a göndermiştir. Bundan dolayıdır ki, İstanbul piskoposu takdis edildiği vakit, takdis edilenin başına önce Ereğli Metropoliti elini koyar.”

MARC MADRIGAL “Birinci Yüzyıl Anadolu Kiliseleri” adıyla hazırladığı çalışmasında Kdz Ereğli ve Andreas bilgilerini şöyle veriyor:

BİTİNYA BÖLGESİNDE KİLİSELER (İznik, Kdz. Ereğlisi, İzmit?)

“ İncil’de bahsi geçen bölümler: Elçilerin İşleri 16:7, 1.Petrus Mektubu.”

“Doğu Marmara/Batı Karadeniz Bölgesi’nin Roma dönemindeki ismi Bintinya’dır. İncil’den ve tarihsel verilerden anladığımız kadarıyla burada 1.yüzyılın sonlarına doğru kilise cemaatleri oluşmuştur. Nitekim 1. Petrus mektubunun giriş ayetleri bu bölgedeki cemaatlere yazıldığını dile getir. Bu cemaatlerden biri İznik’te (Nikea), bir diğeri ise muhtemelen İzmit (Nikomed) veya Kdz. Ereğlisi (Heraclea Pontica) kentinde ortaya çıkmıştır. Peki bu kilise cemaatlerinden geriye bir iz kaldı mı? Evet kalmıştır. Bunların en önemlileri: (1) 8.yüzyıl İznik “böcek” ayazmasında keşfedilen 2. yüzyıl devşirme taşındaki Mezmur 136:25 yazıtıdır, ve (2) İznik Valisi Genç Plinius’un İmparator Trajanus’a İznik’te ki Hristiyanlar hakkında gönderdiği metuptur (MS 110). Bu mektup aynı zamanda İncil dışında erken dönem Hristiyanların ibadetiyle ilgili önemli bir kayıttır.”

“Kdz. Ereğlisi’ne Petrus’un kardeşi Andrea’nın gittiği ve orada bir cemaat kurduğu düşünülmektedir. Kilise tarihçisi Evsebius tarafından Origen’in bir kaydı aktarılır. Origen’in edindiği bilgiye göre Andreas İskit bölgesi ve Karadeniz’de müjdeleme yolculukları gerçekleştirmiştir. Bugün Kdz. Ereğlisi’nde yer alan “Cehennem Ağzı Mağaraları” olarak bilinen üç mağara’nın ilkinde bir kilise izi mevcuttur. Mağara içindeki sütunlar, sütun başlıkları, mozaik döşeme ve kandil yuvaları, mağaranın 3.yüzyıl civarlarında Hıristiyanlarca bir gizli ibadethane olarak kullanıldığını göstermektedir. Büyük olasılıkla 3.yüzyıla ait olmasına karşın, 1. ve 2. yüzyılda burada bir Hıristiyan cemaatin var olmuş olabileceğine dair güçlü bir ipucu(du)r.”
***
“HERAKLEALI EUSEBIOS”: Yazar Hanspeter Tiefenbach’ın yazdığı “Anadolunun Azizleri” adlı kitabında (sayfa 295), Heraklealı (Kdz Ereğlili) bir aziz hakkında kısa bir bilgi verilir. O bilgiyi şöylece iktibas edelim: “HERAKLEALI EUSEBIOS: Heraklea Pontika-Zonguldak-Ereğli Episkoposu olarak, 431 yılındaki (Efes) Ephesos Konseyinde Nestorıos’un düşüşünü hazırlayan belgeyi imzaladı. (Kaynak Dipnotu-Peter Bruns’un ‘Eusebios von Heraklea’.. Siegmar Döpp-Geerlings ‘der’ sayfa 216)”..

Yazar bu bilgileri “Anadolu’nun Diğer Azizleri” başlığı altında yazmış ve bu bilgilerin Siegmar Döpp Wilhelm Geerlings’in çıkartmış oldukları ‘Antik Hıristiyan Edebiyatı Ansiklopedisi’nden derlendiğini belirtmiştir.
Yukarıdaki MARC MADRIGAL’dan ve HANSPETER TİEFENBACH’tan iktibas ettiğimiz bilgiler, Hıristiyanlığın ilk yayılış dönemlerinde KDZ EREĞLİ’nin önemini ortaya koyan net bilgilerdir ki bu bilgilere göre EREĞLİ’den EUSOBİOS bu konsilde temsilci olarak yerini almıştır. “Roma İmparatoru II. Theodosios döneminde, 250 Piskoposun katıldığı belirtilen Birinci EFES Konsili, 431 yılında Efes Meryem Ana kilisesinde, İstanbul Patriği Nestorius''un tartışmalı öğretileri nedeniyle toplanmıştır. Ayrıca burada adını belirttiğimiz İmparator II.Theodosios’un, -EREĞLİ’de yaşanan büyük bir deprem sonrasında- EREĞLİ’nin yeniden toparlanması düşüncesiyle ilçemize geldiği kaynaklarda belirtilmektedir. Yine kaynaklarda bu İmparatorun Ereğli’de kiliseler inşa ettiği de belirtilmektedir ki biz bu kiliselerden birinin AYASOFYA KİLİSESİ olduğunu değerlendirmekteyiz. Ve bu kilisenin de Sultan Orhan döneminde SULTAN ORHAN CAMİİ’sine dönüştürüldüğünü değerlendirmekteyiz.”
***
EREĞLİ’DE KİLİSE MAĞARASI:
Kdz Ereğli Müze Müdürlüğünce “Cehennemağzı Mağaraları”nı tanıtmak üzere hazırlanan bir broşürde, Kilise Mağarası şu ifadelerle tanıtılmıştır: “Doğal bir mağara olup, kısmen kayalıkların yontulmasıyla düzleştirilmiş, Roma ve Bizans dönemlerinde ibadet yapmak üzere kullanılmıştır. Mağara ilk kullanıldığı dönemlerde Roma İmparatorluğunca Hristiyanlık dini resmen kabul edilmediğinde ilk Hristiyanlar bu mağarada gizli ibadet etmekteydiler.” “Tabanda geometrik hayvansal ve bitkisel desenli mozaik bulunmakta, zaman içinde tahrip olan mozaikler günümüzde kısmen korunmaktadır. Mağaranın sağ tarafında (Kuzey-Batı) lahit koymak için açılmış geniş bir niş bulunmaktadır.”

“Kaynaklara göre burada, AZİZ NİKOLAS’ın lahitinin olması gerekmektedir. Ancak günümüzde sadece lahitin yeri mevcuttur. Girişin sol tarafında (kuzeydoğu) kilisenin apsis kısmı yer almaktadır. Mağara içinde Roma ve Bizans döneminde yapılmış kesme taş ve tuğladan örülü giriş yan duvarları bulunmaktadır” denilmektedir.

(AZİZLER ŞEHRİ EREĞLİ başlığıyla hazırladığımız bu (önemli) yazımızda görüldüğü üzere (Ereğli’de, ilk yüzyıllarda) üç AZİZ adı zikredilmektedir. Konuyu biraz daha açalım:)

EREĞLİ’DE KİLİSE MAĞARASI:
Bu mağara Cehennemağzı Mağaraları içindedir. Tanıtıcı ifadeler içinde şu cümleler bulunmaktadır: “Doğal bir mağara olup, Kısmen kayaların yontulmasıyla düzleştirilmiş Roma ve Bizans dönemlerinde (M.Ö. 30 – M.S. 1453) İbadet yapmak için kilise olarak kullanılmıştır.”

“Tabanda geometrik ve bitkisel desenli, mozaik bulunmakta. Zaman içinde tahrip olan mozaik günümüzde kısmen korunmaktadır. Mağaranın sağ tarafında Lahit koymak için bir niş yapılmış. Kaynaklara göre burada AZİZ NİKOLAS’ın Lahitinin olması gerekmektedir.”

“Ancak günümüzde sadece yeri mevcuttur. Mağara içerisinde Roma ve Bizans Dönemine ait Taş eserler ve Duvarlarda Mum yakmak için bir Nişler mevcuttur. Mağaranın dışında Bizans Döneminde yapılmış Kesme Taş ve Tuğladan ibaret bir Duvar bulunmaktadır Kaynak: wowturkey.com/forum/viewtopic.php?t=80323”

PEKİ BU EREĞLİ’DEKİ “AZİZ NİKOLAS KİMDİR”:
Bu konuda net bilgiler bulunmamakla beraber, her yıl başında NOEL BABA olarak belirtilen kişinin adının da AZİZ NİKOLAS olarak belirtildiği bilinmektedir. Fakat günümüzde kabul edilegelen bilgi olarak (karşı iddialar da var), Noel Baba’nın mezarının-lahitinin DEMRE’de olduğu (böyle bir genel kabul gördüğü de) bilinmektedir. Bunun yanında, Ereğli’de lahiti olduğu belirtilen AZİZ NİKOLAS’ın kimliği meçhuldür. Bu konuda en doğru bilgiyi (varsa) Kültür Bakanlığı bünyesinde olan Kdz Ereğli Müzesi verebilecektir ve vermelidir. Çünkü Kilise Mağarasında bu zatın adı bir tabelada “özellikle” belirtilmektedir ve turistlere bu yönde bilgi aktarılmaktadır.

DEMRE VE ESKİ ADI “MYRA”:
Antalya İli''nin Kale (Demre) ilçesi dahilindeki bölgede bulunan antik bir LİKYA kentidir. Alacadağ-Akdağ (Massikytos) sırası ve Ege Denizi arasında Demre Çayı (Myros) tarafından taşınan toprakla oluşmuş verimli alüvyon ovasında kurulmuştur.
MYRA kentini tanıtan bir yazıda (Vikipedi) “Hıristiyanlığın ilk zamanlarında Myra Likya''nın metropolüydü. Aziz Pavlus MS 60''da Roma''ya giderken limanında gemi değiştirir. Günümüzde Noel Baba olarak da bilinen Aziz Nicholaos 4. yüzyılda Myra''nın piskoposluğunu yapıyordu. 408 ile 450 yılları arasında imparatorluğun başında olan II. Teodosius zamanında Aziz Nicholaos''ın Myra''da başpiskoposluk yaptığı ve Myra''nın Likya''nın başkenti olduğu bilinmektedir” denilmektedir.
NOEL; yaygın olarak 25 Aralık’ta Hz. İsa’nın doğum günü olarak kutlanan bir Hristiyan bayramı olarak bilinmektedir.. Yazar M. Süreyya ŞAHİN “Fener Patrikhanesi ve Türkiye” adlı kitabında: “Noel Babanın çeşitli efsaneleri vardır. Bunlardan birine göre, Noel Baba Hıristiyanlığın ilk çağlarında BATI ANADOLU’DA YAŞAMIŞ Saint Nicholas (Aya-Aziz Nikola) adında bir zattır. Aya Nikola iyimser bir adamdır ve herkese hediye verirdi. Noelde hediye verme adetinin ondan geldiğini söylemektedirler” diye yazmaktadır. Bu ifadelerde, yaşadığı yer olarak bir kent belirtilmediği ve BATI ANADOLU denildiği dikkat çekmektedir. Yine Antalya için neden GÜNEY ANADOLU diye belirtilmemiş olması da dikkat çekmektedir.

AZİZ NİKOLAS BAŞPİSKOPOS MU?:
“Aziz Nicholas’ın Myra’da başpiskoposluk yaptığı II. Theodosios (408-450) zamanında da Myra’nın Likya bölgesinin başşehri olduğu bilinmektedir. Şehir 8. yüzyıldan başlayarak 9. yüzyıla kadar devamlı Arap akınlarına uğramış, 809 yılında Harun El Reşit’in komutanlarından birisi Myra’yı zaptetmiştir.
Kaynak: www.deinreiseleiter.com/turkce/Bilgi/Myra_noelbaba.html”
***
I. İZNİK KONSİLİ (M. S. 325):
Bu konsil, büyük Konstantin tarafından Arius''a karşı toplanmıştır. Bu dönemde Papa I. Silvestre''dir. Bu konsilin, 20 Mayıs''tan 25 Temmuz 325''e kadar devam ettiği belirtilir. İznik Sembolü, Baba (Peder) ile Oğul (İbn) arasındaki tabiat eşitliğini (Homoousios) belirler. Ayrıca bu konsilde, “yirmi karar”ın kabul edildiği belirtilmektedir.
***
AZİZ NİKOLAS İZNİK KONSİLİNDE BULUNDU MU:
Aynı yazının devamında: “M.S. 325 tarihinde Hıristiyanlık içindeki problemleri çözmek için İznik''teki (Nikaea) meclis toplantısına Myra Başpiskoposu olarak katılır. Yolda giderken bir handa öldürülerek salamura yapılmış üç çocuğu dirilttiği daha sonra Bonaventure adlı bir kilise adamı tarafından iddia edilmiştir” denilmektedir.
Daha önce EREĞLİ’de yayınladığımız bir haber “İSTANBUL EREĞLİ’YE BAĞLI İDİ” başlığı altında verilmişti. O yazıda 325 yılında İznik’te toplanan birinci konsilden bahsetmiştik. Kaynaklara göre, o zamana kadar “İstanbul Kilisesi, 325 yılına kadar Ereğli Metropolitliğine bağlı” denilmektedir. Biz de ilgili yazıda “bu EREĞLİ hangi Ereğli” diye sorgulamış ve “Kdz Ereğli” olduğunu düşündüğümüzü belirtmiş idik.
Yukarıda iktibas ettiğimiz yazıya devam edelim: “Öğrencilerin de koruyucusu olduğuna inanılan Aziz Nicholaos''un 6 Aralık 343''te 65 yaşında iken öldüğü sanılmaktadır. Myra’lılar onun adına bir kilise yaparak içindeki lahitte onu sonsuz uykusuna bırakmışlardır.”
“Birçok kentin koruyucu azizi olan Aziz Nicholas’a adanmış iki bine yakın kilise bulunmaktadır. O''nun yaşam öyküsü ve mucizeleri birçok kitapta yer almış, ancak en eskisi 750-800 yılları arasında Byzantion''da Stadion Manastırı Başkeşişlerinden Michael tarafından yazılmıştır.”
“1087 yılında, Haçlı Seferleri sırasında bir grup İtalyan Aziz Nikolas''ın kemiklerini Bari şehrine götürmüşler. Rivayete göre, sarkofaj açıldığında çok güzel olan bir koku ile karşılaşılmış. Kaynaklarda bu koku için myrrh terimi kullanılmaktadır. Anlamı lavanta yapımında kullanılan bir çeşit sakız olarak bilinmektedir. Aziz Nikolas''ın kemiklerini İtalya''ya götüren kişiler mezarı bazilikanın taş taban döşemesinin altında bulduklarını söylemişlerdir. Eğer bu doğru ise ya lahit orijinal yerinden oynatılmıştır, ya da bulunan yanlış bir lahittir.

Öte yandan, IX. yy''da bir papaz Aziz Nicholas''ın tabutundan aldığı myrrh şişelerinin ailesini koruyacağına inanmıştır ki bu da bize mezarın yerin üzerinde olduğunu gösterir. Her ne kadar kilise gerçekten Aziz Nicholas''ın kilisesiyse de ziyaretçilere gösterilen mezar Aziz Nicholas''a ait değildir, çünkü görülen lahit son derece süslü, kırık parçaları özensizce bir araya getirilmiştir ve lahit kapağında evli çift yatmaktadır. ”
Kaynak: www.deinreiseleiter.com/turkce/Bilgi/Myra_noelbaba.html”

“MYRA ANTİK KENTİ” HABERİ:
Sabah Gazetesinde “MYRA ANTİK KENTİ” başlığıyla yayınlanan bir haberde: “Strabon`un verdiği bilgiye göre Likya Birliği''nin altı büyük kentinden biri olan Myra, Likçe yazıtlarda "Myrı" adıyla anılır. İ.S. 2. yy. Myra`nın büyük bir gelişmeye sahne olduğu dönemdir. Likya Birliği''nin Metropolisi olan şehirde, Likyalı zengin kişilerin yardımları ile birçok yapı inşa edilmiş ve onarılmıştır” denilmektedir. Haber yazısının devamında:

“Bizans döneminde ise Myra, dini yönden olduğu kadar idari yönden de önde gelen şehirlerden biri olup günümüze dek ününü Aziz Nicholas`ın İ.S. 4. yy’da şehrin piskoposu olmasına ve ölümünden sonra aziz mertebesine ulaşıp adına kilise yapılmasına borçludur. Kaynak: www.sabah.com.tr/myra-antik-kenti”

***
KARAELMAS ÜLKESİ ZONGULDAK:
Melahat ve Rasim Türk’ün kaleme aldığı KARAELMAS ÜLKESİ ZONGULDAK adlı eserin (EREĞLİ’DE TURİZM) 196. sayfasından şu bilgileri iktibas edebiliriz:

“Ereğli tarihi eserleriyle tanınan bir beldedir. Sayısız tarihi harabeleri bulunur. DÖKÜLÜ adı verilen eski liman harabeleri, eski sur kalıntıları, Romalılardan kalma KIZ KAPISI surları, Ortaçağ kaleleri, Cenevizlilerden kalma Yusufağa Mağarası, Artemis Tapınağının izleri, AYASOFYA KİLİSESİ, İnönü Deresi vadisine açılan KAHİNLER MAĞARASI (içinde Hıristiyanlıkla ilgili mezarlar ve birkaç tane çeşme bulunur. Burasının büyük bir yer altı şehri olduğunu söylerler.) gibi bir çok tarihi kalıntıları vardır.”

“İmparator Andronikos zamanında yapılan surların kalıntıları, Ereğli feneri inşaatında çıkan altı tane mermer sütunların birindeki kitabede, 1206 tarihi okundu. Apollon Kehanetgahının hemen kuzeyinde yer altı kilisesi olarak kullanılan bir kilise kalıntısının temelinde çok güzel işlenmiş mozaikler bulunmuştur.”

“AYASOFYA KİLİSESİ’nde zarif sütunlar, kapısında Hıristiyanlıkla ilgili bir tablo vardır.” “M.Ö 105 yılında, çıkan isyanlar sonunda, Ereğli’nin tarihi eserleri soyularak Roma’ya kaçırıldı.”

Yine aynı eserin 190. sayfasında “.. Ereğli; böylece karışıklıklar içinde elden ele değişirken 395 yılında Bizanslıların payına düştü. Bizans döneminde Ereğli, (Tios)Filyos ve Amasra dolaylarında Hıristiyanlık dini çok kuvvet bulmuştu. Ortodoks Patriğine bağlı papazlar Hıristiyanlık dinini buradaki manastırlardan yöneterek yayıyorlardı. AZİZlik rütbesine yükselmek isteyenler, Ereğli’nin yer altı kilisesi (Heraklea Mağarası), Ayasofya Kilisesi ve Amasra-Büyükadadaki manastırda oturuyorlardı.”

PROF DR ELÇİN MACAR:
-Prof Dr Elçin Macar ve Yorgo Benlisoy’un çıkarmış olduğu “Fener Patrikhanesi” adlı kitabın içindeki bir bölüm olan EK-8’de “Türkiye’deki Ruhani Bölgeler” bulunmaktadır. İlgili bölgeler listesinde; Kayseri-Efes-Ereğli (Iraklia) gibi yerleşim yerleri listenin başında bulunmaktadır.

Belirttiğimiz gibi Türkiye’de bir çok yerde “Heraklea” “Ereğli” adı kullanılmaktadır. Yazar açıkça “Kdz Ereğli” ya da “Marmara Ereğli” diye belirtmemiş. Ama Kdz Ereğli’nin tarihi üzerine yapılan araştırmalarda da görüleceği üzere Hıristiyan-Roma-Bizans dünyasının “ilgi ve heyecan” gösterdiği bir yerdir Kdz Ereğli…

-Tarih boyunca, Hıristiyanlığın önemli kentlerinden olan İZMİT-İZNİK- BURSA-İSTANBUL-ANTAKYA-İSKENDERİYE-KUDÜS vb kentler, Hıristiyanların sahiplenmek istedikleri kadar, Müslümanların da sahiplenmek için mücadele verdikleri kentler olmuştur. Bu durumu Ereğli ile de ilişkilendirmenin yanlış olmayacağı kanısını taşımaktayız. Zaten Ereğli’nin Hıristiyanlığın yayılmaya başladığı dönemdeki durumuna da bu yazımızda değinmeye çalıştık. Tapınakların, Kiliselerin, Ereğli tarihimizdeki konumuna değindik. Yani, ‘Ereğli, neden Türk ve İslam dünyası adına önemlidir’ sorusuna bir nebze de olsa cevap bulmaya çalıştık.

Yazar M Süreyya Şahin “Fener Patrikhanesi ve Türkiye” adlı kitabının 11. sayfasında “Hıristiyanlık tarih sahnesine çıktıktan sonra uzun yıllar dini ve idari yönden hiçbir bölünmeye uğramadan Antakya- Kudüs – İskenderiye – Roma- İstanbul gibi beş ayrı kilise tarafından idare edilmiştir”.

Yine aynı eserin 23. sayfasında “idari taksimat bölgelerine göre, Kayseri-Efes ve Ereğli kiliseleri kurulmuştu. 451 tarihinde toplanan Kadıköy konsilinde Patriklik olarak kabul edilen İstanbul’a bağlanan bu kiliseler, böylece bağımsızlıklarını kaybetmişlerdir” denilmektedir.

***
Bu bilgilerden anlaşılacağı üzere; tarihte EKÜMENİK DEĞERİ OLMADIĞI belirtilen İSTANBUL KİLİSESİNİN (ki günümüzdeki karşılığı Patrikhane) Hz İSA’dan sonraki 5. yy’dan itibaren, güç ve önem kazanmasıyla; HERAKLEA PONTİKA’nın “gerçek ruhani değerini yitirdiğini” belirtmek mümkün olmalıdır. Böylelikle de AZİZLER ŞEHRİ olma hüviyetini yitirmeye başladığını da belirtmek mümkün olmalıdır

WOLFRAM HOEPFNER “HERAKLEİA PONTİKE-EREĞLİ” adlı eserinde “..Gelişen kentler Bolu ve İzmit (Bithynia’nın başkenti), Heraklea’nın bu bölgenin tek büyük kenti unvanını tartışılır hale sokmaktadır. Bu kentlerin, geç krallık dönemindeki önemi, Heraklea’nınkine üstün gelmiştir. Sadece sikkelerden, Heraklea’nın M.S 4. yüzyıla kadar METROPOLİS olarak kaldığını öğreniyoruz.”.. “Sadece Plinius d.J’nin mektuplarından öğrenebildiğimiz kadarıyla, Havari Andreas’ın Hıristiyanlığa kazandırdığı Bithynia bölgesi, Hıristiyanlığın yayılması açısından büyük önem kazandı. II. Theodosios’un kente bir ziyarette bulunması ve bir depremden sonra yeniden yapılanma önlemlerinin başlaması da Heraklea’nın önemine işaret eder. Bu durumu, V. SCHULTZE’nin yazdıklarından çıkardığı sonuçtan öğreniyoruz: “Kısa süre önce Pontos’ta HERAKLEİA diye adlandırılan kenti görmeye gittiğinde ve acı çekenleri teselli ettiğinde yaz mevsiminde Bthynia’da seyahat ediyordur.* (*Sozomenos Prooem. 13, SCHULTZE tarafından yorumlanmıştır.-Erken Hristiyanlık Kentleri ve Bölgeleri)..

Wolfram Hoepfner’in “Herakleia Pontike-Ereğli Bir Yapı Tarihi İncelemesi” adlı çalışmasının 111. sayfasında şu ifadelere yerdiğini görmekteyiz: “Köy sakinlerinin bize bildirdiklerine göre, bu baştaban kirişi mağaralar vadisinden getirilmiş. Üçüncü şeritteki bir yazıttan anlaşıldığına göre kiriş, orada ikinci kez kullanılıyordu. Bir çukuru olan baştaban kirişi, çamaşır teknesi olarak Kestaneci Köyüne bugünkü üçüncü kullanımı için getirilmezden önce, galiba pek şişman olmayan NİKOLAOS’un lahiti olarak kullanılıyordu”.

Tayfun Akaya’nın “Herakleia Pontike” adlı kitabının 37. sayfasında Aziz Nikolas hakkında şu (iktibas) bilgileri paylaştığını görüyoruz: “Mağara girişinin sağında iç tarafta bir niş dikkati çeker ki burada vaktiyle bir lahtin yer aldığı oyuntudan anlaşılmaktadır. Bu lahtin bahsi geçen AZİZ NİKOLOAS’a ait lahit olması gerekmektedir. Çünkü mağarada herhangi bir başka lahit nişi mevcut değildir. (Kaynak: Krş. K. Dörner – W. Hoepfner – AA – 1962-süt 590 ; W. Hoepfner-1966,s28 W Hoepfner-1972-s46.. Bu lahitin şimdi mevcut olmaması yağmalandığını ortaya koyar).”

***
YİNE SORUYORUZ:
“EREĞLİ’DE LAHİTİ OLDUĞU BELİRTİLEN AZİZ NİKOLAS KİM”

Yukarıdaki ifadelerden de anlaşılacağı üzere, Aziz Nikolas hakkında net biyografik bilgiye haiz değiliz. Kdz Ereğli Müze Müdürlüğünce dikilen tabelalarda Cehennemağzı-Kilise Mağarasında “burada Aziz Nikolas’ın lahiti olması gerekmektedir” ifadesinden de anlaşılacağı üzere (yeri gösterilmesine rağmen) “lahit de yok”. Ki bu durum Ereğli yerel yerel medyasında birkaç defa haber olarak gündeme getirlmiştir.

Hangi kaynaktan iktibas edilerek, Ereğli’de Aziz Nikolas’ın lahiti olduğu bilgisine ulaşılmıştır bunu bilmiyoruz ama bu bilgiyi kamuoyuyla paylaşan kurumlardan, bu konudaki kaynaklarını paylaşmalarını talep etme hakkımızın olduğunu düşünürüz.

Belirttiğimiz gibi “Aziz Nikolas” adı öncelikle “Noel Baba” adlı zatı anımsatmaktadır ama Ereğli’de yetkililerle yaptığımız bir görüşmede “Nikolas’lar karışmış olmalıdır” şeklinde bir ifadeye de şahit olduk. ÖYLEYSE, Ereğlililer adına şu soruyu sormak durumundayız:

-“Kültür Bakanlığı bünyesinde olan Kdz Ereğli Cehennemağzı Mağaralarında, tabelalarda belirtilen AZİZ NİKOLAS KİM?.

-O tabelalar “insanların ilgisi çekilmek üzere konul”(ma)mış olacağına göre, araştırmacıların ve turistlerin yeterli bilgi bulamadığı bu AZİZ NİKOLAS KİM?.

Bu sorumuzun cevabı; Dinler Tarihinde EREĞLİ’mizin önemini de ortaya koymaz mı?. Kentimiz hakkında yaptığımız araştırmalar sonrasında görüyor ve düşünüyoruz ki EREĞLİ’miz önce Roma döneminde “Hıristiyanlık”ın yayılma çabalarına ve sonra da Selçuklu-Osmanlı ile “İslamiyet”in yayılma çabalarına şahitlik etmiştir.

Osmanlı Devletinin ilk fethetmek istedikleri kentler (yani İZNİK-İZMİT-BURSA-İSTANBUL vb) düşündüğünüzde (ki biz bu kentlere EREĞLİ’yi de katıyoruz) fetih mücadelelerinde ilgili bu kentlerin dinler tarihindeki önemini görmezden gelmek mümkün değildir! İşte bu düşünceyle, hazırladığımız bir kitabın adını “ORHAN GAZİ VE BİR (EREĞLİ) FETİH” koymuş idik..
EREĞLİ’mizin gerçek tarihinin izini sürmeye devam edeceğiz.. (Çünkü BİZİM İÇİN HER YER EREĞLİ DEĞİL, SADECE “KDZ EREĞLİ”, “EREĞLİ”)..

 

 

 

 



21.12.2016 13:33:06

Bu yazı 4155 defa okunmuştur

Yazara ait tüm yazılar için tıklayınız

Facebook'ta Paylaş

YORUMLAR (1)
YORUM EKLE
Adınız


(1000 / )

01.01. 21:37:22
ali kaçar diyor ki;

önemli bir araştırma olmus. ereğlinin önemi ortada.


Şu anda 12 kişi online
Toplam ziyaret : 76.088.286

Başlangıç Tarihi Bitiş Tarihi

Fikri KAPAN { KÖŞEMDEN }
YAZIK DEĞİL Mİ MEMLEKETE!!!


Devamını oku »

22.04.2024 09:17:43 tarihinde yazıldı
197 kez okundu

SAFRA KANAL TAŞLARINDA CERRAHİ DIŞI TEDAVİ YÖNTEMİ


Devamını oku »

14.03.2024 09:54:08 tarihinde yazıldı
542 kez okundu


(ESPRİYLE) KAREDEN YANSIYAN

EMİN ELLERDE OLUNCU..!


TUĞBA ARSLAN TAMİRCİ { KALEMİMDEN }
DİDEROT ETKİSİ


Devamını oku »

28.11.2023 12:54:26 tarihinde yazıldı
1461 kez okundu

Recep ÇETİN { TARİHTEN... }
DENİZ KIZI BİZİM ''KIZIMIZ'' DEĞİL!


Devamını oku »

21.11.2023 16:02:33 tarihinde yazıldı
558 kez okundu


Bu site en iyi IE5+ tarayıcı ve 1024 x 768 çözünürlükte izlenir.
Tüm Hakları Saklıdır
© 2006 EregliHakimiyet.Com - EregliHakimiyet.Net

Tasarım & Programlama RSNet tarafından yapılmıştır

Ereğli Haberleri