(Hakimiyet Gazetesi'nin resmi internet sitesidir)

CAMİ TARTIŞMALARI ÜZERİNE

Recep ÇETİN

Okuyucularımız bizim ORHAN GAZİ VE SULTAN ORHAN CAMİİ konusundaki araştırma ve çalışmalarımızı hatırlayacaktır. İlk olarak ORHAN GAZİ VE BİR FETİH adlı kitabımızda işlediğimiz bu konu, sonrasında yerel gazetelerde yayınlanmış hatta ulusal yayınlarda da yerini almıştı. 05.08.2014’te Ereğli Ayasofyasına Sahip Çıkamadı başlığıyla yapılan haber sonrasında, yine bu köşede EREĞLİ AYASOFYASI başlığıyla 14.04.2015’te bir yazı paylaşmıştık.
Bakınız: ( http://www.ereglihakimiyet.com/yazarlar.asp?id=1605 )
4 Ekim 2016 Ereğli yerel gazete haberlerinde Zonguldak Valisi Ali Kaban’ın Ereğli ziyareti vardı. Bu ziyaretin,Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın özel danışmanı ve Çengelköy Yıldırım Bayezid Cami İmamı Mustafa Demirkan ile birlikte olduğu da belirtiliyordu. Cami yapılacak alanda incelemede bulunduğu sırada Zonguldak Valisi Ali Kaban, “Türkiye'' de yapılan 9 Ayasofya''dan bir tanesinin Ereğli'' de olduğunu ve bunun da Orhan Gazi Camii olduğunu” belirtiyordu. Bu durum da bizim yaptığımız araştırmaların kamuoyunda karşılık bulduğunun bir örneği gibidir.
Unutulmamalı ki EREĞLİ’miz dinler tarihi adına çok önemli bir tarihe sahiptir. Bu konuda daha önce yazılarımız da bulunmaktadır.
***
***
CAMİ PROJESİ, BUGÜN ORTAYA ATILAN BİR PROJE DEĞİL
2014 Yerel Seçimlerinde beraber çalışan Sayın Hüseyin Uysal ile Sayın Ercan Candan’ın kollektif olarak Ereğli’ye sundukları projelerden birinin “CAMİ” olduğunu bildiğim için bugünlerde Sayın Uysal’a haksızlık edildiğini düşünüyorum. Çünkü Sayın Başkana yönelik olarak “bu kentin yönetimine dışarıdan müdahaleye, emri vâkiye” maruz bırakıldığı dile getirildiğine şahit olmaktayız.Hatta “bu cami projesi gerçekten sizin projeniz mi? Eğer sizin ise sonuna kadar size destek verelim” şeklinde sorular da sorulmaktadır.
Oysa 2014’te Sayın CANDAN ile yaptığım görüşmeden de biliyorum ki KENT MEYDANI alanına cami yapılması konusunun, Ereğlililere dışarıdan bir müdahale ile emir ile olmadığını, bizzat Ereğli’nin yöneticilerinin düşünceleri etrafında geliştiğini düşünüyorum. (Hatta KENT MEYDANI projesinin ilk hamlesi olduğunu da…) Bahsettiğim gibi, ilgili alana cami yapılması konusunda Sayın Candan bilgi sahibidir. Belki de (ilk olarak) onun düşüncesi ya da önerisidir. Hatta bu konuda, 2014’te Sayın Candan’a şu ifadeleri yazmıştım:
ZONGULDAK MİLLETVEKİLİ ERCAN CANDAN’A2014’TE İLETTİĞİMİZ TALEP: 
“Sayın Vekilim; Bu yazımız, Göztepe ve yeni bir Câmi hakkında zat-ı alinizle bir istişare niyetiyle yazılmıştır.
Ereğli Merkez’de büyük bir Cami yapılması isteğiniz ve heyecanınız olduğu bilgisine sahibiz.Bunun yeri olarak şimdiki terminal alanı ve lojmanlar alanı olarak düşünüldüğü dile getirilmektedir.
Bu yönde şahsınızla fikri istişare olabilecek düşüncelerimizi şöylece paylaşabilirim.
Öncelikle Ereğli’ye Tarihi Bir Eser olarak bakılabilecek bir Camiye ihtiyaç olduğu muhakkaktır. Bu anlamda Akçakoca’daki mükemmel cami yapısı güzel bir örnektir.
Cami yeri hususuna gelince ‘düşüncelerimiz’ şunlardır. Göztepe’nin tarihi dokusunu incelediğimizde, önemli bir geçmişi bulunmaktadır. O tepede; Hacı Baba Türbesi bulunduğu belirtilmektedir.. Yani, mekanın manevi bir tarihi vardır. Sonraki yıllarda her ne olduysa o mekan SİT alanı yapılmış ve KULLANILAMAZ ALAN HALİNE GETİRİLMİŞTİR.
Diyelim ki İslami Dönem Mezarları var diye SİT yapılmıştır ama neden TÜRBE yapılamamış ayrı bir konudur. Türbe yapılması niyetiyle 1990’lı yıllarda FEVZİ YILMAZ tarafından girişimlerde bulunulmuş ama “türbe yapılabilmesi için elinizde belge yok” “hem türbe yapılınca ne olacak” gibi cevaplar ile türbe yapısı yapılamadığı bilgisini aldık.
(Göztepe) Taşlık bir alan, fuhuş alanı ve sarhoş alanı haline getirilmiştir.
Sayın Vekilim, SİT problemi nasıl çözülür bilemiyorum ama Göztepe güzel bir cami alanıdır diye düşünmekteyiz.. Caminin adı üzerinde şu isimler değerlendirilebilir:
HACI BABA CAMİSİ ya da SEYYİD NASRULLAH EFENDİ CAMİSİ
Tensiplerinize arz ederim. Saygılarımla.. 15.06.2014

***
O yıllardaki görüşmelerimizden hatırladığım kadarıyla Sayın CANDAN, cami yapılacak yerin ‘askeri lojmanların olduğu noktalarda’ olabileceğini ve hatta yanındaki otobüs duraklarının olduğu yerde de Hükümet Konağının olabileceğini ve önündeki tüm alanın da KENT MEYDANI alanı olabileceği düşüncesini şahsımla paylaşmıştı. 
Bugün cami yapılacak alanın “tam noktasını” bilmiyorum ama basında çıkan haberler sanki bugünkü terminal alanını işaret ediyor gibi. Bu durumda, Kent Meydanı alanının daralacağı da ortadadır.
***
Aşağıdaki ifadelerimiz 2014’te yayınladığımız bir kitaptan iktibas edilmiştir:
GÖZTEPE: Ereğli’de daha önce 1. derece sit alanı olduğu için bir çivinin dahi çakılamadığı Göztepe doğal sit alanıdır.

Karadeniz Ereğli’nin önemli ve tarihi mekanlarından biri olan ve bazı yerlerinde yatırlar bulunduğu için yıllardır sit alan kapsamında bulunan Göztepe’nin halka açılması ve kenti gözleme noktası olarak kullanılabilmesi amacıyla gerekli yasal müracaatları yapan belediye, birinci derece sit alanı olan bölgeyi 3. Derece doğal sit alanına çevrilmesi için gerekli onayın alınması çabalarının sürmekte olduğu belirtilir.
Bir arkadaşımız ile aramızda geçen bir anıyı da şöylece paylaşayım istiyorum. İlgili arkadaşımız, Ereğli’de yeni ve büyük bir Cami ihtiyacı olduğunu, Akçakoca’da bulunan o mükemmel Cami yapısının neden Ereğli’de olamayacağını sorguluyordu. Diyordu ki, “aslında öyle bir cami Göztepe’ye çok yakışır, tepeden şehre doğru Allahü Ekber nidaları ne de hoş yankılanır Ereğli’de”.. “Hem adı, aynı mevkide türbesi olduğu belirtilen zâtı anımsatması adına, SEYYİD NASRULLAH EFENDİ CAMİİİ neden olmasın ki” diye soruyordu.
Bu vesileyle biz de, o arkadaşımızın duygularına tercüman olmuş olduk. Bir gün, namazını kılmış cemaati yukarıdan aşağıya şehre inerken görür müyüz bilmiyorum ama takdiri okuyucularımızın hissiyatına bırakalım istiyorum.
KAYNAK: RECEP ÇETİN – “ORHAN GAZİ VE BİR FETİH”-2014
***
EREĞLİ’DE ÇOK MU CAMİ VAR: Yerel Gazetelerde yazılan “Ereğli’nin 31 mahallesinde 76 cami var” ifadeleri, sanki Ereğli’de yeni bir cami ihtiyacı olmadığını belirtmeye çalışır niteliktedir. Ama şunu hatırlatmak isterim ki Ereğli Merkezde bulunan ORHAN GAZİ-ALİ MOLLA-İSMAİL AĞA ve İSKELE CAMİİ’leri, Osmanlı dönemi eserleridir. 
Bilinmelidir ki 1960’ta ERDEMİR öncesinde Ereğli nüfusu 8.000 idi ve 1965’te fabrikanın kurulmasından sonraki işçi göçü ile nüfus bir anda 18.000 olmuştu. Ve bugün nüfusumuzun ne kadar artmış olduğu da ortadadır. Sözün kısası Ereğli’de bir cami ihtiyacı olduğu muhakkaktır. Özellikle Cuma ve Bayram Namazlarında Ereğli sokakları mescit olarak kullanılmaktadır. Öyle ki rahatsız edici fotoğraflar da bulunmaktadır. 
***
AKTAŞ TEPESİNİ ORTAYA ATANLARIN TEZİ YANLIŞ:
Birkaç gün önce bir okuyucumuz şahsımı aradı ve bir bilgi talebinde bulundu. “Siz” dedi, “Ereğli’nin Orhan Gazi dönemi üzerine araştırmalar yapmaktasınız” dedi. “Evet” dedim. “Bir köşe yazısı okudum” dedi. “Ne anlatılıyor ve benimle ilgisi ne ki” dedim.

“Ereğli’de bir gazeteci cami tartışmaları için şöyle bir yazı yazmış” dedi. “Ne varmış o yazıda” dedim. Şu bilgileri paylaştı: “..Ereğli’de prestili bir cami yapılacaksa, bu duruma uygun bir yer var. Orası da, Orhan Gazi döneminde İslam’ı yaymak için Ereğli’ye gelen ve Şeyh Abdurrahman Efendi’nin de türbesi bulunan AKTAŞ TEPESİ. Burası Ereğli’ye hakim bir yer ve böylece tarihi bir anlamı da olur”. 
“Tekrar sordum, konunun benimle ilgisi ne?”, “Hocam, Aktaş Tepesi hakkında bilginiz var mı, o tepede Şeyh Abdurrahman diye bir zatın mezarı var mı, bu zat Ereğli’ye Orhan Gazi zamanında mı gelmiş” dedi.
Ben de şu cevapları vermeye çalıştım. “Ben, Ereğli Hakimiyette bir köşe yazısında bu türbe hakkında bir yazı paylaşımında bulunmuştum. O türbede medfun (gömülü) zatların Ereğli’de bulunmaları ve vefatları 1700’lü yıllar sonrasına intikal etmektedir. O tepede (Aktaş’ta) medfun (gömülü) Şeyh Abdurrahman Efendi’nin de 1924’te vefat ettiği belirtilmektedir. Yani Orhan Gazi dönemi ile Aktaş Tepesindeki zatların bir ilgisi yok diye düşünüyorum dedim. (Bakınız: http://www.ereglihakimiyet.com/yazarlar.asp?id=1678 )
Arayan kişi “haaa, demek ki ilgili yazıda yanlış bilgiler paylaşılarak, cami tartışmaları başka yerlere çekilmek isteniyor” dedi. “Ne demek istediniz” dedim, “Hocam teşekkür ederim, ben cevabımı aldım” dedi ve telefonu kapattık. 
Evet bugünlerde Ereğli’de yapılması düşünülen bir cami hakkında tartışmalar bulun maktadır. Bu tartışmalara dahil olmak istemem ama Ereğli’de büyük bir cami ihtiyacı olduğu kesin. Şu kadar söyleyeyim ki
‘herkes kendi ruh dünyasının dili ile konuşur ve yazar’. 
**********************************************************************
İFADELERE DİKKAT: 
Sık söylenen bir şey var. Camiler boş. Doğru. Ama yine sık söylenen başka bir şey daha var. Elhamdülillah Müslümanım. Yine başka bir şey daha var. Bu ülkenin yüzde doksan dokuzu Müslümandır. Yani mesele Müslümanlığımızda değil; camilerimizin boş bırakılmasında, insanlarımızın camiye çekilememesinde gibidir. Camiye gidenler gitmeyenler ayrımının yapıldığı facebook muhabbetleri de doğru değil gibidir. Bakın cami yapılmasına karşı olan biri şu ifadeyi yazabiliyor: “..kackisi camiye gidiyor, lutfenartik bunlara bir dur diyelim”.
***
Camilerin; “haftada bir Cuma Namazına, yılda iki Bayram Namazına indirgenmesine” dair ifadelere yönelik olarak Taner Özbağ bakın nasıl cevap vermiş: “Camiileri/mescitleri (tıpkı futbol stadyumları gibi) namazdan namaza gidilen bir yer olarak gördüğümüz sürece bu tür inşaalar mantıken fuzulî görülür”.. Sayın Özbağ’ın bu tepkisinde şu düşünce de var mı bilmiyorum: “hafta da bir camilerin dolmasını ortaya atanlar (yani cami inşaasını bu şekilde reddedenler, yine bu şekilde haftada bir ya da iki haftada bir sadece birkaç saatlik maç için devasa statlara da gerek yok diye mi düşünürler acaba?”..
***
Ereğli’de bugünlerde birileri cami uzmanı kesilebilir ve şu araştırmaya imza atabilir. O uzman hangi camiye hangi vakitte kaç kişi gittiyi bile tespit raporu yazabilir. Mesela diyebilir ki: “Ereğli Şehir merkezinde bildiğim 4 cami var. Bu camiler tahminen 10 bin kişi kapasitelidir. Sabah Namazlarında toplamında 30 kişi ibadet ediyor, Öğlenleri 100-200 kişiyi geçmez akşam zaten kimsecikler olmuyor. Cuma günleri camilerin içinde İbadet sanki günah gibi eline Namazlığını alan Camilerin olduğu sokağa seriyor namazlığını”. Diyeceksiniz ki bu uzmanın bu çalışmaları sonuçları gerçekten doğru mu, gerçekten bu uzman bu camilere gitmiş ve namaz kılmış mıdır?. Deyin ama cevabı yok..
***
Bakın başka biri şu ifadeleri kaleme alabiliyor: “Hazırlarını doldurmayan sahte Müslümanların isteklerine karşı dur demek için ‘haydi Ereğli ses ver’ diyorum”. Bu nasıl bir ifade Allah aşkına.. Bu kişi aynı hırs ve hınçla şu ifadeyi de kaleme alıyor: “Peki Camiye gidip fuhuşa, tacize ve her tür pisliğe bulaşmışların arzularına ‘evet’ mi diyeceksiniz?”..

“Tamam, cami oraya değil buraya, hatta şuraya yapılsın tartışmaları normal”. Normal de yukarıdaki ifadelere kim “normal” diyebilir ki. Bunlar, haddini aşan ifadeler.. Bunlar, insanlarımızı tahrike galeyana sevk eden ifadelerin nüveleri… Bunlar, huzursuz ortam yaratmanın şeytani vesveseleri..

***
TEPEDEKİ MABETLER, BODRUMDAKİ MESCİTLER
NOT: Yukarıda Ereğli’de yapılması düşünülen caminin GÖZTEPE’de olmasına dair düşüncemizi belirtmiştik ki bu düşüncemizin doğruluğuna işaret eden aşağıdaki yazı ise Yazar Ergün Yıldırım’ın 27-12-2015 tarihli köşe yazısıdır:
İlk mabet, ilk varlıktır. Kâbe, yeryüzünde yükselen ilk mabettir. Arkasından gelen bütün mabetler şehirlerin en yüksek yerlerine inşa edilirler. Sümerlerin bilinen ilk şehirleri Ur ve Uruk''ta da mabet en yüksek tepededir. Şehir bu mabetten doğar. Her şey onun etrafında halkalanan bir hayattır. Aynı şey Kudüs için de geçerli. Davut mabedi de, Mescid-i Aksa da tepeler üzerindedir. Grek Atina''sında da mabet Akropolis''te, yani şehrin en yüksek tepesinde. Bu kadim geleneğin son temsilcisi Osmanlı İstanbul''u. Camiler yedi tepesinin üstünde yükselir. Tepe kentin en yüksek noktası. Yükseklik saygınlıktır. Çünkü göğe en yakın olan noktadır. Fiziki yakınlık ile kutsala yakınlık yan yanadır. Yüksek tepede inşa edilen mabet aynı zamanda kentin kamusal alanına dâhildir. Kentin çoğu yerinde duyulan ve işitilendir! Mabet, kentin odağıdır. Hayat onun etrafında döner. Modernlik bu ilişkiyi alaşağı etti. Kenti ovalara taşıdı. Mabetleri de gözden ırağa. Önce fabrika bacaları, sonra da gökdelenler kente hakim oldu. Artık kentte kuleleri görüyoruz. Çelik ve cam karışımı binalar var.
Ankara''da sıfırdan bir kent inşa edilir. Modernitenin pagan mimarisi buna öncülük eder. Opera binası, üniversite binası, müze binası yan yana sıralanır. Ancak mabede yer yoktur. Bütün Türkiye, bu yeni mimari etrafında şekillenme tutkusuyla yanıp tutuşur. Mabetler tepelerden çekilir, bodrumlarda mescide dönerler. Ankara, uzun süre bodrum mescitlerle yaşar. Bu nedenle onu mabetsiz şehir diye anarlar. Kocatepe Camii (büyük tepedeki mabet!), buna son veren bir hamledir. Mescitlerin bodruma çekilmesi bir yeni zaman durumudur. Dinin kamusal alandan çekilmesinin en son noktasıdır. Görünmeyen, duyulmayan ve hayattan kovulan bir din durumunun mekânsal varlığı... Dinin merdiven altına ve bodruma sürülmesidir. Bodrumlara sürülen din…
Bodrumlara sürülen ve merdiven altı bir hayata zorlanan Müslümanlık, bu yeni mescit türleriyle yaşamaya başlar. Okulların kömürlüklerinde tahta namazlıklar icat edilir. Üzerinde kömür lekeleri taşıyan ve ayaklardan izler bırakan tahta seccadelerdir bunlar. Üniversiteler, okullar, hastaneler… Hepsinde mescitler bodrum katlarındadır artık. Nem kokan, karanlık ve dar mekanlar... “Yeryüzü mescittir” ilkesi, yerini “bodrumlar mescittir” ilkesine bırakır!
Bodrumdaki mescitlerin verdiği bir psikoloji var. Namazın gözden uzak ve görülmeyen bir ibadet olduğu duygusudur bu. Namaz kılan da bu duyguyla yaşar. Merdiven altı bir din bilinci taşır içinde. Müslüman kendini yasaklı olan, hoş görülmeyen ve bundan dolayı gözden ırak yaşanması gereken bir dindar olarak görür. “Din vicdan işidir” düsturu, “mescit bodrum işidir”e dönmüştür. Müslümanın bedeni, merdiven altı dini pratikler içinde şekillenir. Müslüman benlik, kamusal alana yabancılaşır. Sanki günahkardır! En kutsal eylemlerini merdiven altında gerçekleştirmekle özgüven yoksunluğuna girer. Amaç da budur. Müslümanı kendisine merdiven altı hissettirmek! Bu duygu efendilerin köleleri için reva gördükleri bir duygudur. Böylece insan merdiven üstü yaşayan efendisinin üstünlüğünü kendisine olan inançsızlığı nedeniyle kabullenir. Çünkü kölelik, efendisine inançla değil kendisine inançsızlıktan doğar.
Din, artık sürüldüğü merdiven altı toplumdan çıkıyor. Mescitler de buna eşlik etmeli. Bodrum mescitler dönemine son vermeliyiz. Bu dönemin ürettiği psikolojiden kurtulmamız için gerekli bu. İbadeti bodrumlara sürenlerin bizlere verdiği psikolojiyi tamamıyla yıkmalıyız. Sosyal benliğimizin dini yönünü özgüvenle kurmalıyız yeniden. Bu nedenle mescitlerimizi en temiz, en ışıklı, en görünen ve en duyulan yerlere taşımalıyız. Çamlıca tepesinde yapılan mabet bunu simgeler. Bir toplumda bodrumlara sürülen Müslümanlığın yeniden zirveye tırmanma çabasını anlatır. Müslümanların kentin en yüksek yerine cami inşa etme geleneğini diriltme/ihya etme bilincidir.

Kaynak: http://www.yenisafak.com/yazarlar/ergunyildirim/tepedeki-mabetler%2c-bodrumdaki-mescitler-2024840

 

 



11.10.2016 11:02:55

Bu yazı 2107 defa okunmuştur

Yazara ait tüm yazılar için tıklayınız

Facebook'ta Paylaş

YORUMLAR (3)
YORUM EKLE
Adınız


(1000 / )

11.10. 21:52:48
Ahmet Özer diyor ki;

Hocam ağzına sağlık çok güzel konulara değinmişsiniz.
12.10. 15:24:22
VATANDAŞ diyor ki;

Cami yapılmasına evet de bir şartım var.Bu caminin imamı değil ama müezzini Recep Çetin olmalıdır.Bu da benim önerim.
12.10. 22:50:52
RECEP ÇETİN diyor ki;

Yukarıdaki yazımıza tekrar bakıyorken, VATANDAŞ-ın yorumu ve önerisine gözüm ilişti. Biz, kimliğimizle yukarıdaki düşünce ve önerilerimizi ortaya koyarken, VATANDAŞ lakabına sığınan, Cami yapımı için ŞARTını beyan eden ve ÖNERİ sunan okuyucumuza teşekkür ederim. Ama, maalesef her şeyin bir emeği ve eğitimi var. Müezzinliğin de.. (VATANDAŞ’ın mesleğinin de). Benim de başka bir önerim var. VATANDAŞ Ereğli’ye MÜFTÜ ya da yeni camiye İMAM olduğunda önerisini değerlendiririz.


Şu anda 8 kişi online
Toplam ziyaret : 76.128.147

Başlangıç Tarihi Bitiş Tarihi

Fikri KAPAN { KÖŞEMDEN }
YAZIK DEĞİL Mİ MEMLEKETE!!!


Devamını oku »

22.04.2024 09:17:43 tarihinde yazıldı
247 kez okundu

SAFRA KANAL TAŞLARINDA CERRAHİ DIŞI TEDAVİ YÖNTEMİ


Devamını oku »

14.03.2024 09:54:08 tarihinde yazıldı
560 kez okundu


(ESPRİYLE) KAREDEN YANSIYAN

EMİN ELLERDE OLUNCU..!


TUĞBA ARSLAN TAMİRCİ { KALEMİMDEN }
DİDEROT ETKİSİ


Devamını oku »

28.11.2023 12:54:26 tarihinde yazıldı
1476 kez okundu

Recep ÇETİN { TARİHTEN... }
DENİZ KIZI BİZİM ''KIZIMIZ'' DEĞİL!


Devamını oku »

21.11.2023 16:02:33 tarihinde yazıldı
559 kez okundu


Bu site en iyi IE5+ tarayıcı ve 1024 x 768 çözünürlükte izlenir.
Tüm Hakları Saklıdır
© 2006 EregliHakimiyet.Com - EregliHakimiyet.Net

Tasarım & Programlama RSNet tarafından yapılmıştır

Ereğli Haberleri