(Hakimiyet Gazetesi'nin resmi internet sitesidir)

SULTAN ORHAN CAMİİ İMAM HATİBİ MEHMET ŞEVKET (EYGİ)

Recep ÇETİN

GİRİŞ NOTU: Aşağıdaki yazımız, ORHAN GAZİ VE BİR FETİH adlı kitabımızdan iktibas edilmiştir. Yazı, Milli Gazete’nin başyazarı Mehmet Şevket Eygi’nin dedesinin Yozgat’tan Ereğli’ye dayanan öyküsünden oluşmaktadır.

 

ORHAN GAZİ CAMİİ’NİN 44 YILLIK İMAM-HATİBİ

YAZAR EYGİ''NİN DEDESİ HAFIZ MEHMED ŞEVKET EFENDİ

 Ereğlili olan Milli Gazete’nin Başyazarı Mehmet Şevket Eygi’nin,  kardeşi olan ve Ereğli’de yaşayan Ahmet Hicabi Eygi Bey ile (2012’de) yaptığımız bir görüşmede, dedesi hakkında şu bilgileri almıştık:

 

ASLEN YOZGATLI: Dedemiz M. Şevket Eygi, (1862-1959) aslen Yozgatlı imiş.. Merkeze çok yakın bir yerinden… Ereğli’de damat olan  (iç güveysi olan) dedemin 7 kardeşi varmış. Bu yedi kardeşin en küçüğü büyükbabam imiş. 32 yaşında iken (1894’te)Ereğli’ye geldiğinde Ramazan Hocalığı yapmış. Büyük babam M Ş E, Ereğli eşrafından Mısırcılar ailesinden Altın Hanım ile evlenmiş. Babaannem; M Hami-Ali ve Zehra CIBIROĞLU’ların halası olur.”

 

“Dedem, 12 yıl Kastamonu’da Nasrullah Efendi Medresesinde eğitim görmüş. O medresedeki 7 yıllık hocasının adı olan Ahmet Hicabi’yi hem oğlunda ve hem torununda yaşatmak istemiş. Benim adım da böyle verilmiş. Ben 29 yaşımda iken dedem vefat etti. Mezarı Ereğli Şehir Mezarlığında, annemin mezarı ile yan yana.”

 

“Ereğli’de altı sınıflı bir okul olan Mekteb-i Bozhane Numune Mektebi’nde (İbtidai-ilkokul) öğretmen olarak çalışmış. Daha sonra da Ereğli Rüştiyesinde-Ortaokul Din Dersi öğretmenliği de yapmış. 1930 sonlarında emekli olmuş.”

 

“44 yıl Ereğli-Orta Camiinde imam hatiplik yapmış, 3 yıl da Recep Ağa Camii-İskele Camiinde görev yaptığı..” bilgilerini almış idik… 

 

HAFIZ MEHMET ŞEVKET EFENDİ VE ORHAN GAZİ CAMİ ANILARI

            Büyük babanızdan size intikal eden anılar var mı sorumuza torun Ahmet Hicabi Bey “Büyük babam, Caminin, Cumhuriyet öncesi ve sonrasında görev yapmış bir imamı. Bana anlattığı bir anısı şuydu. Ereğli’de Cumhuriyet-Mübadele öncesi yaşayan Rumlar, Camiye gelip kendi dini esaslarına uygun olarak ibadet etmek için izin isterlermiş. Bu zaman zaman olmuş. Ve büyük babam da izin verirmiş. Ayrıca o Rumlardan bazıları yine Mübadele ile Ereğli’yi terk ettikten sonra Camiye ziyaret için gelmişler”..

RESTORASYONDA KİLİSE DÖNEMİ İZİ ARANDI MI?:Büyük babanızın 44 yıl görev yaptığı Cami, 2013 ortalarında restorasyona tabi tutuldu, tadilat devam ediyor (Ekim 2013). ‘Cami, sizin ikamet mahallinizde, peki hiç merak edip de Cami’de ne oluyor diye baktınız mı, incelemede bulundunuz mu’ şeklindeki sorumuza Ahmet Hicabi Bey “evet geçen-yakın bir zamanda Camiyi ziyaret ettim, gezdim, çalışmaları inceledim ve oradaki bir işçiye sorular sordum. Şöyle bir cevap aldım. Cami duvarlarında, Kilise döneminden kalma resim figür mozaik vb şeyler de aranıyormuş ama bulunmasında zorluklar yaşanıyormuş.”.. “Zaten olsa bile tam olarak orijinal bir resim figür bulamazlar diye düşünüyorum. Çünkü İslamiyet’te resim-heykel gibi şeyler yasak kılınmış. İbadet edilen camide bunlar vardıysa bile bir şekilde yok edilmiştir. Ne zaman bitecek tadilat diye sordum, kamuoyuna Aralık 2013’te bitecek denmiş idi ama restorasyon iki-üç ay daha uzatılabilirmiş diye duydum ama bilmiyorum.

 

SALNAMELERDE MEHMET  ŞEVKET (EYGİ) EFENDİ ADI VAR

 

1894 yılı Kastamonu Salnamelerinde: “Ereğli’deki İbtidai Mektebi Muallimlerinden biri Muallim Hafız Şevket Efendi” olarak görülmektedir.

 

1897 yılı Kastamonu Salname kayıtlarında, Mekatib-i İbtidaiye’de görevli dört muallimden biri Muallim Hafız Şevket Efendi’dir.

 

Yine 1905 (H 1320)’de Mekatib-i İptidai (İbtidai-İlkokul)’de Muallim Hafız Şevket Efendi ile beraber çalışan diğer muallimler, Muallim Hafız Tevfik-Muallim Ali-Muallim Hakkı-Muallim Hafız Hüseyin Efendiler

Bu kişi (yani Ereğli’nin ilk öğretmenlerinden biri olan bu kişi) yaptığımız araştırmalara göre, Milli Gazete Başyazarı Mehmet Şevket Eygi’nin de dedesi olmalıdır ki Ereğli’de Kurtuluş Savaşı döneminin önemli kahramanlarından Nimet Hoca ile aynı dönemde muallimlik-öğretmenlik görevlerinde bulunmuştur.

 

Yine Bolu Salnamelerindeki bilgilere göre; 1918’de (Eğitim) Maarif Dairesi şu isimlerden oluşmaktaydı: Hacı Eşref Efendi- Hoca Nimet Efendi- Hacı MEHMED ŞEVKET EFENDİ..

**************************************************

Vakıflar Genel Müdürlüğü arşivinden temin ettiğimiz  (EV.MKT 2630/52) bir belgede MehmedŞevked Efendi’den şöylece bahsedilir:

 

MEKTUBİ KALEMİNE MAHSUS MÜSVEDDEDİR

 

Maliye Nezaret-i Celilesi’ne

 

Ereğli’de vâki’ cennet-mekanSultan Orhan Han-ı Gazi Hazretleri Cemi-i Şerifi’ninBendereğli ve tevabii gümrüğü mukataasından almak üzere yevmi yirmi akçe vazife ile MehmedRaşid Efendiuhdesinden mahlûl olan imamet cihetinin Mehmed Şevket Efendi uhdesine tevcihi hakkında Mahkeme-i Teftiş’den tanzim olunan i’lâm yine iade olunmak üzere evrak-ı müteferri’asıyla birlikte leffen irsal-ı savb-ı âlî-i âsafanelerikılınmağıni’lâm-ı mezkur zîrine Cihat Kalemi’nden yazılan 28 Şubat sene [1]316 tarihli derkenar mealine nazaran Hazine-i Celile-i Maliyece iktizasının ifa ve inbâsı babında.

27 Z. Sene [1]318 – 31 Mart sene [1]317 (MİLADİ: 1901-1902)

 

******************************************

YAZAR MEHMET MEHMET ŞEVKET EYGİ HAKKINDA

Kendisini-hayatını Aksiyon Dergisi yazarı olan Cemal Kalyoncu’ya tanıtırken  EYGİ “Cemal Kalyoncu’ya(Sayı:559- 22.08.2005 Aksiyon Dergisinde) en sonunda şu ifadeyi kullanmış: “Ailem hakkında daha fazla bir bilgiye sahip değilim”..  Bildiği o bilgilerini ise yazar ile paylaşmış.

 

Yazar EYGİ, 7 Şubat 1933’te Ereğli’ye bağlı Orta Köyünde (bugün Hasbeyler) doğan Mehmet Şevket Eygi’nin babası olan Mehmet Sait Bey’in; Orhanlar Mahallesi İstikbal Caddesinde yaşayan Ahmet Hicabi’nin dışında HalimeiHilmiye, VesileiBakıye, Fatma Mebrure, Emine Nuran adlarında çocukları  var.

 

EYGİ’nin; babası 1896 doğumlu Mehmet Sait, dedesi ise 1862 Yozgat doğumlu Şevket’tir. Ereğli’de Sultan Orhan Mahallesinde doğan babası Mehmet Sait, önceleri Ereğli’de ve Orta Köyünde ticaret yapar imiş. Köyde M Sait Hanı’nı işletir imiş. O zamanlar var olan buharlı gemilerle yine İstanbul’a gelip bir şeyler alarak ticaretle de meşgul olmuş. İstanbul’a göç ettikten sonra ise İstanbul’da ihtiyat zabitliğini yapmış.

 

EYGİ’nin annesi Seher Hanım, 1908 Üsküdar doğumlu. Seher Hanım, bulunduğu Ereğli yöresinde 11 sene öğretmenlik yapmış, oldukça kültürlü bir hanımefendiydi. 1995’te İstanbul’da vefat etmiş.

 

Mehmet Sait’in sonradan evlendiği Seher Hanım’la tek çocuğu olarak büyüyen Mehmet Şevket Eygi’ye, geleceği konusunda en büyük yönlendirmeyi daha çok annesi yaptı.

 

Eygi’nin, anneannesinin adı da Şevket. Hem dedesi hem de anneannesine nispet olsun diye Mehmet Şevket ismini vermişler O’na..

 

“Dedesi Şevket, Ereğli’de İptidai’de muallim-hafız… Eygi’nin anne tarafından dedesi Kolağası Neşet Bey..  Milli Mücadele’den sonra biraz gözden düşen Neşet Bey, Babıali Baskını’nda Nazım Paşa vurulduğunda Trabzon yoluyla Rusya üzerinden Avrupa’ya kaçmış.”

 

“Ereğli ile Devrek ilçeleri arasındaki şose yolun kenarında doğduğunu, civarda başka evler olmadığı ve kardeşi de bulunmadığı için neredeyse arkadaşsız bir çocukluk geçirdiğini belirten Mehmet Şevket’in, hayatının daha sonraki dönemlerinde hoşlanıp benimseyeceği “yalnızlıkla muhabbeti” de burada başlamış...”

 

“Çocukluğunun o yalnızlığından o kadar keyif alır hale gelecekti ki, geriye dönüp baktığında, bugün, hâlâ, tek başına bir hayat sürmekte olup, Medine’de iken ve başka zamanlarda birkaç girişimine rağmen evlenmemiş olduğuna da neredeyse sevinecekti: “Şimdi bakıyorum da, bazı dostlarım da öyle söylüyorlar. Tabii ki kayıplar olmakla birlikte kendimi mutlu hissediyorum. Yalnızlığın verdiği bağımsızlığı düşünün... Karışan yok, görüşen yok. Ama bir de düşünün, efendim, bir hanım var, çocuklar var... Tabii hiçbir zaman bunu bir kural olarak görmüyorum.”

 

“Eygi, zamanın şartlarında, küçük bir Anadolu kasabasında yedi yaşına geldiğinde, çok yakınında okuyacağı okul bulunmadığından, annesinin ısrarı ile hayatında kendisine önemli pencereler açtığına inandığı Galatasaray Lisesi’nin ilkokul kısmına kayıt yaptırılır: ‘Bazıları bana imalat hatası derler. Tabii farkında değiller, kendileri imalat hatası’ der Eygi..”

 

“1940 yılında okumaya başladığı Galatasaray’da başarılı bir profil çizen Eygi, hocalarının gözüne de girer. Okulun imparatorluktan kalma muazzam kütüphanesinin anahtarı bu yüzden olacak, lise tahsili boyunca dört yıl süreyle ona emanet edilir.”

 

“Lise dönemindeki öğrenciler arasında da yine bugünün tanınmış isimleri bulunuyordu. Abdi İpekçi, Mümtaz Soysal bunlardan sadece ikisidir.”

 

“1952 senesine gelindiğinde Galatasaray dönemi onun için artık bitmiştir. Babasının işleri bozulduğundan, üniversite tahsiline devam edecek beş kuruş parası dahi yoktur. Tek çaresi, devletin burs verdiği nadir sahalardan birini tercih edip, burslu okumaktır. Bunun için, tercih ettiği Siyasal Bilgiler Fakültesi’nin imtihanında ilk 40 içerisinde yer alması gerekmektedir. 28. olur, 100 liralık bursa hak kazanır.”

 “ …Çok sevmediği halde burs uğruna Ankara’ya yerleşir…. Eygi, bu şartlarda Mülkiye’yi bitirdiğinde yıl 1956’dır..”

 

“…Eygi, bu dönemde, 1958-59’da, askerlik vazifesini yedek subay olarak tamamlayıp, aradan çıkarır. Erzurum’da, çok zor şartlar altında yapmasına rağmen askerlik süreci onun için üniversiteden daha tesirli olmuştur”

 

----

Mehmet Şevket Eygi Milli Gazete’deki köşesinde, “Okur Yazarlığım” başlığı altında, 22.09.2012’de şunları yazar:

 

“Yıl 1939, altı yaşındayım. Henüz okula gitmiyorum. İki ilçe arasındaki şose denilen asfaltsız stabilize yolun kenarındaki bir evde yaşıyoruz. Komşumuz yok, arkadaşım yok. İki çocuk dergisine aboneyim. Haftada bir gün evin önünden katırlı bir postacı geçiyor. Geçeceği günü ve saati biliyorum ve onu heyecanla bekliyorum... Uzaktan göründü, yaklaşıyor; postacı bana tebessüm ediyor, heybeden çıkarttığı dergileri yere atıyor ve yoluna devam ediyor. Dergileri sevinçle alıyor ve okuma bilmediğim için eve rahmetli anneme koşuyorum. "Anne mecmualarım geldi, ne olur bana okusana..."

 

“Evimiz civarındaki köy okulu oldukça uzakta. Kışın karda kışta küçücük bir çocuk oraya gidemez, yolda kurtlar yer beni. Annem babamı ikna ediyor, beni İstanbul''da Galatasaray mektebinin ilk kısmına yatılı olarak yazdırıyor. Okul Ortaköy''de Fer''iye saraylarından birinde. Bacasından dumanlar savuran bir posta vapuruna biniyoruz, İstanbul''a geliyoruz ve beni okula teslim ediyorlar. On iki sene sürecek Galatasaray mâceram başlıyor. İlk hocam merhum Hâfız Nuri bey.”

Not: Yazar M Ş EYGİ, Yukarıdaki fotoğrafta yer alan bölgede (Orta- Hasbeyler Köyü) doğar..

 “Galatasaray''ı bitirdikten sonra, ailem fakir düştüğü için ayda yüz liralık burs alabilmek için Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi''nin (Mekteb-i Mülkiye) imtihanlarına giriyor, bursu kazanıyor, dört sene orada okuyor ve siyasî (diplomasi) bölümünden mezun oluyorum.”.. “Okumayı, kültürü çok seviyorum. İdareci, maliyeci, diplomat olmuyorum, hasbelkader gazeteci ve yayıncı oluyorum.”

“Hayatım ârızalar, çileler, maceralar yumağı. Mahkemelerde sürünüyor, zindanlarda çürüyorum. Bir ara yurt dışına çıkıyorum ve altı seneye yakın gurbet hayatı yaşıyorum. Başımdan geçenleri yazsam yazmakla bitmez.”

“Kendime aydın demem, yemin etsem başım ağrımaz, okur yazar bir Türkiyeliyim. Haftalık iki gazetem oldu, Yeni İstiklâl ve Büyük Gazete, iki de günlük gazete, Bugün ve Babıâlide Sabah.”

“Bir de hâlen faaliyetine devam eden Bedir Yayınevi''m var. 1991''den beri Millî Gazete''detâtil yapmadan günlük yazılar yazıyorum. Profesyonel bir gazeteci değilim, elli yılı aşan bir gazetecilik mâzim olduğu halde sarı basın kartım bile yoktur. Vardı, 1969''da hükümet iptal etti, ben de bir daha istemedim.”

“Zaman zaman mal ve servet beyanında bulunurum. Halen ikamet ettiğim bir dairem, İstanbul civarında mütevâzı bir bağ evim, kiralık dükkanda faaliyet gösteren küçük bir yayınevim, zengin bir özel kütüphanem (inşaallahvakf edeceğim), hüsn-i hat levhalarım ve maddî kıymeti olmayan ıvır zıvır el sanatı eserleri koleksiyonum vardır. Dişe dokunacak antika eşyam yoktur. Bankada, başka yerde birikmiş param yoktur. Dükkanın sermayesi dışında (ona dokunmam) nakdim birkaç bin lirayı geçmez. Kanaatkâr bir hayat sürdüğüm ve kedi beslediğim için Allahın lütfuyla para sıkıntısı çekmem.”

“Türkiye''nin çoğunluğunu oluşturan Ehl-i Sünnet Müslümanlığının pek nâçiz bir ferdiyim. Kur''ana, Sünnete, Şeriata mutabık tarikat ve tasavvuf taraftarıyım. Bir tarikata mensup muyum, değil miyim, o konuda bilgi vermem. Ümmet şuuruna sahibim. İman, İslam, Kur''an, Sünnet, Şeriat, İmamet, Ümmet ve ahlak için çalışırım. Siyasî mânada değil, sosyal ve kültürel mânada muhalifim. Türkiye devletine bağlıyım ve onu desteklerim ama mevcut ideolojik düzeni, vesayet rejimini kabul etmem. Dine garazsız ivazsız ihlasla ve istikametle hizmet edilmesini isterim, din sömürüsünden ve sömürücülerinden nefret ederim.”

“Çeşitli imkansızlıklar yüzünden, kapasitem derecesinde (ne kadarsa) dinime, ülkeme ve halkıma hizmet edemediğime üzülür, hayıflanırım.”

“Kimseden bir şey beklediğim yoktur. Hayır dua edenler olursa memnun, müteşekkir ve minnettar olurum.”

“Bir kusurum olmuşsa nazar-ı müsamaha ile bakılmasını rica eder, herkese selam ve hürmetlerimi sunarım.”

***

EREĞLİ ORTA KÖY’DEN İSTANBUL ORTAKÖY’E…M Şevket Eygi 12.03.2013 tarihli yazısında (Necip Fazıl ile anılarından bahsederken) yine ailesinden bazı isimleri zikrediyor: “Üstad Necip Fazıl’ın Büyük Doğusu ile ilk tanışmam 1943’te oldu. İlkokul üçüncü sınıftaydım. Ortaköy’de Galatasaray Mektebi’nde yatılı okuyordum. Rahmetli Hamdune Teyzem cumartesi öğleden sonra okula gelir, beni alır Cağaloğlu’nda Şeref Efendi Sokağı’nda kızı Nermin ablam ve damadı eniştem Nurettin beyle birlikte oturduğu eve getirirdi. Cumartesi gecesini orada geçirir, pazar ikindiden sonra da Aksaray-Ortaköy tramvayıyla okula dönerdim. Hiç unutmuyorum, Tophane veya Fındıklı taraflarında bir direğe yapıştırılmış Büyük Doğu afişini görmüştüm. O zaman pek küçüktüm, Büyük Doğu’yu alıp okuyacak halim yoktu.”

 

YAZAR MEHMET ŞEVKET EYGİ’NİN BAZI KİTAPLARI: CAMİ KIYIMI- NAMAZI DOSDOĞRU KILMAK- ÇARELER ÇÖZÜMLER TEKLİFLER TENKİTLER-YAHUDİ TÜRKLER- MÜSLÜMANIN 100 VAZİFESİ-BİR KAÇ YAZI- İSLAMİ KONULAR-EHLİ SÜNNETİ SAVUNUYORUM

                                         KAYNAK: ORHAN GAZİ VE BİR FETİH-RECEP ÇETİN

                BAŞ SAĞLIĞI:2012’de kendisiyle Ereğli-Öğretmenevinde bir röportaj gerçekleştirmiş olduğum Ahmet Hicabi EYGİ Beyin (22.09.2016’da) vefat ettiği haberini Sinan Yazıcı’nın (01.10.2016’da) telefon etmesi ile öğrenmiş ve üzülmüş bulunmaktayım. Bu vesileyle, ALLAH’tan rahmet niyaz eder, ailesi ve yakınlarına baş sağlığı dilerim.

 A. Hicabi Bey, bahsettiğim röportajında, kardeşi Yazar Mehmet Şevket Eygi, dedesi ve ailesi hakkında, şahsıma özel bilgiler paylaşmıştı.  Bu yazıda daha çok Ereğli’deki Orhan Gazi Camiinde çok uzun süre imamlık yapmış olan dedesi hakkındaki yukarıdaki bilgilerimizi paylaşmış olduk. Başka bir yazıda da A. Hicabi Beyin ilgili röportajını paylaşalım.

 



5.10.2016 10:52:30

Bu yazı 3819 defa okunmuştur

Yazara ait tüm yazılar için tıklayınız

Facebook'ta Paylaş

YORUMLAR (3)
YORUM EKLE
Adınız


(1000 / )

05.10. 11:22:03
rıdvan eski diyor ki;

Ereğlinin tarihi değerlerine dair önemli bir çalışma olmuş. hakimiyete ve yazarına teşekkürler
05.10. 22:51:55
Ahmet Özer diyor ki;

Sayın hocam Tarihi değeri büyük, emeğe dayalı araştırmalarınız için çok teşekkürler
09.11. 17:42:20
Ugur verit diyor ki;

Bende aile büyüklerimin soyundan geliyorum.m sevket eygi büyük dedemin torununun torunuyum . size çok teşekkür ederim


Şu anda 17 kişi online
Toplam ziyaret : 76.127.940

Başlangıç Tarihi Bitiş Tarihi

Fikri KAPAN { KÖŞEMDEN }
YAZIK DEĞİL Mİ MEMLEKETE!!!


Devamını oku »

22.04.2024 09:17:43 tarihinde yazıldı
247 kez okundu

SAFRA KANAL TAŞLARINDA CERRAHİ DIŞI TEDAVİ YÖNTEMİ


Devamını oku »

14.03.2024 09:54:08 tarihinde yazıldı
560 kez okundu


(ESPRİYLE) KAREDEN YANSIYAN

EMİN ELLERDE OLUNCU..!


TUĞBA ARSLAN TAMİRCİ { KALEMİMDEN }
DİDEROT ETKİSİ


Devamını oku »

28.11.2023 12:54:26 tarihinde yazıldı
1476 kez okundu

Recep ÇETİN { TARİHTEN... }
DENİZ KIZI BİZİM ''KIZIMIZ'' DEĞİL!


Devamını oku »

21.11.2023 16:02:33 tarihinde yazıldı
559 kez okundu


Bu site en iyi IE5+ tarayıcı ve 1024 x 768 çözünürlükte izlenir.
Tüm Hakları Saklıdır
© 2006 EregliHakimiyet.Com - EregliHakimiyet.Net

Tasarım & Programlama RSNet tarafından yapılmıştır

Ereğli Haberleri