(Hakimiyet Gazetesi'nin resmi internet sitesidir)

HÜSEYİN FEHMİ İMER KONFERANSI VE 1931’DE “UZUN MEHMET”

Recep ÇETİN

ZONGULDAK TÜRK OCAĞININ FAALİYETİ--OCAKTA HER HAFTA KONFERANSLAR VERİLİYOR

 (12.02.1931-Hakimiyet-i Milliye) Zonguldak-5: Telakkileri ayrı ayrı veçhelere malik muhtelif sınıfların bulunduğu Zonguldak’ta bunları birleştirmek milli mefkure etrafında toplamak onlara heyecan vermek için Türk Ocağı’nın faaliyete geçtiği şükranla müşahade olunmaktadır. Bu cümleden olmak üzere Türk Ocağı tarafından bütün kış devam edecek olan tarihi-edebi-ilmi-iktisadi-içtimai konferanslar verilmesi takarrür etmiştir.

İlk konferansı geçen Cuma gecesi esbak (önceki) Maden Müdürü Hüseyin Fehmi Bey vermiştir. Muhterem Hüseyin Bey’in havzanın tarihine hasrettiği bu kıymetli konferansın hülasasını yazmaya çalışacağım. Mevzu bütün Zonguldak muhitini çekebilecek bir tarzda intisap edilmişti. Hüseyin Fehmi Bey şu suretle konferansına başlamıştır:

Maden kömürü 1838(!) senesinde Ereğli civarında UZUN MEHMET namında tersane fabrikalarında ateşçilik etmiş ve İngiliz kömürü yakmış bir bahriye neferi tarafından keşfedilmiştir. Bu keşiften dolayı 500 kuruş nakdi mükafata ve şehri (ay) 600 kuruş maaşa nail olmuştur.

  1. Uzun Mehmet konusu-hikayesi; 1932’de yani H. F. İMER’in bu konferansından (1 yada 1 buçuk yıl) sonra açıklanıyor. Demek ki o açıklamadan önce Uzun Mehmet adı var, ama burada yıl 1838 diye yazılmış. Bu tarih 1828 mi düşünüldü de sehven mi yazıldı bilmiyoruz. Ya da kömürün bulunduğu yıl olarak kamuoyundan rivayet edilen yıllardan biri olarak mı yazıldı bilmiyoruz. Ama Halkevi’nin açıklaması 1932’de olmuştur ve kömürün bulunduğu yıl da 1829 diye yine H.F. İmer’in de içinde olduğu komisyon tarafından açıklanmıştır)

 1848 senesinde Abdülmecit tarafından ısdar edilen ferman mucibince Havzada ilk tetkikatı fenniye yapılmıştır diyerek Havzanın tarihini üç devreye taksim etmiştir.:

 

1-     Havzanın 1848’den 1865 senesine kadar 17 sene Hazine-i Hassa tarafından idaresi.

2-     1865’ten 1909 senesine kadar Tersane tarafından idaresi.

3-     1909 senesinden bugüne kadar (1931) evvela Orman ve Maadin Ticaret ve Ziraat ve İktisat vekaletlerine merbut müdüriyeti umumiyesi halinde idaresi.

Hazine-i Hassa zamanında İstanbul’da İngiliz kömür tacirleri namına hareket eden Galata sarraflarından müteşekkil bir kumpanya tarafından işletilmeye başlanıldı, havzanın terakkiyatına kani olan bu kumpanya aynı zamanda ihtiyaca tekabül edecek istihsalatta bulunmadığı için tersane ve sair müesseselerin şikayetini mucip oldu. Bunun üzerine Hazine-i Hassa tarafından idare edilmeye başlanıldı ve HALİL EFENDİ namında birisi İLK MADEN MÜDÜRÜ olarak Zonguldak’a gönderildi. 1851’de iki İngiliz Mühendisi havzada çalışmaya başladı, 1854’te Kırım Muharebesi esnasında İngiliz ve Fransız donanmasına lüzum görülen kömürün temini için muhtelit bir heyet tarafından işletildi. Ve harbin hitamında gene iade edildi. Emaneten idare iki türlü oluyordu.

1-Madenci esnafı tarafından kesene olarak işletilmek.

2-Resmi müesseselerin ihtiyaçlarını temin için Üzülmez ve Karamanya’daki ocakları istihkamı askeri tarafından işletmek.

Bu vaziyet müteaddit istihaleler geçirerek 1865 senesine kadar devam etti ve o tarihten itibaren Kaptan-ı Derya AHMET PAŞA zamanında tersane hesabına işletilmeye başlanıldı. Sureti mahsusada DİLAVER PAŞA namında birisi gönderildi. Mumaileyh havzada yeniden teşkilat vücuda getirdi. Ve bir takım nizamnameler vazetti. Elankara kaplı kitap nam ile muhafaza edilmektedir.

1882 senesine kadar bütün istihsalatı Darphane-Tersane-Feshane gibi resmi müesseselere vermek mecburiyeti vardı. Fakat bu tarihten sonra istihsalatın %60’ı hükümete %40’ı madenciler tarafından harice satılmaya başlanıldı. Kozlu’da kömürcü kumpanyası teşekkül etti. Bu zamandan itibaren hükümet beher tondan 10 kuruş temettü almaya başladı. Bu miktar 1896’da 5 kuruşa, 1911’de yüz paraya tenzil ve 1920’den itibaren %5 alınmağa başlanıldı. 1892’de bahriye mimarı Yanko ve bilahare Pançiri ve Kartali Beyler namına Zonguldak limanının inşası imtiyazı verildi. Bu suretle Ereğli Şirketi teşekkül etti. Demir yolunu inşa etti ve miri ocakların işletilmesi imtiyazını aldı. Ereğli Şirketi 1897’de birinci lavarı 1892’de kok kömürü imalathanesini 1899’da atelyesini 1902’de Gelik ile Asma arasındaki havai hattı ve 1903’te ikinci lavarını inşa etti. Son senelerde Gelik santral ve lavarı Kozlu santralını inşa etti.

Mabeynci Ragıp Paşa Kozlu ve Kilimlide büyük imtiyazlar aldı. Hükümeti milliyemizin teessüsüne kadar havzada ecnebi ve gayri Müslim anasır pek faal bir rol oynadılar. Havzanın tarihine altınla hatta beyaz altınla ismi yazılan Büyük Gazimizin teşvikile İş Bankası havzanın tarihine yeni bir istikamet verdi ve milli sermayemiz havzanın mukadderatile alakadar olmağa başladı.

Hazine-i Hassa zamanında senevi istihsalat -2500- tondu. Tersane zamanında -4000- ve Cumhuriyet zamanında bir buçuk milyon tona baliğ olmuştur. 

1900 senesinde Kaymakamlık, 1906 senesinde Mutasarrıflık olup hükümet-i milliyemiz zamanında Valilik olmuş Amele Birliği tesis edilmiştir.

Havza hakkındaki tetkikatı fenniyeyi ilk evvela 1850 senesinde Rusya’dan gelen bir heyet yapmaya başlamışsa da Kırım Harbinin başlaması üzerine tetkikatını ikmal edememiş 1875 senesinde Alman ilmiarz ulemasından müteşekkil bir heyet tetkikatta bulunmuş, 1896 senesinde Kürcü Kumpanyasının mühendislerinden M. Dorvilli burada (kretasa) devrine ait üç tali devrin tefrikine muvaffak olmuştur.

EREĞLİ HAVZASI Karadeniz sahili boyunca garpta EREĞLİ şehrinden başlayarak, şarkta İnebolu şehrine kadar imtidat etmektedir. Muhtelif dağlarderin arızalı vadiler teşkil eden (Kilis) kütleleri ile muhat bulunmaktadır. Bu tabakat teşkilatı fahmiyenin bilcümle evsafı mümeyyizesini irade etmektedir. (Kum Şist Karbonifer yeşil ve kırmızı serpantin) havzayı üç mühim mıntakaya tefrik etmek kabildir.

EREĞLİ’den 9 kilometre mesafedeki KÖSEAĞZI’ndaki mevkiden iptidaren Filyos deresine kadar imtidat eder. Bu mıntakayı iki tali kısma taksim edebiliriz. KÖSEAĞZI mevkiinden KAHVECİ OĞLU KÖYÜNE kadar 25 ila 26 kilometre kereste tabakatı ile mestur olan birinci kısım; ikincisi de Galata Ağzı Kozlu kısmıdır. İkinci mıntaka Amasra’nın garbinde kain TARLA AĞZI mevkiinden itibaren şehrin şarkına doğru GİDİYOS ile KAPU Suyu’na kadar devam etmektedir. GİDİYOS Madenleri için şimdiye kadar imtiyaz talebi zımmında iki müracaat vaki olmuştur. Birincisi Cide imtiyazı, ikincisi Söğütözü imtiyazıdır. Üçüncü mıntaka Söğütözü’nün şarkından başlayarak garbe doğru henüz hududu taayyün etmemiş bir sahada devam eder. Bu üç tabakatın teşkil ettikleri havza-i madeniyenin mevaddı ihtirakiye itibarı ile istikbalde büyük semereler temin edecek bir serveti milliyeyi ihtiva ettiği şüphesizdir. Cinsleri en iyi Fransız ve İngiliz kömürleri ile kabili kıyas olan iş bu maden kömürleri buralarda pek mebzul bir surette bulunmaktadır.

HÜSEYİN FEHMİ BEY bu izahatından sonra, nihayetinde eski amele hayatı ile şimdiki amele hayatı arasındaki farkı anlatmış çok alkışlanan bu konferansta teşkilat heyeti muhteremesinden BOLU MEBUSU CEVAD ABBAS BEY, BOLU MEBUSU HASAN CEMİL BEY, ZONGULDAK MEBUSU HALİL BEY, VALİ BEY, memleket gençlerinden bir çok zevatla Maden Mühendis Mektebinin bütün talebesi hazır bulunmuştur.

Not: Bu konferans metninin kaynağı: HAKİMİYET-İ MİLLİYE 12 ŞUBAT 1931

 

        ********************************************************************

 

1931 TARİHLİ BİR MAKALEDE KÖMÜRÜN KEŞFİ TARİHİ: 1829

Yazar (Elektrik Mühendisi) Hasan Halet, 18 Teşrinievvel (Ekim) 1931 tarihli Vakit Gazetesinde “Türkiye Kömür Memleketidir” başlığı altında, şu ifadeleri yazar: “Bütün bu (kömür) havzaların en mühimi Ereğli Kömür Havzasıdır.. Ereğli Kömür Havzası, gerek ucuz bir surette kömür istihsaline ve gerekse deniz tariki (yolu) ile ve bugün yapılmakta olan demir yollarımız vasıtası ile memleketimizin her bir noktasına kömürün en kolay ve en ucuz surette nakline fevkalade müsait bir saha teşkil etmektedir. Ereğli Kömür Havzası, bugün Türkiye’nin bütün kömür istihsalatının yüzde seksenini vücuda getirmektedir. Ereğli Havzası, Karadeniz sahilinde İstanbul’a yalnız 135 mili bahrilik bir mesafeden başlar ve 110 mili bahri uzunluğunda imtidat eder.”

Hasan Halet “Kömür madenleri, Ereğli Kasabasından üç mili bahrilik mesafede kain Köseağzı’ndan başlar ve Amasra’nın garbında Cide noktasına kadar imtidat eder” diye yazar. Bu ifadelerden de anlaşılacağı üzere, kömürün çıkış noktası olarak Köseağzı olarak belirtilir, ama bu makalede Uzun Mehmet adı belirtilmemiştir.

Yazar Hasan Halet aynı makalesinin devamında 19 Teşrinievvel 1931 tarihli (Vakit) yazısında ise “Ereğli Kömür Havzasının İnkişafı Tarihçesi: Bu ocaklar, 1829 senesinde inkişafa (açılmaya-gelişmeye) başlamıştır. Evvel (önce) Evkaf İdaresi tarafından, bilahere (sonra) 1865 tarihinde İstanbul Tersanesi tarafından ve 1896’da Ereğli Kömür Anonim Şirketi tarafından işletilmeye başlanmıştır” diye yazmaktadır. Bu ifadelerden 1829’da kömürün keşfedildiği bilgisi, 1931’de iş bu makalede de zikredilmiştir. Yani kömürün keşfi konusunun, ilk defa 1932’de Halkevi tarafından ortaya konmadığı, yukarıdaki ifadelerden de anlaşılmaktadır.

  1. Yukarıdaki gazete yazısında yer alan “Ereğli Kömür Havzasının İnkişafı Tarihçesi: Bu ocaklar, 1829 senesinde inkişafa (açılmaya-gelişmeye) başlamıştır” ifadesi, bize Ereğli’de bir kömür ocağının ilk defa açılmasını ve bu durumun da kömürün ilk defa bulunduğu yıl arasında bir ilinti mi kurulduğunu, yani bu şekilde “1829” yılının belirlenmiş olabileceği ihtimalini düşündürmüştür. Böyle bir durumu gerçek olduğunu düşündüğümüz takdirde, “kömür 1822 ya da 1827 yılında bulunmuştu” iddiaları da değer kazanır.

 

ZONGULDAK HALKEVİ NE ZAMAN KURULDU:

Yücel Namal’ın hazırladığı bir çalışmada bu konuda şu cevaplar verilir:
“Halkevi 24 Haziran 1932’de açılmış ve dokuzşubesiyle faaliyetlerine başlamıştır. ZonguldakHalkevi gerek Zonguldak’ın tarihsel-kültürel-sosyal-ekonomik hayatında gerek Türk Devrimi’nin yaygınlaştırılıp benimsetilmesi sürecinde önemli katkılarda bulunmuştur. Zonguldak Halkevi yayın organı olan Karaelmas Dergisi de Halkevinin en önemli etkinlikleri arasında yer almıştır. Öyle ki ünlü Türk şairleri ve edebiyatçılarının şiirleri ve yazıları Karaelmas dergisinde yer bulmuştur.



24.02.2016 10:33:13

Bu yazı 2467 defa okunmuştur

Yazara ait tüm yazılar için tıklayınız

Facebook'ta Paylaş

YORUMLAR (1)
YORUM EKLE
Adınız


(1000 / )

18.03. 11:33:40
NAZAN İMER diyor ki;

ÇOK TEŞEKKÜR EDER,BAŞARILAR DİLERİM.


Şu anda 6 kişi online
Toplam ziyaret : 76.123.242

Başlangıç Tarihi Bitiş Tarihi

Fikri KAPAN { KÖŞEMDEN }
YAZIK DEĞİL Mİ MEMLEKETE!!!


Devamını oku »

22.04.2024 09:17:43 tarihinde yazıldı
244 kez okundu

SAFRA KANAL TAŞLARINDA CERRAHİ DIŞI TEDAVİ YÖNTEMİ


Devamını oku »

14.03.2024 09:54:08 tarihinde yazıldı
558 kez okundu


(ESPRİYLE) KAREDEN YANSIYAN

EMİN ELLERDE OLUNCU..!


TUĞBA ARSLAN TAMİRCİ { KALEMİMDEN }
DİDEROT ETKİSİ


Devamını oku »

28.11.2023 12:54:26 tarihinde yazıldı
1475 kez okundu

Recep ÇETİN { TARİHTEN... }
DENİZ KIZI BİZİM ''KIZIMIZ'' DEĞİL!


Devamını oku »

21.11.2023 16:02:33 tarihinde yazıldı
559 kez okundu


Bu site en iyi IE5+ tarayıcı ve 1024 x 768 çözünürlükte izlenir.
Tüm Hakları Saklıdır
© 2006 EregliHakimiyet.Com - EregliHakimiyet.Net

Tasarım & Programlama RSNet tarafından yapılmıştır

Ereğli Haberleri