(Hakimiyet Gazetesi'nin resmi internet sitesidir)

EREĞLİ VE KÖYLERİNDE YAŞANAN BAZI İNANIŞLAR

Recep ÇETİN

Yaptığımız bir araştırmada, Ereğli ve yöresinde tarihten bu yana bulunan ailelerin önemli bir çoğunluğunun, Oğuz Boylarından (Kayı-Bayat-Çepni-Yörük vb) olduğu şeklindedir. Bu konuda hazırladığımız bir kitap olan ORHAN GAZİ VE BİR FETİH’te yöremizdeki Orhan Gazi dönemi eserlerini, Osmanlı Arşiv Belgeleri üzerinden yazmıştık.

Türk tarihi; binlerce yıllık mazisi ve geçmişi olan, kültürel değerleri kuvvetli olan, gelenek görenek ve ananelerine bağlı bir milletin zengin geçmişini aktarır. Şimdi 1000 yıldan bu yana üzerinde yaşadığımız bu Anadolu toprağında yaşayan Türk milletinin, kültürel tarihinin ürünlerini ülkemizin dört bir tarafında çeşitli versiyonlarıyla yaşandığı görülecektir.

Bizler; hala az da olsa yaşandığına şahit olunan bazı kültürel unsurlarımızı tarihte de kalması ümidiyle, derleyip-toplayıp sizlere sunmayı uygun bulduk.

 

Bu yaşam inançlarına günümüzde BATIL İNANÇLAR da denilmekle beraber, unutulmasın ki bu inanışlar Türk kültür geleneğinin günümüze kadar ulaşmış inançlarıdır…

Yukarıda yazdığımız “Yaşanan Bazı İnanışlar” istenildiği takdirde çoğaltılması mümkündür…

Örneğin; merdiven altından geçilmez, gece tırnak kesilmez, küle basılmaz, süpürgeye basılmaz, birinin üstünden atlanmaz, eşiğe oturulmaz, nazar değmemesi için atlet ters giyilir, ayakkabılar ters konulmaz, gece aynaya bakılmaz, kızlar kahve içmez, gece sofra örtüsü sirkelenmez, akşam bulaşıklar yıkanmadan yatılmaz, sağ el avucu kaşınırsa para girer, ayakların altı kaşınırsa gideceği yol vardır… gibi inanışlara ilave olarak bir çok inanış toplanabilir.

KURŞUN DÖKTÜRMEK:
Korkan kişinin korkusunun giderilmesi amacıyla kurşun dökülürmüş… Kurşun dökmesi için özellikle Cumartesi gününün beklenmesi gerekirmiş… Kurşun dökülünce korkunun giderileceğine inanılırmış…

Kurşun dökülmesi esnasında, kurşun dökülen yani korkan şahıs; herhangi bir yere oturtularak başından aşağı bir örtü ile örtülür. Kurşun döken şahıs, eline aldığı bildiğimiz kurşunu ateşte eritip, diğer elinde bulunan su dolu kabın içine döker. Suya dökülen erimiş kurşundan ilginç şekiller çıkar. Ve döken şahıs şekillerden hareketle değişik yorumlar üretir. Örneğin; dökülen kurşundan meydana gelen şekil, ‘korkan kişinin korktuğu varlığı simgeler’ görüntü meydana getirirse, kişinin korkusunun gittiğine inanılırken, dökülen kurşundan meydana gelen şekilden, korkulan şeye benzemediği gibi bir görüntü meydana gelirse kişinin korkusunun gitmeyeceği yorumu yapılır.

GÖBEK DÜŞMESİ:
Kişinin, ağır bir şey kaldırdığında göbeğinin düşeceğine inanılır. Göbek düşmesinde; baş ağrısı, mide bulantısı, baş dönmesi gibi çeşitli rahatsızlıklar meydana geldiğine inanılır. Hatta göbeği düşen şahsın yattığı yerinden kalkamayacak hale gelmesine bile inanılır.
Bu durumda yani göbek düşmesiyle karşılaşılması esnasında halkın rahatsızlığının gitmesine yönelik olarak şu işlemleri yaptığına şahit olunur: Halktan bazı kişiler, göbek düşmesi ile ilgili işlemleri yapması için tercih edilir. O şahıs da; eline su dolu bir kabı alıp, kabın içine de bir iğne atar. Bazı dualarını okuyarak, su dolu kabın içindeki iğneye işaret parmağının ucuyla bastırır. Ardından elini sudan çıkarır. Sudan çıkan işaret parmağının ucuna iğnenin yapışıp suyun dışına parmakla beraber çıkması beklenir. Çünkü işaret parmağının ucuna yapışıp çıkan iğne, içinde bulunan rahatsızlığın, o kişiden çıkıp gideceğine inanılır.

Gökkuşağının doğduğu yerin kazılması:
Gökkuşağının doğduğu yerde hazine olduğuna inanılırmış. Bir de bazı yörelerde; gökkuşağının altından geçildiği takdirde o kişinin cinsiyetinin değişeceğine inanılırmış…

Sarılık hastalığının giderilmesi:
Sarılık hastalığına yakalanıldığı takdirde, o şahsa kendi idrarı içirtiliyor. O şahsa sarı renkli kıyafetler giydirilmemesi isteniyormuş.

Rüyada altın görülmesi:
Rüyada görülmesi hâlinde, o kişinin abdest alıp, olayı kimseye anlatmadan, rüyada gördüğü yeri kazdığında, hazine-altın v.b. bulunacağına inanılırmış… Bir de sure okunmadığı takdirde o kişinin çarpılacağına inanılırmış…
Gece meyyit kuşu ötmesi, horoz ötmesi, köpek uluması: Zikredilen bu hayvanların öttüğü takdirde, akabinde ki günde o mevkiden cenaze çıkacağına inanılırmış…

Rüyada gelinlikli kız görülmesi:
Rüyada gelin ya da gelinliğin görüldüğü yerden, cenaze çıkacağına inanılırmış…

Sofrada ekmek kırıntısının kalmaması:
Sofrada kalan tüm ekmek kırıntılarının yenerek kaldırıldığı ve sürekli uygulandığında, o kişinin zengin olacağına inanılırmış… Ve sofradan da temiz kaşığın kaldırılmamasına da inanılırmış…

Gece örümcek alınmaması:
Gece evde bulunan örümceklere zarar verildiği takdirde bazı olumsuz sonuçlarına inanılırmış…

Gece yıldızlarının sayılmaması:
Gece yıldız sayımının yapıldığı takdirde bazı uğursuzlukların meydana geleceğine inanılırmış…

Çocuğa nazar değmemesi için herhangi bir yerine sarımsak konulması:
Çocuğa nazar değmesinin önlemi olarak, çocuğun bazı yerlerine ve giyimlerine sarımsak konulurmuş…

Gece sofra bezinin dışarıya sirkelenmemesi:
Sirkelendiği takdirde cin v.b. yaratıkların zarar vereceğine inanılırmış…

Yağan ‘dolu’nun yere düşünce kırılmaması: Yağan ‘dolu’nun bekâr bir insan tarafından basılıp kırıldığı takdirde, yağan o dolunun dineceğine inanılırmış…

Yeni doğan bebeğe sarı tülbent örtülmesi:
Doğan bebeğe, sarı tülbent örtüldüğü takdirde, bebeğin sarılık hastalığından uzak kalacağına inanılırmış…

Kuş yuvasına dokunulmaması:
Kuş yuvasına kesinlikle dokunulmazmış. Dokunulduğu takdirde o insanın kel olacağına inanılırmış…

Kapı eşiğine oturulmaması:
Kapının eşiğine oturulduğu takdirde, cinlerin onu çarpacağına inanılırmış…

Ezan okunurken ağaca çıkılmaması:
Ağaca çıkması esnasında düşeceğine inanılırmış…

Köyde turna kuşu sürülerinin geçmesi:
Turna kuşu sürülerinin geçtiği takdirde, o mevsimin bereketli geçeceğine inanılırmış…

Aşure günü uzun boylu insana kepçeyle vurulması:
Uzun boylu insana vurulurmuş. Çünkü o kişinin boyunun daha da uzamayacağına inanılırmış…

Düğünlerde hazırlanan böreklerin bölünmemesi:
Düğünlerde hazırlanan el böreklerinin; bekâr kızların ve gelinin böldüğü takdirde, kaynanasının öleceğine inanılırmış…

Gelinin yeni evine geldiğinde önüne su dökmesi:
Gelin yeni evine geldiğinde; önüne, merdivene su döküp onu süpürür. Böylece de evine sadık olacağına ve kendisini bekleyen tüm kötülükleri bu şekilde temizlendiğine inanılırmış…

Dini merasimlerdeki yemekte
verilen sütlacın erken bozulması:
Yemekte sütlaca ilk kim kaşığı atarsa o kişinin-kızın, evleneceği gencin sarışın-beyaz olduğuna inanılırmış…

Evde bardak kırılması:
Düşen bardağın kırılması efdaldir… Kırılmadığı takdirde kendilerini başka kötülüklerin beklediklerine inanarak, o bardağı kırılması gerektiğine inanılırmış…
Ve yine o evde nazarı olan varsa, nazarın gideceğine inanılırmış.

Yeni gelinin kucağına bir kız bir erkek çocuk verilmesi:
Yeni gelinin kucağına bir erkek bir kız çocuğu verilir. Böylece o gelinin hem erkek hem kız çocuğunun olacağına inanılırmış…

Gelinin evden çıkarken elindeki çiçeği arkasına atması:
Gelin elindeki çiçeği arkasına attığında, o çiçeği tutan kişinin, kısmetinin açılacağına inanılırmış…

Nişanda, nişanlanan kızın kurdelesinin bazı parçalarının
arkadaşları tarafından yırtılması:
O parçanın yırtıldığı takdirde nasibinin açılacağına inanılırmış…

Gelinin evlendiği gün ocak başına tükürmesi:
Evlenecek kız, düğün günü evindeki ocak başına tükürüp gittiği takdirde, kendisinin kötü özelliklerinin evde kalacağına, gittiği eve kötü özelliklerinin taşınmayacağına inanılırmış…

Gelin olan kızın gelinliğini düğünden önce giymemesi:
Gelin olan kızın, düğününde giyeceği gelinliğinin, o müstakbel gelinden önce; başka arkadaşlarınca giyildiği takdirde, giyen kişinin nasibinin kapanacağına inanılırmış…

Gelin ve damada düğün günü kaymak yedirilmesi:
Düğün günü eve yeni gelen, gelin ve damada kaymak yedirildiğinde, onların kaymak gibi tatlı bir hayat yaşayacaklarına inanılırmış… O kaymağın içine bir de kayın validenin tükürdüğüne şahit olunurmuş…
Yine aynı gün; geline ve damada cam, bardak v.b. kırdırılır… Çünkü bir daha hiç kalp kırmayacağına, bütün kötülüklerin o kırılan camla giderileceğine inanılırmış…

Gece toprağa bulaşık suyu dökülmemesi:
Gece toprağa bulaşık suyu dökülmezmiş… Cin v.b. varlıkların dolaşacağına inanılıp, meleklerin de o yere gelmeyeceklerine inanılırmış…

Mezar başlıklarında yer alan yazıların okunmaması:
Okunduğu takdirde, unutkanlığa yol açacağına inanılırmış…

Ayakkabı, terlik v.b. giyimlerle sofraya oturulmaması:
Oturulduğu takdirde, karnının doymayacağına inanılırmış…

Ameliyattan önce yatağın altına demir bir şeyler konulması:
Ameliyattan önce yatağın altına demir, bıçak, metal v.b. şeyler konulurmuş. Böylece hastanın acısının azalacağına inanılırmış…

Boş beşiğin sallanmaması:
Boş beşiğin sallandırıldığı takdirde; o beşiğe yatırılacak çocuğun karnının ağrıyacağına inanılırmış…

Gelin ayakkabısının altına bekâr kızların isimlerinin yazılması:
Evlenen kızın ayakkabısının altına yazılan isimlerden önce hangisi silinirse o kızın nasibinin açılacağına inanılırmış…

Gece sakız çiğnenmemesi:
Ölü eti çiğnenmiş anlamında kabul edilirmiş. Bir de ölen kardeşinin etinin çiğnenmiş olması anlamında kabul edilirmiş…

Gece evden acı çıkması:
Gece evden acı yiyecekler çıktığı takdirde o evde acı şeylerin yaşanacağına inanılırmış… Acı verildiğinde geri tatlı bir şeylerin alınması gerektiğine inanılırmış…

Mezarlığa parmak uzatılması:
Uzatıldığı takdirde, uzatan kişinin mezardaki kişi tarafından mezara çekileceğine inanılırmış… Mezara basıldığı takdirde de aynı şeylerin gerçekleşeceğine inanılırmış…

Gece ıslık çalınmaması:
Çalındığı takdirde şeytanların gelmeleri için davetiye çıkarıldığına inanılırmış…

KAYNAK: BAŞVİRAN’DAN CUMA’YA ORMANLI-RECEP ÇETİN



25.08.2015 12:18:47

Bu yazı 2499 defa okunmuştur

Yazara ait tüm yazılar için tıklayınız

Facebook'ta Paylaş

YORUMLAR (1)
YORUM EKLE
Adınız


(1000 / )

12.03. 16:14:19
Gerçekçi diyor ki;

Yazınız için teşekkür ederim. Evet eskiden burada belirtilen pek çoğu şamanizm kaynaklı batıl inançlar tarihe karıştı. Bu inançların dışında nazar değmesi ve cin çarpması gerçektir.


Şu anda 14 kişi online
Toplam ziyaret : 76.025.450

Başlangıç Tarihi Bitiş Tarihi

Fikri KAPAN { KÖŞEMDEN }
SEÇİMİ KİM KAZANIR?


Devamını oku »

21.03.2024 16:52:50 tarihinde yazıldı
807 kez okundu

SAFRA KANAL TAŞLARINDA CERRAHİ DIŞI TEDAVİ YÖNTEMİ


Devamını oku »

14.03.2024 09:54:08 tarihinde yazıldı
416 kez okundu


(ESPRİYLE) KAREDEN YANSIYAN

ÇABALARINI GÖRÜYORUM


TUĞBA ARSLAN TAMİRCİ { KALEMİMDEN }
DİDEROT ETKİSİ


Devamını oku »

28.11.2023 12:54:26 tarihinde yazıldı
1436 kez okundu

Recep ÇETİN { TARİHTEN... }
DENİZ KIZI BİZİM ''KIZIMIZ'' DEĞİL!


Devamını oku »

21.11.2023 16:02:33 tarihinde yazıldı
556 kez okundu


Bu site en iyi IE5+ tarayıcı ve 1024 x 768 çözünürlükte izlenir.
Tüm Hakları Saklıdır
© 2006 EregliHakimiyet.Com - EregliHakimiyet.Net

Tasarım & Programlama RSNet tarafından yapılmıştır

Ereğli Haberleri