(Hakimiyet Gazetesi'nin resmi internet sitesidir)

EREĞLİ’NİN AHVÂL-İ TÂRİHİYESİ

Recep ÇETİN

Târihinin edvâr-ı ma’lûmesi içinde Anadolunun Karadeniz sâhilinden ilk evvel Plajlar geçmişlerdir. Vatanlarından tard edilip garba doğru atılan bu mecmû’alar tedrîcî bir seyr ü hareket içinde sâhilin muhtelif yerlerinde köyler ve şehirler te’sîs etdiler. Bu te’sîsâtın en mühimmi, hâle-î esâtîr arasında hayretle temâşâ edilen Truva şehridir. Fakat Plajlar, Marmara Havzası’na gelmezden evvel Karadenizin cenûb sâhillerinde uzun müddet tevakkuf ettiler. Bu sâhil güzergâh-ı akvâm olan Anadolunun yayla tarîk-î kebîrînden yüksek dağlarla ayrıldığı içün ta’arruzâtdan uzak idi.
Binâen aleyh, sâhilin oldukça âsûde havzasında meşhûr olan hayât-ı şâ’irânelerine devâm etdiler. Bu seyr ü tevakkuf esnâsında Ereğli sâhillerinin Plajları cezb ve tesbît etmiş olması pek ziyâde muhtemeldir. Çünkü burası da birçok cihetlerden vatan-ı aslîleri olan Kolkida’yı andırıyordu. Kolkida, Kafkas ve Ararat şu’abâtı arasında üç tarafdan menâtık-ı sâ’ireye kapalı ve yalnız garbından denize açılmışdır. Ereğli’ye de vaz’iyyet-i tabî’yyesiyle Kolkida’nın küçük nümûnesi denilebilir. Sâhil, İnebolu’dan i’tibâren cenûb-ı şarkîye dönerek cebhesini Ereğli’de tamâmıyla garba çevirir.
Şark ve cenûb cihetleri dağlarla kapalıdır. Mu’tedil olan iklîmi, Kolkida’nın her nevi meyvesini yetişdirir. Arâzi münbit ve mahfûzdur. Münbit-i arâzî, i’tidâl-i hava, meyve, deniz, Plajların Kolkida hayât-ı ma’îşetinin bir îzâhıdır. Plajlar, her hâlde burada bir vakfe-i iskân vücûda getirmeden geçmemişlerdir. Zâten Ereğli, Kolkida’ya Altın Yapayığı bulmak içün yapılan Argonot Seferi’nin kumandanlarından Heracles nâmına izâfe edilmiştir.
Şu hâlde Ereğli’nin ilk nüve-i te’sîsini, târîh, ma’lûmâtın henüz başlangıcında iken plajlar atmış olsalar gerekdir. Rodoslu Apolonius’a göre miladdan 1286 sene evvel Ereğli’nin sâkinleri olan Mariandynoiler, Bithynialıların tazyîkinden esâtîr kahramânı olan Heracles’in mu’âvenetiyle tahlis edildiklerindewn kasabayı nişâne-i şükrân olmak üzere Heracleia tesmiye etmişlerdir.
Amasyalı Strabon, Ereğli’nin bânîlerinin Yunanistan’dan gelen Milisler ve müverrih Kasatufon ise mü’essislerin kezâ Yunanistan’dan hicret eden Megaralılar olduğunu söylüyor. Her hâlde bu hareket Adalar Denizi Havzası’nda mürûr-ı zamân ile başka bir ırk teşkil edecek kadar değişen Plaj ahfâdının Kolkida tarîk-ı an’anesi üzerinde bir avdet hareketidir.
Ereğli’ye yerleşen Megaralılar (558-140), mevki’in müsâ’id şerâ’it-i ticâriyyesinden istifâde ederek kesb-i servet etdiler. Zirâ’ata verilen ehemmiyet sâyesinde her nevi mahsûlât ve bi’l hâssa kesretle bağ yetişdirildi. Fazla olarak Karadeniz’in nakliyat-ı ticâriyesini de elde etdiler. Bizans’ın tuz nakliyâtını bunlar te’min etmişlerdi. Sonraları da fa’âliyet-i ticâriyyelerini tevsî’ etmek emel ve hırsıyla karşı sâhillere de ta’aruz etmişlerse de püskürüldüler. Bu âdem-i muvaffakiyyetden nevmîd olunca cîvârlarındaki kasabaları işgâle teşebbüs ettiler. O sırada hudûdu Ereğli’ye kadar tevessü’etmiş olan İran Hükümeti dâhilen kesb-î za’f etmiş idi. Ereğlililer bu za’afiyyettden bi’l-istifade, İran Hükümeti’ne merbût olan ve civârlarında bulunan Sani (Amastra), Teion (Filyos’da harâbesi görülür), Diospolis (Akçaşehir), Hypia (Düzce) şehirleriyle Bithynium (Bolu), Crateia (Gerede) cihetlerini işgâl etmek içün uğraşmışlardır. Miladdan 402 sene mukaddem İran’dan avdet eden on binlerin Karadeniz Sâhiline vusûlü, Ereğlilileri düçâr-ı telâş etmişdi.
Bunların Ereğli sevâhiline takarrüb ve istilâ etmelerinden endîşe etdikleri içün kendilerini gemilerine meccânen Bizans’a kadar götürmeyi ta’ahhüd etdikten başka yüz elli bin okka arpa unu, on dört bin okka şarap ve birçok sığır ve koyun hediye etdiler.
Bu teklîfin kabûlünde ihtilâf zuhûr etmekle on binler ikiye ayrıldı. Bir kısmı karadan avdet etdi. Diğer kısmını Ereğlililer gemilerine nakl etdiler. Bu hâdise ber-taraf olduktan sonra Ereğlililer komşuları olan Bithynialıların memleketlerini işgâl etmek istemişlerse de o sırada kâmilen zenginler eline geçen arâzî-i umumiyye ve husûsiyyeyi istirdâd etmek, müteneffizâne karşı hukûk-ı ahâlîyi te’min eylemek maksadıyla bir ihtilal zuhûr eylediğinden teşebbüsât-ı hâriciyyeden vaz geçildi. İhtilâfât-ı milliyeyi hal etmek üzere da’vet edilen Klearchos vaz’iyyetden bi’l-istifâde, avâm halka istinâd ederek Ereğli’de altmış sene kadar devâm eden idâre-i mutlakayı te’sis etdi. Klearchos zaman-ı hükûmetinde dâ’ima muhârebeden ictinâb ile ahvâl-i dâhiliyyeti ıslâh içün uğraşmışdır. Tarz-ı idâresi aristokrat sınıfının aleyhinde olfuğundan bir kıyâm vukû’bulmuş ve Filozof Pontikus tarafından öldürülmüştür. Pontikus zamânında Bithynia muhârebeleri başladı. Bu muhârebelerin esbâbı, Bithynia’nın mahsüldar arâzisini işgâl etmek ve bunların vucûdundan hissedilen tehlikeyi ber-taraf etmek imiş.
Bu muhârebeler fâsıllarla uzun müddet devâm etdi. Hypia (Düzce) ve civâr karyeleri istîla eden Dionysos, Bithynia’nın merkez-i idâresi olan Astakos şehrini (İzmit Körfezi’nde) muhâsara etmişse de muvaffak olamayarak avdet etdi. On sene sonra tekrâr başlayan muhârebede, Klikya’da İskender-i Kebir’in dayısı Kyran ile akd olunan ittifâk sâyesinde Bithynia pâyitahtı zabt olunmuş ise de uzun müddet devâm eden mu’annid bir çete muhârebesiyle hasmını hırpalayan Bithynia Kralı, düşmanlarını tard ile kahramanca bir suretde memleketini kurtarmışdır.
Daha sonra İskender-i Kebir’in serdarlığından Lysimachus tarafından gönderilen mu’âvenet sayesinde Ereğlililer yine Astakos şehrini zabt edib tahrîb eylediler. Fakat bu muvaffakiyyet de esâslı olmadı. İskender’in vefâtıyla generalleri arasına düşen ihtilâfâtdan, kuvvetleri kesb-i za’f eden Ereğlililer, aldıkları ba’zı arâzî yedlerine kalmak şartıyla Bithynialılarla akd-i sulh ilan ettiler. Bunun üzerine Bthynia velî-ahdı Zipotes, oğlu Nicomedes’in ismine izafetle harab olan payitaht yerine İzmit Körfezinde Nicomedia (İzmit) şehrini inşa etdi. Dionysos’un vefâtından sonra zevcesi Amatris, Trakya Hükümdarı Lysimachus’la tezevvüc etmiş idi. Fakat Lysimachus’un kendi üzerine diğer bir kadın daha almasından münfa’il olmağla zevcini bırakıp Ereğli’ye gelmiş ve Ereğli’ye tâbi’ bulununan Kytron, Kromna, Teisos ve Sesamos şehirlerini ayrı bir idâre olarak teşkîl ile Sesamos şehrini pâyitaht ittihâz ederek kendi ismine izâfetle Amastri (Amasra) tesmiye eylemişlerdir. Birkaç sene sonra oğulları tarafından ihânet olunarak denizde boğuldu. Lysimachus da zevcesi Amastris’in intikâmını almak içün Ereğli’ye geldi.
Onu, oğullarını vâlide kâtili i’lân ile i’dâm etdi. Ereğlililer bu sırada za’iflemiş olduklarından Kalkedonîlerle (Kadıköy) ittifâk etdiler. Bithynia Kralı Nicomedes’in vefâtında, yerine oğlu Prusias geçdi. Prusias ile birâderi Ziaelas’ın tâc-ı kralî içün vukû’ bulan ihtilâflarında Ereğlililer, Prusias tarafını iltizâm etmişlerdi. Bunun üzerine Ziaelas müttefikleri olan Galatialıları 711’de Araplar, Ereğli civârına kadar geldilerse de akd olunan musâlaha üzerine avdet etdiler.
Araplar 811’de Alaplı civarlarına ve 900’de Ereğli önüne vasıl oldular. Fakat Halife-i Abbas ile Bizans İmparatoru arasında tekrâr bir sulh akd edildiğinden üçüncü def’a olarak istîla etdikleri yerleri terk etdiler.

1070 târihinde Anadolunun bütün aksâmıyla birlikde Ereğli civârları da Selçukîlerin yed-i istilasına geçdi. Fakat Selçukîler, Ereğli’ye vaz’-ı hakimiyyet etmeden o civarı tahliye etdiler.
1200 senesinde Salib Ordularının Bizans istîlaları esnâsında Ereğli, Trabzon’da Alexi Kommenos tarafınfan te’sîs edilen küçük sâhili kükümete tâbi kaldı. 1212’de İznik’de icrâ-yı hükûmet eden Theodoros Laskaris’in 1337’ye kadar Salibiyyûn’un tardıyla tekrâr te’essüs, Bizanslıların taht-ı tâbi’iyyetine geçdi. Yine o sene Ereğli’yi Selçuk Hükümdarı Gâzî Çelebi zapt etmiş ise de bu da çok devam etmeyerek 1350’ye doğru Kastamonu ile beraber İsfendiyâroğullarının idâresine geçdi. Bundan sonra Osmânlı İdaresi Başlıyor.
EREĞLİ’DE OSMANLI İDARESİ:
Sultan Osman Han Hazretlerinin evâhîr-i saltanatlarında ve 725 târîh-i hicrîsinde, Konur Alp’in taht-ı kumandasında sevk edilen kuvve-i askeriyye Bolu ve Mudurnu’nun fethiyle uğraşdığı sırada, Sultân müşârün ileyhin irtihâli vukû’ bulmuş ve taht-ı âlî-i baht-ı Osmaniyye cülûs eden büyük mahdûmu Sultân Orhan Gâzî Hazretlerinin zaman-ı saltanatlarında havâlî-i mezbûrenin itmâm-ı feth-i müyesser olmuş ve gerçi o sırada Ereğli’nin fethine da’ir sârahat-î kât’iyyeye tesâdüf edilmemiş ise de Ereğli’nin Bolu’ya pek yakın bulunması ve Ereğli kasabasında bulunan atîk cevâmi’-i şerîfeden birinin Sultân Orhan ve diğerinin dahi Sultân müşârün ileyhin mahdûm-ı mükerremleri Şehzâde Sultân Süleyman nâmıyla tevsim edilerek cevâmî’-i şerîfe-yi mezkûreye ba’zı arâzinin Sultan müşârün ileyh zamânında vakf edildiğinin mukayyed bulunması ve Ereğli ile Bolu arasında el-yevm ba’zı mahallelerde âsâr-ı mevcûd-ı tarîkın Orhaniye nâmıyla yâd edilmesi ve Ereğli’ye bir sa’at mesâfede Gülünç Irmağı üzerinde otuzbeş sene mukaddem mevcûdiyyeti ma’lûm bulunan cesîm Sultân Orhan öprüsü’nün ta’mir ve termîmi içün Sultân müşârün ileyh tarafından bir hayli arâzînin vakf edilmiş olduğunun Defter-i Hakanî İdaresi’nce kayden sübûtu, Ereğli’nin 726[M.1325/26] târîh-i hicrisinde feth ve teshîr edildiğini göstermektedir.

Fetihden sonra muhtelif usûl-i idâreye tâbi’ tutulmuş 1215 senesine kardar a’yânlık ve o târîhlerde Vîrânşehir tesmiye edilen Zağferanbolu müsellimliğiyle birleşdirilerek Ereğli Kasabası müsellimlik merkez-i idaresi olmuş ve Bartın ve Devrek Havalisi Ereğli’ye iltihak edilmiştir. 1231 târîhlerinde Ereğli Limanında kalyon ta’bir edilen sefa’in-i harbiyyeden yelken sefîneleri inşâsına başlanmış ve ondan sonra Ereğli müsellimliğine ta’yin olunan zevâta Kalyon İnşâ’âtı Nezâreti unvânı dahi ilâve edilmiştir.
1255 [1839] târihinde Tanzimat-ı Hayriyye’nin neşir ve i’lân edildiği esnâdâ müsellimlik unvânı, muhassıllığa tebdîl ve Zağferanbolu ve Bartın havâlîsinin de Ereğli’den irtibâtı tahvîl edilmiştir.
1257 [1841/42]’den itibaren Ereğli’de Müteşekkil tersâne ve kalyon inşa’âtından sarf-ı nazar edilmiş. Ereğli ma’denlerinin keşfinden sonra idâre-i hükûmetle ma’den müdîrliği birleşdirilerek müdîrlik ve 1221 târîhinde Sancak Kâim-makâmlığı unvânını almış, ikinci def’a olarak Ereğli’ye Bartın kazâsıyla Hamidiye, şimdiki Devrek havâlîsi ilhâk edilmiştir.
1285 [1867] târîhinde Teşkîl-i Vilâyât esnâsında Ereğli Kâ’im-makâmlığı’na tahvîl ve Hamîdiye, Devrek de nâhiye teşkil edilerek Ereğli’ye olan irtibâtı fekk olunmuşdur.
Kasabanın dâhil ve hâricinde herhangi bir noktada icrâ-yı hafriyât edilse mebânî-i atîka âsarına, mahkûk ve menkûş resimli mermerlere tesâdüf edilir ve kasabanın kıdem ve ehemmiyetine delâlet eyler.
Ereğli’in devr-i kadîmine â’id pek çok eserler bulunur. Ezcümle mermerden üzeri kabartmalı resimler ile menkûş mezâr taşı, bağların ve mebzûliyyet-i ilâhesi olan Dionysos’a â’id gâyet musanna’ kabartma resimli sütûn başlıkları ve o devire â’id Kebe Kilise nâm mahalde Artemis Ma’bedi’nin âsârı görülmekdedir.
Bütün mezâr taşı ve heykel ve Heraclia Yazıtı veya vaktin kralının tasvîrini hâvî mahkûk sikkeler bulunduğu gibi Baba Burunu’nda ve surlar hâricinde ve sâhilden on dakika içeride bir kayanın dibinde güneş mâ’bûdu Apollo’nun meşhûr kehânetgahı da vardır; bu bir mağaradan ibarettir.
Ereğli’nin eski sekenesince cehennemin bir kapısı add olunurdu. Devr-i mezkûrda birçok büyük kimseler buraya mürâca’atla istikbâlleri hakkında ma’lûmat alırlar idi. Bunun içün de üç gece bu mağarada zulmet içinde gök gürlemek gibi korkunç hâllerden ictinâb etmemek şartıyla beklemek lâzımdı. Bunlara tahammül etdiği halde üçüncü gece sabaha kârşı kendisine cevâb verilirdi. Buraya mürâca’at eden eşhâs miyânında, vatandaşları tarafından hâ’in-i vatan olarak mahkûm edilen ve mâ’bede kapatılarak öldürülen eski Ispartalı Pausanias vardır. Bu zât, Bizans’da bulunduğu zaman öldürdüğü bir kızdan dolayı Ereğli kâhininin fikrini almışdır.
Kesetofon bu mağaranın derinliğini 60 metre gösterdiği halde bugün ancak otuz arşın gelmektedir. Mağaranın içerisinde 3-4 metre genişliğinde ve en derin mahalli bir metre olmak üzere bir göl vardır. Bu da kayaların sızıntılarından hâsıl olur. Mağaranın uzunluğu 27 metre ve arzı 15 metredir. Bu mağaranın kapısı yaprak ve dallar arasında gâ’ib bulunduğu halde seksen sene mukaddem, Seyyâh Bore tarafından keşf olunmuşdur. (Cehennemağzı Mağaralarını, 1838’de Aduard Bore adlı bir gezgin keşfetmiştir.)
Ereğli’nin Bizans zâmanına â’id âsârından (eserlerinden) olarak, kadîm Ereğli’nin mürûr-ı zâmanla harâb olan surların izleri üzerine 1261 ba’de’l-mîlâd (M.S), Andronikos İmparator tarafından inşâ etdirilmiş iki sıra sûrun bakâyâsı bulunduğu gibi kasabanın mebnî bulunduğu tepe üzerinde, kadîm Akropol üzerine Bizans zamânında inşâ edilen kale bakâyâsı vardır ki bu, ateş vâsıtasıyla yapılan bir mûhabere merkezi imiş.
Yine Bizans zamânında â’id üç kiliseden biri çarşıda, diğeri Ayasofya Câmi’i, üçüncü dahi harâbesi mevc ûd Kebe Kilise’dir.
Bunlardan başka ilk Hıristiyanlara â’id yer altı kiliseleri (katakomp) mevcûddur. Bunlar da Penaya denilen mahalde ve iki maazadan ibâretdir ve bunlardan başka öteye beriye atılmış sütûnlar ve sütûn başları ve muhtelif zamâna â’id sikkeler ve mezâr taşları bulunur.
Kâdim Ereğli’de bir hayli filozof yetişmişdir. Bunların en ileri geleni, bâlâda arz olunduğu üzere Eflatun ve Arissto mektebinden me’zûn ve birkaç te’lîfâtı mevcûd olan Heraclitus Ponicus’dur. Beşinci asırda yetişmiş coğrafiyyûndan Marcianus da Ereğlilidir.
Not: Katakomp; ilk Hıristiyanların kayaları oyarak veya yer altını kazarak uzun dehlizler biçiminde yaptıkları, ölülerini gömdükleri veya tapınak olarak kullandıkları mezarlıklara denir.
[EREĞLİ’NİN ] AHVÂL-İ İKTİSÂDİYE[Sİ]
Ereğli’nin başlıca menâbi’-i serveti, ma’denler ve ormanlar ile gemicilik ve ticâret-i âdiyyedir.
Gerçi kazâ dağlık olmak ve vâsî’ arâzîye mâlik bulunmamak i’tîbârıyla bir zirâ’at memleketi değil ise de sanâyî’ ve ticâretin tekessür ve tevessü’ edememesinden nâşî, vâdilerde ve sırtlarda mevcûd zirâ’ata kâbiliyyetli arâzî güşâd edilerek, latîf iklîminin mu’âvenetiyle ihtiyâcâtını te’mîne medâr olacak hubûbâtını yetişdirmekde ve bi’l-hâssa sebzevât, ihtiyâcından fazla hâsıl olmakdadır. Sun’î ve tabî’î çayırları olmaması ve yayla ve vâsi’ mer’âlarının bulunmaması cihetiyle mevâşî mütekessir değildir. Ancak ihtiyâcât-ı mahalliyyeyi te’mîn edecek derecededir. Zirâ’at ve usûl, idâre-i mevâşîde hâl-i ibtidâ’îdedir. Bu mıntıkanın sebzecilik ile meyveciliğe pek ziyâde isti’dâdı var ve iklîm de onlara müsâ’id ise de cehâlet, tezyîd-i sa’y ve servet etdirememiş, binâen aleyh İstanbul gibi bir mahrec-i bülendi varken bu gün vâsi’ bağlar ve fındıklılılar ve vişne sâ’ire meyve bağçeleri yerine birkaç senede bir zer’ edilir, gayr-i muntazam tarlalarla çalılıklar görülmekde bulunmuşdur.
Evvelleri, kat’iyyât-ı keyfiye ve tahrîbat-ı mütevâlîye ma’rûz bırakılmış ve kazâya bir îrâd-ı mühim getirmekde olan Ereğli ormanları 10.800 hektarı koru hâlinde olmak üzere 26.400 hektar vüs’atindedir. Ve eşcârı ecnâs nisbeti de şu:
Çam Köknar Kayın ve Gürgen Meşe Sâ’ire
%5 %5 %45 %25 %20
Cetvelde gösterildiği vechiledir.
Gerçi o kat’iyyât ve tahrîbatla 15.600 hektarı baltalık hâline gelmiş ise de muntazam ve fennî bir usûl-i idâre ta’kîb edildiği hâlde, şimdiki fevâ’idinin kırk, elli misli te’min eylemesi mümkündür. Buraları içün te’essüs edecek usûl, Ereğli’nin menâbi’-i azîme-i servetinden olan kömür ma’deni de Çamlı, Kireçli, Kandilli ile Alaca ve Çavuş ağızlarından müte’addid ocaklar ma’rifiyetiyle i’mâl ve ihrâç edilmekde ve Ma’lûmat-ı Umûmiyye-i Livânın tafsîli sırasında ve fasl-ı mahsûsunda tezâkür kılındığı vechile, Çamlı kömürlerinin Kardif kömürlerine mu’âdil olması ve elli, altmış bin ton râddesindeki her ocak ihrâcatın tezâyüde kâbiliyyeti bulunması ve diğer ocaklar kömürlerinin de emsâlîne iktisâb-ı rüchâniyyet etmesi, harekât-ı iktisâdiyyenin en mühimini teşkîl etmektedir.
Ahâlînin ekseri, bu ocaklarda işler ve kayık ve gemiler ile kömür nakl eylerler. Bu yüzden de her ay memlekete yirmi bin lirayı mütecâvîz para girer. Gerçi bizden amele hayât ve i’mâli, memâlik-i sâ’ire-i mütemeddineye nazaran tanzim ve tensik kılınamamış ve adem-i intizâm yüzünden amele-i merkûme sıhhat-i umûmiyyesi içün bu ocaklar mehâlik-i azîmeyi ve mü’eddide bulunmuş ise de âtiyen bu cîhet-i mühimmenin de tetkik ve te’emmül edilerek, hem amelenin te’mîn-i menâfi’ine hem de muhâfaza-i sıhhat ve tekemmülüne ulaşılacağına şübhe yokdur.
Ereğli’de evvelleri mavna inşâsı san’atı pek müte’ammin ve meşhûr imiş ve bu da Alaplı ve Ereğli iskelelerinde icrâ ediliyormuş. Gerçi şimdi de bu iki iskelede gemiler yapılmakda ise de kazâ ormanları ahvâlinin zikri sırasında yazılmış olduğu üzere mavnalar içün matlûb olan kerestenin tahrîbât-ı keyfiye ve mütevâliyye yüzünden iktisâb-ı nedret etmesi, i’mâlât–ı mürûdenin mahdûdiyyetini, şöhret-i Kadîmenin ve bir servet-i mühimmenin noksaniyyetini mûcib olmuştur.
Ormanların temennî vechile, hâl-i intizâma ircâ’ına bundan sonra edilecek gayret, bu bu yüzdende Ereğli içün fevâ’id-i azîme te’mînine sebeb olmağla berâber Ereğli ve Alaplı’nın fıtraten gemici yaradılan ahâlîsinin te’mîn-i refâh ve füyûzatı bulunur.
Ereğli ile Dersa’âdet, Zonguldak, Bartın ve Cide arasında muntazaman vapurlar işlemekte ve dahilen bir şose ile Devrek’e merbût bulunmaktadır. Binâen aleyh, limanın terakkiyât-ı fenniyye ile mütenâsib bir sûretde inşâ ve tevsî’i ve Bolu’ya temdîdi , mutasevver şimendiferin oraya iltisâkı hâlinde Bolu ve tevâbi’i içün edeceği hidemât-ı ticâriyye ile umûr-ı askeriyyede te’mîn eyleyeceği muhassenât, pek büyük olacak ve o vakit de Ereğli bir bender-i ticâret ve nakliyyât olarak tevlîd-i servet eyleyecektir.
Kaynak: 1334-Bolu Salnamesi-Bolu Belediyesi-Hamdi Birgören

 



24.03.2015 10:05:09

Bu yazı 1920 defa okunmuştur

Yazara ait tüm yazılar için tıklayınız

Facebook'ta Paylaş

YORUMLAR (1)
YORUM EKLE
Adınız


(1000 / )

25.03. 20:43:15
yüksel başkan diyor ki;

teşekkürler hocam ciddi bir calışma elinize saglık ama devamını bekliyoruz


Şu anda 13 kişi online
Toplam ziyaret : 76.115.117

Başlangıç Tarihi Bitiş Tarihi

Fikri KAPAN { KÖŞEMDEN }
YAZIK DEĞİL Mİ MEMLEKETE!!!


Devamını oku »

22.04.2024 09:17:43 tarihinde yazıldı
237 kez okundu

SAFRA KANAL TAŞLARINDA CERRAHİ DIŞI TEDAVİ YÖNTEMİ


Devamını oku »

14.03.2024 09:54:08 tarihinde yazıldı
555 kez okundu


(ESPRİYLE) KAREDEN YANSIYAN

EMİN ELLERDE OLUNCU..!


TUĞBA ARSLAN TAMİRCİ { KALEMİMDEN }
DİDEROT ETKİSİ


Devamını oku »

28.11.2023 12:54:26 tarihinde yazıldı
1474 kez okundu

Recep ÇETİN { TARİHTEN... }
DENİZ KIZI BİZİM ''KIZIMIZ'' DEĞİL!


Devamını oku »

21.11.2023 16:02:33 tarihinde yazıldı
559 kez okundu


Bu site en iyi IE5+ tarayıcı ve 1024 x 768 çözünürlükte izlenir.
Tüm Hakları Saklıdır
© 2006 EregliHakimiyet.Com - EregliHakimiyet.Net

Tasarım & Programlama RSNet tarafından yapılmıştır

Ereğli Haberleri