• Ana Sayfa
• Politika
• Ekonomi
• Eğitim
• Asayiş
• Yaşam/Sağlık
• Spor
• Magazin
• Hakkımızda

- “Şehit madenci çocukları için istediğimiz hakların verilmesi gerekiyor”

- “Dünyada ülkelerinde yer altı madenciliği kar eden kurumlar değildir, Devletler sübvanse eder.”

- “TTK’nın verilecek bir çakıl taşı dahi kalmamıştır.”

- “Son dönemlerde yaşanan pahalılık ve fiyat artışları, alınan hakların da erimesine neden oldu.”

- “Armutçuk’da iş güvenliği açısından, çalışma şartlarının iyileştirilmesi bakımından en önemli konumuz Armutçuk’da 2. kuyu olmalı.”

- “Genel Başkan kalıcı olmadığı sürece sorunlarımızı çözme şansımız yok.”

- “Türk Metal Sendikası’nı gerçekten tebrik ediyorum. Onlardaki teşkilat ahlakını, disiplinini, yapısını kendimize ‘idol’ olarak alıyoruz.”

- “Böyle bir ayrım yapılmamalı ancak, biraz da biz; Ereğli ve Alaplı olarak kendimize, siyasilerimize bakmalıyız.”

KDZ/EREĞLİ

Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS) Genel Başkan Yardımcısı İsa Mutlu, GMİS Genel Başkanı Hakan Yeşil’in, “madencinin arzu ettiği genel başkan profiline” çok uygun olduğunu ve uzun yıllar değişmemesi için çaba göstereceklerini söyledi.

Mutlu, 91.7 frekansından yayın yapan Ereğli FM’de konuk olduğu “Fikri Kapan’la Burada Konuşalım” programında, GMİS7in genel yapısından bahsetti, madencinin ve Türkiye Taş Kömürü Kurumu’ndaki çalışma koşulları ile yapılması gereken yatırımları anlattı.

“ONLAR ‘ŞEHİT’LER ÇÜNKÜ?

GMİS’in yapısını, madencinin genel durum ve sorunlarını anlatan Mutlu, madencinin ise gerek çalışma koşulları; gerekse bulunduğu konum itibarıyla iş kazası sonucu yaşamını yitirdiğinde “Maden Şehidi” olarak anıldığını, bunun da Zonguldak Bölgesine özel olduğunu belirterek, “Maden şehitlerimizin aileleri ve çocukları da bize emanettir. Şehit madenci çocukları için istediğimiz hakların verilmesi gerekiyor” dedi.

ÜRETİM ARTARSA DEVLET DESTEĞİ AZALIR

Mutlu, TTK’daki çalışan sayısından ve üretiminden de örnekler verirken, “Dünyada ülkelerinde yer altı madenciliği kar eden kurumlar değildir, Devletler sübvanse eder. Ancak, bugün TTK’da çalışan sayısının yetersizliğinden üretim de düşüyor. Eğer üretimi artırabilirsek, devlet desteği de azalacaktır. Bunun için de ihtiyaç duyulan 14 bin norm kadroya ulaşılması gerekiyor” şeklinde konuştu.

CUMHURBAŞKANI SÖZ VERMİŞTİ!

Bölgede özel yada rödovansla kömür işletmeleri alan şirketlerin bölgeye hiçbir yatırım yapmadıklarını, HEMA’nın ise bu anlamda Alacaağzı’nda hiç hazırlık yapmadığını ancak Devlet’e de kira ödemediğini hatırlatan Mutlu, şunları kaydetti:

“Şimdiki Cumhurbaşkanımız, HEMA’nın işletmesini aldığı Kandilli’deki alacağzı Kömür İşletmesinin açılışına geldiğinde, bölgede 5 milyon ton TTK, 5 milyon ton da özel olmak üzere 10 milyon ton üretim yapacağız. Yıllar içerisinde ise hem TTK’da hem de özel sektörde istihdamı artırarak bu bölgeyi uçuracağız’ demişti. Fakat aradan geçen 16-17 yılda maalesef hem TTK küçüldü, hem de özel sektör yok oldu. Baktığımızda Zonguldak’taki özel sektör kuruluşlarından hiç biri bir ton dahi kömür çıkarmamış, sadece küçük aile şirketleri kısmen üretime devam ediyorlar. TTK da şu anda 700 bin ton civarında üretim yapıyor. Bizin anlayamadığımız şey; Zonguldak’taki siyasiler ve kanaat önderlerinin ‘TTK’nın özelleştirilmesinden yana tavır sergilemeleridir. Zaten TTK’nın yüzde 52’si özelleştirilmiş, Hiç olmazsa geride kalan yüzde 48’i korumak için mücadele edelim. TTK bugün, ülkenin kömür üretiminde sigortasıdır. TTK olmadan özel sektör bölgede üretim yapamaz, yapamadığını da görüyoruz.

HEMA BİR GRAM KÖMÜR ÇIKARMADI!

Devlete bir ödeme yapmayan HEMA he acıdır ki teminatını da geri aldı, gitti. Aynı HEMA Amasra’da da yatırımlarını tamamladı fakat üretim yapmıyor. Çünkü firma sahibi, “Ben burada kömürcü Mehmet hattat olmaya gelmedim. Ben buraya Termik Santral açmaya geldim. Termik santral açmazsam buradan bir gram dahi kömür çıkarmam’ dedi ve dediğini de yapıyor. Aradan 17 yıl geçmesine rağmen halen daha Amasra’dan bir kilogram dahi kömür çıkmamıştır. Çalışan sayısı da havalandırma ve güvenliğini sağlayan 100 kişiye düşmüştür. Milleti, Devleti kandırarak 17 yılımız gitti. Eğer TTK eliyle alım olsa ve üretim yapılmış olsaydı, hem Alacağzı, hem de Amasra’da, binlerce kişi ekmek yiyecekti, milyon tonlarca rezerv de yer üstüne çıkmış olacaktı. Şu anda milyar dolarlar dışarıya vermek yerine kendi ülkemiz insanına istihdam sağlamış olacaktık. Devleti ve bizi yönetenler biraz daha dikkatli olmak zorundalar. Aynı şekilde Bereket Enerji’ye Zonguldak’taki en büyük kömür sahasını verdiler. Aradan yıllar geçti hala bir kazma dahi vurulmadı. Özel sektörün çalışmasına karşı değiliz, yeter ki üretim yapsın, istihdam sağlasın, biz yanlarındayız.

ERMADEN’DEN UMUTLUYUZ

OYAK bünyesindeki Erdemir’e bağlı ERMADEN de şu anda Kandilli’deki Alacaağzı maden ocağının işletmesini aldı. Gerekli sondaj çalışmasını da yaptı ve istediği rezervi de gördü. Yatırım yapmaya uygun olduğuna karar verdikten sonar da çalışmalara başladı. Henüz hazırlık aşamasındalar, 3 yıla kadar da hazırlık aşamaları var. Şu anda güzel şekilde çalıştıklarını gözlemliyoruz ve ERMADEN’den umutluyuz.  

TTK’NIN BİR ÇAKIL TAŞINI DAHİ VERMEYİZ

Özel sektöre karşı değiliz, olduğu sahalarda çalışsın ve başarı sağlasın, biz yanlarındayız. Ancak, kendi bulundukları alanlarda kömür çıkarmayıp, bir başarı ortaya koymayıp, başarı hikayesi yazamayıp, kaldıkları sahalarda çalışamadıkları halde yetinmeyip,  ‘başka sahaları da bize verin’ diyerek Devlet’e baskı yapanlara, krediler çekip başka yerlere yatırım yapan özel firmalara şunu diyoruz; TTK’nın verilecek bir çakıl taşı dahi kalmamıştır, bu saatten sonra biz kendimizi, kellemizi ortaya koyarız ama TTK’nın çalışmış olduğu sahalardan bir çakıl taşı dahi hiçbir özel teşebbüse verdirmeyiz, verdirmemek için de mücadele ederiz.”

ASGARİ ÜCRET ARTIŞINDAN BEKLENTİSİ

GMİS Genel başkan Yardımcısı İsa Mutlu, madencinin ve MTA’da çalışanların gerçekleştirdikleri son toplu iş sözleşmesi ile güzel ve hak ettikleri ücret artışlarını aldıklarını hatırlatırken, “ancak ülkemizde son dönemlerde yaşanan pahalılık ve fiyat artışları, alınan hakların da erimesine neden oldu. Temennimiz, halen görüşmeleri süren asgari ücret belirlemesi ardından, madencilerimize de bir iyileştirme yapılmasıdır. Bu konuda, TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay’ın çabaları olacağına inanıyoruz” dedi.

ARMUTÇUK’A 2. KUYU ŞART

TTK’nın iş güvenliği konusunda, sektörde ayrı ve başarılı yerde olduğunu anlatan Mutlu, yatırımlar konusunda ise şunları söyledi:

“Mekanize kazı bizim için önemli. Geliştirilmeli, daha da yatırım yapılmalı. TTK’nın Armutçuk Müessesesindeki çalışma yerimizde sadece bir kuyumuz var. Yeraltına iniş olan yerlerde bir kuyu ile çalışmak yetersizdir. Yıllardır da bu konuyu dile getiriyoruz. Bir dönemler bu talebimiz değerlendirilmiş ve yatırım planına da girmişti. Nedense bir miktar para geldikten sonra bu yatırım planı öne çıkarılmadı. Armutçuk’da iş güvenliği açısından, çalışma şartlarının iyileştirilmesi bakımından en önemli konumuz Armutçuk’da 2. kuyu olmalı. Çünkü çalışma şartları oldukça zorlaştı. Diğer yerlerde kuyuya inen arkadaşımız 15 dakikada çalışacağı yere ulaşıyorsa, Armutçuk’da, yaklaşık bir saatte ulaşıyor. Bu da ciddi zaman ve enerji kaybına yol açıyor. Bazen siyasilerimiz inceleme amacıyla kuyuya indiklerinde gördükleri durum karşısında insanların bu şartlarda nasıl çalışacağını merak ettiklerini ifade ediyorlar. Ama ne hikmetse Armutçuk’da 2. Kuyu için bir kazma dahi vurulmadı. Yeri de yeni kandilli yolunda istimlakı yapılmış ve çalışmaları başlatılmışken durduruldu.”

GMİS BAŞKANINI BULDU

Sendikada demokrasinin en üst seviyede işlediğini, bu anlamda özellikle merhum Başkan Şemsi Denizer sonrası bir çok kez genel kurullar yapılarak başkanların değiştiğini hatırlatan Mutlu, GMİS Genel Başkanı Hakan Yeşil için ise şu ifadelerde bulundu:

 “GMİS’te Şemsi Denizer’ne sonra başkanlık yapmak kolay değil. Zonguldak ve Türkiye, herkes tarafından yeri doldurulamayacak bir başkan gördü. Dolayısıyla vefatı ardından birkaç genel kurul yapıldı ve yeni başkanlar göreve seçildiler. Bir kere değişim başladığı zaman, durulana kadar epeyce zaman geçiyor. Gerçekten Türkiye’deki en demokratik sendika GMİS’tir. Ancak demokrasiyi bazen gerektiği şekilde işletemiyoruz. Demokrasi yanlış işlediği zaman da  hem kurumlar zarar görüyor, hem de kurumların temsil ettiği kitleler zarar görüyor. Tabi ki genel başkanın sık sık değiştirmesi bize bir şey kazandırmadı. Ancak tabi ki hatayı biraz da kendimizde aramamız lazım. Demek ki gelen yönetimler kendilerini tabana yeterince ifade edemediler. Yada Türkiye’deki siyasi konjonktür, onlara istedikleri hizmeti verme imkanı tanımadı. Ama bu sefer göreve gelen Genel başkanımız Hakan Yeşil, gerçekten bu dengeleri iyi koruyabilen, dengelere gerektiği şekilde, hassasça yaklaşabilen bir yapıya sahip. Ben, kendisi ile çalışmaktan gurur duyuyorum. Bu dönem iye de bir yönetim oluştu. Bu, madencinin teveccühüdür, madencinin kararına saygı duymak zorundayız. Şu anda Genel başkanımızda madencinin istediği Genel Başkan profilini çiziyor. Hem teşkilatta göstermiş olduğu ağırlıkla, hem çalışmasıyla, hem siyasi çevrelerde yapmış olduğu çalışkanlığı ve ağırlığıyla; her biçimi, her yönüyle, şu anda genel başkanlık makamını yeterince doldurabildiği hem kamuoyu, hem maden işçileri hem de bizim tarafımızdan görülüyor. Temennim ve umudum odur ki, bu dönem Genel maden İşçileri Sendikası’nda genel başkan değişmeyecektir. Benim her zaman söylediğim şudur; gerektiğinde bizler değişelim ama genel başkan kalıcı olsun. Genel başkan kalıcı olmadığı sürece sorunlarımızı çözme şansımız yok. Bu kurumu, daha ileriye taşıma, daha ileri getirme şansımız yok.

İDOLÜMÜZ TÜRK METAL

Genel Başkan ne kadar güçlüyse, genel başkan yardımcısı da o kadar güçlüdür. Genel Başkan Yardımcısı ne kadar güçlüyse, alttaki temsilcisi o kadar güçlüdür. Ben, bu manada Kardeş sendikamız olan Türk Metal Sendikası’nı gerçekten tebrik ediyorum. Onlardaki teşkilat ahlakını, disiplinini, yapısını kendimize ‘idol’ olarak alıyoruz. Genel Başkanımız da bu çizgide emin adımlarla yürümeye devam ediyor. İnanıyorum ki, tabanda da görüldüğü gibi artık GMİS’te birkaç dönem Genel Başkan değişmeyecektir. Değiştirmemek ve değişmemesi için de elimizden ne geliyorsa ve ne gerekiyorsa yapacağız/yapıyoruz. Gerekirse kendimizi feda ederiz ama genel başkanımızın kalıcı olması için ne gerekiyorsa da yaparız.”

BİRAZ DA KENDİMİZDE ARAMALIYIZ

Kapan’ın, “Merkez ile birlikte 8 ilçesi olan Zonguldak’ın, Ereğli ve Alaplı ilçelerine zaman zaman ‘üvey evlat’ olarak baktığına yönelik sorusunu da yanıtlayan Mutlu, böyle bir durumu zaman zaman ben de fark ediyorum. Özellikle de tünelin öte yakası söylemini duyarız. Böyle bir ayrım yapılmamalı ancak, biraz da biz; Ereğli ve Alaplı olarak kendimize, siyasilerimize bakmalıyız. Aynı siyasi partide çeşitli anlaşmazlıklar oluyorsa bu iyi düşünülmeli” şeklinde konuştu.

GMİS Genel Başkan Yardımcısı İsa Mutlu, program sonunda Ereğli FM yönetimi çalışanları  ile Program yapımcı/Sunucusu Fikri Kapan’a teşekkür etti.

MUTLU'NUN PROGRAMINI İZLEMEK İÇİN LİNKİ TIKLAYIN;

https://www.facebook.com/fikri.kapan/videos/1104883030267100

Bu sayfayı yazdır

Bu haber 957 defa okunmuştur