(Hakimiyet Gazetesi'nin resmi internet sitesidir)

SAHAYA İNECEKLER

ZONGULDAK
Zonguldak’ta, CHP teşkilatlarının, “İl Danışma Toplantısı” ile birlikte, Yeni Anayasa Taslağı’na ‘hayır’ demek için saha çıkacağı bildirildi.
CHP Zonguldak Milletvekili Şerafettin Turpcu ile Ünal Demirtaş, İl Başkanlığında düzenlenen basın toplantısında, Yeni Anayasa taslağının toplumsal uzlaşından yoksun şekilde hazırlandığını ileri sürdüler.

TURPCU, 17-25 ARALIK' IHATIRLATTI
Turpcu, burada yaptığı konuşmada, alanlarda halka, Nisan Ayı’nda yapılması muhtemel Anayasa değişikliğini içeren referandumun, getiri ve götürülerini anlatacaklarını söyledi.
AK Parti’nin, PKK terörünün bir kısım azaldığı 2002’de iktidara geldiğini, elebaşı Abdullah Öcalan’ın da hapse atıldığını hatırlatan Turpcu, hükümetin de Fetullah Gülen ile birlikte oluşturulduğunu ileri sürdü.

17-25 ARALIK…
İlerleyen sürede ise ‘kurulan ortaklığın’ içinde kavgalar oluştuğunu ve tarafların bir birine düşman olduğunu ifad eden Turpcu, şöyle dedi:
“Ne zaman ki 17-25 Aralık tarihinde büyük yolsuzlukların gün yüze çıkmasıyla bunlar oldu. 15 Temmuz darbe girişimine kadar da bu süreç işledi. Emperyalizmin bunu bir şekilde pazarlamasıyla birlikte Sayın MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye de gelen telefonla birlikte bir erken seçim kararı alındı. AKP bu şekilde iş başına geldi. Bahçeli o günde bugünde aynı rolünü üstleniyor. Sonuçta Saddam’ın devrilmesiyle birlikte başlayan Büyük Ortadoğu Projesi’nde (BOP) hareket başladı ve biz de Başbakan düzeyinde ‘Eş Başkan’ olduk. Türkiye’nin geldiği rol bugün en son Suriye ile birlikte nereye geldiğimizi gördük. Suriye’ye gelene kadar olan olaylar bizim dışımızda gelişti ve o günden bugüne biz de bunun ne olduğunu hissetmeye başladı. Bizim şahidimiz Tuğrul Türkeş’tir. 2 bin TIR’a yakın silah Suriye’deki rejimi değiştirmek için terör örgütlerine gitti. Bugünlerde yakın dost oldukları Putin 2 bin TIR’la ilgili Türkiye’yi şikayet etti. MİT (Milli İstihbarat Teşkilatı) raporlarında 2 bine yakın mensubunun FETÖ örgütü üyesi oldukları ile ilgili hükümete bildirim var ve bununla ilgili AKP hükümeti bir şey yapmadı.
Ne zamanki 17-25 Aralık patlak verdi ondan sonra bunlar gün yüzüne çıktı. Hatta ‘ne istediler de vermedik’ diyerek yollarını da gösterdiler. Bunlardan önce PKK vardı, bunlardan sonra mezhep işleri ile birlikte bir çok meseleler çıkmaya başladı.

430 MİLYAR DOLAR BORÇ VAR
‘Kindar ve dindar nesil yetiştireceğiz’ diyerek de bugün tüm Milli Eğitim Müfredatı İmam Hatip’leşmeyle ilgili yol alıyor. Ulusal anlamda bunlar bir kazanç yaratmıyor ve eğitim seviyemiz her geçen gün düşüyor. Fakat öyle bir duruma geldik ki ekonomik olarak ülkemiz bitme noktasına geldi. Bunu da aldıkları kararlarla da halkımıza gösteriyorlar. AKP iş başına geldiğinde 130 milyar dolara yakın borcumuz vardı şu an 430 milyar dolar borçlandık. Cumhuriyet ve geçmiş hükümetlerden gelen yatırımların da tamamını satılar. Karşılığında uydurup duble yollar yaptılar. Çevremize bakarsak Ereğli ve Ankara yoluna baktığımızda ilimizdeki felaketleri de görürsünüz. Buna karşılık 300 milyar dolar para harcadılar.

SOYGUN YAPILIYOR
Turpcu, AK Parti Hükümeti döneminde yapılan yol, tünel, köprü gibi yatırımların ihaleye verilen firmalara ‘Devlet Garantili’ yaptırıldığına dikkat çekerek, şunları söyledi:
“Bu soygunla ilgili yaptıklarıyla ilgilide bilgi vermek istiyorum. Köprüler dediler, bu borçların içinde değil. Bu köprüler garantili işler. Kişiye işi veriyor, Ziraat veya Vakıfbank’tan kredi veriyor. Bunlar zaten şişirilmiş rakamlar. Örneğin Avrasya Tüneli’ne bakarsak 1.2 milyar dolar 900 milyon dolarını 300 milyon dolarını Vakıfbank’tan aldılar. 1.2 milyar dolar şişirilmiş maliyet karşısında tüneli yapan firma 15 milyar dolar kazanacak. Her şeyine kefil oluyorlar ama devlet olarak yapmıyorlar da firmaya veriyorlar. Ayrıca araç geçme garantisi veriyorlar ve araçlar geçse de geçmese de parasını devlet veriyor. Yani kar ederse şirket kazanacak zarar edere devlet ödeyecek. Ayrıca bunlar dolar bazında olduğu için borçlar sürekli yükseliyor. Dünya’da 600 yataklı hastane bile büyük görürken biz 2 bin 3 bin 4 bin hasta kapasiteli hastaneler yapıyoruz. Bunlar da hasta garantili yapılıyor ve devlete yük olarak geliyor.”

AKP TAŞERON PARTİ GİBİ KURULDU
Cumhurbaşkanı’nın, vatandaşın dövizini bozdurması, elinde döviz tutanlar ile teröristi aynı kefeye koymasını anımsatan ifadelerine de tepki gösteren CHP Zonguldak Milletvekili Şerafettin Turpcu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Nereden nereye geldik. (Başbakan Yardımcısı) Numan Kurtulmuş’un bir lafı var, ‘Başkanlık olursa terör biter’ diyor. 2002’ye kadar olan hükümetler başkanlıkla mı yönetti. Kurtuluş Savaşı’nda başkanlık mı vardı. Teröristlerle ilgili masada anlaşmamı yapıyorsun da bunları söylüyorsun. Bakın alışmadığımız terör eylemleri düzenleniyor ve bunlar devam ediyor. Kurtulmuş’un bu lafıyla birlikte canlı bombaların, suikastların olabileceğini gösteriyor.
AKP taşeron bir parti gibi kuruldu, bunların içinde yurtsever insanlar da var ama Fetullah Gülen ile beraber kurulmuştur ve kılcal damarlara kadar bunlar girdi.

AKP İÇİNDE FETÖCÜ VEKİL YOK MU?
Her yerden FETÖ’cü çıktı da AKP içinden nasıl çıkmıyor. 80 ile 120 arasında milletvekili ‘Bylock’cu yok mu? Milletvekillerinin kardeşi bile tutuklanırken kendilerinde nasıl bir şey çıkmıyor. Zaten derin şüpheler var bu şüpheliler de meclisteki oylamalarda oylarını açık olarak kullandılar. Bunlar FETÖ’cülerle beraber kurdukları partide çıkmaması masada anlaşılmıştır. Bunlar masada bu Anayasayı geçirin sonra size güle güle emekli olun tutuklanmayacaksınız denilmiştir. Bu iş parti içi değil bu rejim değişikliğidir. Fetullah Gülen ağlayarak milyonlarca insanı etkiledi. Bu gün tek kişiye kaderimizi neden temsil edilelim. Bunların tutunabilecek dalları bile yok.”

DEMİRTAŞ: BİZE GÖRE ZEHİRLİ YEMEKTİR
CHP Milletvekili Ünal Demirtaş da, Anayasa değişikliğine ilişkin yaşananlarda, MHP lideri Bahçeli’nin rolünün büyük olduğunu hatırlattığı konuşmasında şunları kaydetti:
“Biranda ülke gündemine Sayın Bahçeli’nin bir açıklamasıyla anayasa değişikliği taslağı geldi. Bu taslakla birlikte Türkiye’nin rotası bir anda değişti. Sarayın mutfağında saray aşçıları tarafından hazırlanan yemek Bahçeli’nin de tuz katmasıyla birlikte oylandı. Saray mutfağında hazırlanan bu yemek bize göre zehirli bir yemektir. Bu yemeği tüm Türkiye’ye yedirmeye çalışıyorlar. Bu referandum konusunda bu zehirli yemek olacaktır.

ANAYASA DEĞİŞTİRİLABİLİR, ANCAK…
Anayasal kutsal kitap değildir, değiştirilebilir. Bugüne kadar da birçok kez değiştirildi. İlk 4 madde hariç bu anayasa değiştirilebilir ancak özellikle rejim değişikliği yapılırken bir toplumsal uzlaşma aranır. Bakıyoruz bu teklifin getirilişine işte böyle bir uzlaşma yok. Bu kadar önemli bir değişiklik komisyonda görüşülürken, milletvekillerinin, 80 milyonu ilgilendiren bir konuda susturulması çok yanlış bir süreç oldu. Bu anayasa görüşmeleri hem komisyon çalışmaları sırasında hem de genel kurulda halktan gizlenmeye çalıştı. Şuan halkın yüzde 80’i anayasanın içeriğini bilmiyor.
En önemli ayak yargı ayağıdır ama baroları, savcı ve hakim kuruluşlarını davet etmediler. Diğer STK’ları, sendikaları, üniversiteleri, gazetecileri yani halktan kimseyi çağırmadılar. Bu bile bu anayasa değişikliğinin ne kadar gizli yapılması gerektiğini gösterdiler.
Bunlar sadece parmak çoğunluğuyla maddeleri takır takır geçirdiler.

BAŞKANLIK SİSTEMİNE İHTİYAÇV ARMIYDI?
Türkiye’de böyle bir ihtiyaç var mıydı? Başkanlık Sistemi denilen rejim değişikliğine ihtiyaç var mıydı? Onu açıklayabilmek için Türkiye bugünlere nasıl geldi bunu konuşmak lazım. Osmanlı döneminde padişahın hareketleri kısıtlandı. Osmanlı İmparatorluğu parçalanma sürecine geçince Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde bir Kurtuluş Savaşı gerçekleşti ve sonrasında Türk milleti ilk defa TBMM’de toplandı. Dolmabahçe’de olan egemenlik büyük Türk milletine verildi. Kurtuluş Savaşı başarıldıktan sonra 29 Ekim tarihinde de Milli egemenlik Cumhuriyetle taçlandırıldı. O günden bu güne kadar Türkiye milli egemenlik kayıtsız şartsız millette olması kaydıyla Türk Milleti tarafından verildi. Atatürk isteseydi o gün başkanlık sistemini getirebilirdi. Ama Atatürk bunun Türkiye’ye çok büyük zarar vereceğini gördü ve parlamenter rejimi kurdu. Yani bir tarafta temsil eden bir Cumhurbaşkanı ve yürütme organı olan sorumlu bir Başbakan var. Atatürk’ün başbakanı İsmet İnönü’ydü.

DARBECİLER BİLE DARBE YAPARKEN!..
Bakın darbeciler bile darbe yapınca bir Cumhurbaşkanı ve Başbakan koydu. Örneğin Kenan Evren, Turgut Özal’ı da başbakan yaptı. Bu değişiklikle Başbakan yok ediliyor, bakanlar kurulu yok ediliyor. Başbakan ve Bakanlar meclisin içinden çıkmayacak. Cumhurbaşkanı dışarıdan meclis içi değil dışarıdan kişileri atama yoluyla kendine yardımcı seçecek. Yani milli egemenlik meclisten alınıp bir tek kişiye veriliyor. Meclisin görevi de boşaltılıyor. Türkiye’de bugün itibariyle bir başkanlık sistemi ihtiyacı var mı? Ben bugüne kadar ne AKP’de ne MHP’liler, ne CHP’liler ne HDP kitlesinde biz başkanlık istiyoruz diye bir halk kitlesi görmedik.

ISITIP ISITIP GETİRİLDİ
Bu sadece 1 kişinin isteğiyle ısıtıp ısıtıp getirildi. Bu sistemi isteyen bir tek bebek katili APO vardı. Oda İmralı notları kitabında Şubat 2013 tarihinde dile getirmiştir. 3. Sahneyi alanda APO’dan sonra Devlet Bahçeli’dir. Oda başkanlık sistemi getirilebilir dedi. Türkiye’nin her tarafında bombalar patlıyor ve dün Kurtulmuş’un söylemiyle bu bombalar artacak. Çünkü bombalar patladıkça AKP’nin oyu artıyormuş. Bunları kendisi söyledi. Türkiye’de insanlar arasında büyük bir korku iklimi var. Öte yandan OHAL ile yönetiliyor. OHAL’in getirdiği de bir korku var. Yani darbe fırsatçılığı yaparak vatandaşların üzerine büyük bir korku salıyorlar. Vatandaşların korktuğu bir ortamda meşru bir anayasa yapamazsınız. Yaparsanız bu anayasa değişikliği gayri meşru olur. Burada bir asli kurucu iktidar rejim değişikliği yapabilir. Dünya’da iç savaş, dış savaş ve darbeyle anayasa değişebilir. ABD iç savaş yapıyor ve o anayasa ile yönetiliyor.

“BU BİR DARBE ANAYASASIDIR”
Türkiye Cumhuriyeti 7 düvele karşı mücadele etmiş ve neticede egemenliği millete teslim etmişiz anayasa yapmışız. 3’ncüsü de darbeyle olur ve bunlardan hiçbiri şu an yok. Şu an sivil bir darbe var ve bu anayasa bir darbe anayasasıdır. Türkiye’yi 100 yıl geriye getirecek bir sivil darbeyi konuşuyoruz. Bu şekilde meşru olmayan bir anayasa değişikliği konuşuyoruz. Öncelikle 93 yıllık anayasal düzen, devlet, yargı ve yasama düzeni temellerinden sarsılıyor. Kurumların içi boşaltılıyor, devletin taşıyıcı kolları boşaltılıyor ve devlet yok ediliyor. Meclis sadece tabelaya dönüşüyor. Bizler bankamatik memuruna dönüyoruz. Yine yargının bağımsızlık ve tarafsızlığını yok edecekler. Yargıçları ve savcıları sarayın memuru haline getirecekler. Demokrasi yok olacak, basın özgürlüğü tamamen yok edecek, devletin meclisin ve yargının anahtarlarını tek bir kişiye teslim edecek ve daha da kötüsü 93 yıllık toplumsal barışı bozabilecek bir sistem getiriliyor. Türkiye’yi ekonomik anlamda da iflas ettirecek bir sisteme giriliyor.

MHP’NİN TUTUMU ÇOK ÖNEMLİ
MHP’nin buradaki tutumu çok önemli. MHP iki gerekçeye dayanıyor. Birincisi fiili bir durum var. Anayasa ile bağlı olması gereken sayın cumhurbaşkanı bu anayasayı çiğniyor bu yüzden anayasayı ona bağlayalım diyorlar. Bu zaten olacak şey değil. Nasıl vatandaşlar anayasayla ve hukukla bağlıysa Cumhurbaşkanı da bir fanidir ve oda bizim gibi anayasayla ve hukukla bağlı olmalıdır. Dolayısıyla bu tezi çok saçma buluyorum. Türkiye’de bir beka sorunu var diyorlar. Yani Türkiye Cumhuriyeti’nin 15 Temmuz’dan sonra yok edilme sürecine girdiğini söylüyorlar. Bakın 15 Temmuz’da darbeyi tüm vatandaşlarımız engellemiştir. Onun dışında şuan yargı çalışıyor ve yargılanıyorlar. Yasama çalışıyor, devlet tüm kurumlarıyla çalışıyor. Yani Türkiye Cumhuriyeti’nin bir beka sorunu yok. Yani saçma iddialardan biri de MHP’nin bu gerekçelere dayanmasını anlamıyorum.”

MİLLETİMİZ SAĞDUYULUDUR
Demirtaş, Anayasa değişikliğinin yasalaşması halinde ülkenin tek kişi tarafından yöneticiliğini savunduğu sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bizim milletimiz sabırlıdır ve sağduyuludur. Buna mutlaka bir engel koyacaktır ama varsayalım anayasa geçti geçti. Öncelikle TBMM’nin en önemli görevi kanun çıkartmaktır. Cumhurbaşkanı kararnameleri ile beraber Cumhurbaşkanına yasama yetkisi veriyorlar. Yani Meclisi by pass ederek Cumhurbaşkanı kararnameleriyle ülkeyi yönetebilecek. Yani yasama yetkisi olduğu gibi Cumhurbaşkanına geçecek. 79 milyonun rızkını TBMM dağıtır. TBMM’nin en önemli komisyonu Plan ve Bütçe Komisyonu’dur. Bütçeyi de olduğu gibi 1 kişinin 2 dudağının arasına bırakıyoruz. Yani 79 milyonun rızkını Cumhurbaşkanına veriyorlar. Cumhurbaşkanı canı istediğinde meclisi fesih edebilir. Yüzde 51 ile bir Cumhurbaşkanı seçilebilir ama TBMM yüzde 100 ile seçilir. Yani 1 kişi 600 milletvekilini bir anda fesih edebilir. Başkanlık sistemlerinde böyle bir şey yok. Mesela Obama’nın böyle bir yetkisi yoktu ama ülkemizde veriliyor.
Gensoru ve soru yetkisi de ortadan kaldırılıyor. Bütün bunlara baktığımızda meclisin içi boşaltılıp sadece tabelaya dönüştürülecek. Milletvekili ondan sonra çay kahve içecek ve ay sonu maaşını alacak. Vatandaş sorunlarına çare bulmak için tüm partilere, milletvekillerine arıyorlar buluyorlar çare aratıyor. Şimdi milletvekilinin yetkisini elinde aldıkları için vatandaş saraya gidecek. Saraydaki adam vatandaşla ilgilenecek mi? Çünkü saraydaki kişiler seçimle değil atanmayla gelecek. Seçilmişler atanmışların elinde oyuncak olacak. 2010 yılındaki referandumda yaptığınız yanlış dedik. Yargıyı tarafsız yapmak istiyorsanız bunu yapmayın dedik. Bugün 2010 referandumundan daha beteri oluyor. Hakimler ve Savcılar Yüksek kurulundan yüksek kelimesini kaldırmışlar. 6 üyeyi Cumhurbaşkanı tek başına seçecek ama gelen 7 kişiyi de meclis seçecek diyorlar. Cumhurbaşkanı partili de olabileceği için yani 13 kişiyi de kendisi atayacak. Böyle bir durumda yargı tarafsızlığı da düşünülemez. Dünya’da başkanlık sistemiyle yönetilen ülkelerle parlamenter düzenlemedeki ülkelerin ekonomik düzenine bakarsak dolar en az 7 lira olur. Şu an gırtlağımıza kadar borçta olan bir ülkede kimse bize borçta vermez. İnsani gelişmişlikte dünyanın ilk 20 ülkesinin 16’sı parlamenter rejimle yönetiliyor. Bu 20 ülkenin içinde 2 tanesi başkanlıkla yönetiliyor, onlarda Güney Kore ve ABD. 187 ülke içindeki en son olanlarda son 20 ülkeden 18 tanesi başkanlıkla yönetiliyor. Türkiye’yi getirmek istedikleri tablo budur. Türkiye 3. Dünya ülkesi olmamalı. Aziz Türk milleti geleceğini 1 kişinin iki dudağının arasında bırakmayacaktır. Ve son olarak sözüm; ‘Türkiye 1 kişiden büyüktür’ olacaktır bence.”

ALTUN: BU DA YETMİYORMUŞ GİBİ..!
CHP İl Başkanı Ahmet Altun da, ülke i15 yıldır AK Parti’nin yönettiğini hatırlatarak, “AKP ülkeyi kontrol ediyor ve sosyal ve ekonomik açıdan getirdiği yer ortada. Buda yetmiyormuş gibi TBMM’de MHP ile birlikte birleşerek tek adamlık ve sultanlık rejimine getirmek için karar verdiler ve referandum sandığını koyuyorlar. Bu Türkiye Cumhuriyeti’nin yok oluşu anlamına gelmektedir. Bizlerin ve sizlerin fikir birliğini oluşturmak gerekiyor. Ankara’da nabzı milletvekillerimiz anlatacaklardır” diye konuştu.

Toplantıda Zonguldak Belediye Başkanı Muharrem Akdemir, Alaplı Belediye Başkanı Nuri Tekin, Kilimli Belediye Başkanı Ali Aslankılıç, Perşembe Belediye Başkanı İsmail İnam, Karapınar Belediye Başkanı Ahmet Aydın, Partili çevre ilçe ve belde başkanları, kadın ve gençlik kolları başkanları İl ve ilçe belediye meclis üyeleri ile partililer hazır bulundu.




Bu sayfayı yazdır

26.01.2017 00:22:31

Bu haber 1793 defa okunmuştur

Facebook'ta Paylaş
YORUM EKLE
DEĞERLİ OKURLARIMIZ;
Sitemizde takip ettiğiniz haberlerimize gönderdiğiniz yorumlarınızda; suç teşkil edecek, yasa dışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri içerikli olanlar; basın meslek ahlakı ile topluma saygı dolayısıyla yayınlanmamaktadır. Bu konudaki hassasiyetimize anlayış göstereceğiniz düşüncesiyle, teşekkür ediyoruz. HAKİMİYET
Adınız


(1000 / )

YORUMLAR (1)
26.01.2017 01:54:33
AVNİ diyor ki;

binlerce kişisel oyum var diyip seçim kaybeden halil posbıyığıda alın yanınıza binlerce hayır oyunu cebinizde bilin 20 sene havayi fişeklerle artistlerle festivalle memleket yönettiğini sananlar bizim dombay deresi dediğimiz sakinderedeki dereyi 3 senelik başkan hüseyin uysal ıslah ediyo..Allah uysaldan razı olsun..




Şu anda 20 kişi online
Toplam ziyaret : 76.105.279

Başlangıç Tarihi Bitiş Tarihi

Fikri KAPAN { KÖŞEMDEN }
YAZIK DEĞİL Mİ MEMLEKETE!!!


Devamını oku »

22.04.2024 09:17:43 tarihinde yazıldı
225 kez okundu

SAFRA KANAL TAŞLARINDA CERRAHİ DIŞI TEDAVİ YÖNTEMİ


Devamını oku »

14.03.2024 09:54:08 tarihinde yazıldı
553 kez okundu


(ESPRİYLE) KAREDEN YANSIYAN

EMİN ELLERDE OLUNCU..!


TUĞBA ARSLAN TAMİRCİ { KALEMİMDEN }
DİDEROT ETKİSİ


Devamını oku »

28.11.2023 12:54:26 tarihinde yazıldı
1472 kez okundu



Bu site en iyi IE5+ tarayıcı ve 1024 x 768 çözünürlükte izlenir.
Tüm Hakları Saklıdır
© 2006 EregliHakimiyet.Com - EregliHakimiyet.Net

Tasarım & Programlama RSNet tarafından yapılmıştır

Ereğli Haberleri