ANKARA
CHP Zonguldak Milletvekili Şerafettin Turncu, ülkede ciddi fakirleşme yaşandığını, bu gidişle ekonomik durumun daha da vahim olacağını bildirdi.
Turpcu, yazılı açıklamasında, dövizdeki ‘rekor’ denilebilecek kur artışının maaş zamlarını erittiğini, market alışverişlerindeki harcamaları ise 2 katına çıkardığını belirtti.
Ülke ekonomisinin kötü olduğunu savunan Turpcu, şunları kaydetti:
“Çok ciddi bir fakirleşme yaşıyoruz. Dolar, TL karşısında son iki ayda yüzde 20'den fazla değer kazandı, bu gidişle, durum daha da vahim olmaya başlayacak. Zaten ekonomi kötü, iş yapamayan, dolar/euro üzerinden borçlanan şirketler birer birer ya küçülecek ya da batacak. İnsanlar daha da çok işsiz kalacak. Zaten düşük olan alım gücümüz daha da düşecek. Bu yükseliş, akaryakıt, otomobil, ulaşım, köprü, otoyol, su, elektrik, telefon, doğalgaz, internet, sebze, meyve, yeme, içme zammı olarak bize dönmektedir.
Dövizdeki bu rekor seviyedeki yükseliş mevcut siyasi gelişmelerden fazlasıyla etkilenmektedir.
TL’NİN DEĞER KAYBINI DURDURAMADI
Sayın Cumhurbaşkanı’nın dövizdeki yükselişe karşı 2 Aralık 2016 tarihinde yaptığı, ‘yastığının altında döviz olanlar gelsin parasını altına dönüştürsün, gelsin parasını TL’ye dönüştürsün. Türk lirası, altın değer kazansın’ çağrısından hemen sonra 3.49 olan kur 3.52 ye çıkmış, sürekli yükselmeye devam etmiş 9 Ocak 2016 itibariyle de 3.70’e yükselerek tarihi rekorunu kırmıştır. ‘Dolar bozdur’ kampanyaları, dolardaki yükselişi, dolayısıyla TL’nin değer kaybını durduramadı. Merkez Bankası’nın brüt döviz rezervi, bir haftada 3 milyar 683 milyon dolar azalarak, 92 milyar 51 milyon dolara geriledi.
KRİZ DEĞİL HASTALIK
Memleketin dört bir yanından birçok ekonomi profesörünün yaşanan darlığa ‘kriz değil hastalık’ nitelemesi yapması ülkeyi yönetenlerin gözünüze hiç mi batmaz? Ufukta stagflasyon gözüküyor, bu durum işsizlik, ekonomik durgunluk ve yüksek enflasyonun bir araya gelmesiyle oluşur. Maalesef şuan ülkemiz bu durumun eşiğinde bulunmaktadır, bu durumda doları olsun olmasın herkesin kaybedeceği aşikardır.
PARAMIZ PUL OLDU
Şimdi rakamlarla ekonomiye bakacak olursak;
1 Ocak 2016 Dolar Kuru: 2,90 Euro Kuru: 3.19 Asgari Ücret: 1300 TL yani 448 Dolar/407 Euro
9 Ocak 2017 Dolar Kuru: 3,70 Euro Kuru: 3,90 Asgari Ücret: 1404 TL yani 379 Dolar/ 360 Euro
1 Ocak 2016 tarihli asgari ücretin dolar üzerinden karşılığı bugün 1657 TL yapıyor, yani milletin cebinden hem 253 TL sini alıyorlar hem de maaşınıza zam yaptık diyorlar! Kurun sadece son iki ayda %20 arttığı bir ortamda, bu veriler ve hükümetin halka üstü kapalı olarak yaptığı ‘aslında size zam yapmadık aksine, maaşlarda azaltma yaptık’ açıklamasıdır! Asgari ücret artmış gibi gösterilip, BES payı içine gizlenmiştir. Halkımızın cebindeki paranın değer kaybı hızı çok üst seviyede. Geçen yıl ocak ayında cebimizdeki bin lira hala bin lira değil, kurdaki artışa göre sürekli aşağıya iniyor.
Bir başka veri üzerinden bakalım;
1 Ocak 2016 Gram Altın: 102 TL 1300 TL’lik asgari ücret 12,74 gr altın alabiliyordu.
9 Ocak 2017 Gram Altın 139 TL, 1404 TL’lik asgari ücret 10,10 gr altın alabiliyor.
1 Ocak 2016 tarihinde 165 TL olan çeyrek altın, 9 Ocak 2017 tarihinde 240 TL olmuştur.
Rakamlar zaten durumun vahametini çok net şekilde ortaya koyuyor.
Hükümet, memur ve emeklilerin maaşına 1 Ocak 2017’den itibaren yüzde 3 ile 3.75 arasında zam yapacağını açıkladı. Ekonomideki gelişmeler göz önüne alındığında, yapılacak bu zamla sabit gelirliler hayatlarını nasıl idam ettirecek merak ediyoruz. Yapılan maaş zammı ancak bir simit parası kadar.
SAKIN HASTA OLMAYIN!
Sosyal Güvenlik Kurumu çalışanların ödediği muayene katılım paylarına yüzde 20 ile yüzde 60 arasında zam yaptı. Hastaların daha önce 5 lira verdikleri Devlet Hastanesine ait muayene ücreti, yüzde 20 artırılarak 6 liraya, Eğitim Araştırma Hastaneleri için verdikleri 5 lira da yüzde 40 artışla 7 liraya yükseldi. Üniversite hastanelerindeki katılım payı ise yüzde 60 zamla 8 lira oldu. Özel hastanelerdeki muayene ücreti de yeni yılla birlikte 12 liradan 15 liraya çıkarıldı.
İŞTE EVDEKİ EKONOMİ TABLOSU
4 kişilik aile için, en iyimser şekilde şöyle bir hesaplama yapalım;
Ev kirası: 700 TL, aylık mutfak masrafı: 700 TL (4 kişilik aile için günlük 23 TL’ye denk geliyor, yani günlük kişi başı yaklaşık 5 lira harcama), aylık fatura giderleri (elektrik, su, ısınma): 150 (kış şartlarında en düşük) toplamına bakalım: 1550 lira en ama bu en düşük seviyedir. Başka hiç bir masraf katılmadı ki o da bu harcamalarla yaşayabilirseniz. Bu ailenin çocuklarını okutması, kendilerine ve çocuklarına kıyafet alması, dışarıya çıkması, başka harcamaları da olacaktır.
YUMURTANIN KOLİSİ 15 LİRA
Benzin 5 lirayı geçeli yıllar olmuş, yumurtanın kolisi 15 lira olmuş durumdadır. Bir hafta önce yaptığınız market alışverişini bir hafta sonra aynı bedeli ödeyerek yapmanız mümkün olmamaktadır. Türkiye Ziraat Odalarının yaptığı açıklamaya göre, son bir yıl içinde üretici fiyatları yüzde 95.6 yükselmiş durumdadır. Olumsuz hava koşulları nedeniyle fırsatçıların devreye girmesiyle sebze- meyve fiyatlarında yüzde 300-400’lük bir artış gerçekleşmiştir.
AŞIRI PARTİZANLAŞMANIN BEDELİ
15 yılda iç ve dış politikada yapılan hatalar, ekonomideki aşırı partizanlaşma bizi bu günlere getirdi. Ülke ekonomisi, sayısı bir elin parmağını geçmeyecek sayıda şirketlere peşkeş çekildi, ülkenin ve halkın geleceği çalındı.
Basın açıklamasını yaptığım şu sıralarda kur artışı sürüyor. Yabancı sermaye ülkemizden çıkmaya devam ediyor. Ekonomide ve dış politika yangın varken, Başkanlık sistemi tartışmaları ekonomi açısından güven bunalımı ve tedirginlik yaratmaya devam ediyor.
Bu rakamlar ülkeyi batışa doğru götüren rakamlardır, buna rağmen Meclis bugün ekonomiyi değil, kendisini yok hükmüne getirecek bir Anayasa değişikliğini çıkarmakla uğraşacak. Ekonomik krizi bile anlamsızlaştıracak bir kıyamete doğru son sürat gidiyoruz.”
Fikri KAPAN { KÖŞEMDEN }
YAZIK DEĞİL Mİ MEMLEKETE!!!
SAFRA KANAL TAŞLARINDA CERRAHİ DIŞI TEDAVİ YÖNTEMİ
DİDEROT ETKİSİ
